Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yörede 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları 2008 yılında arazi kadastrosuda 1982 yılında kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli 448 sayılı parsel, 2008 yılında yapılan orman kadastrosunda tamamen orman sınırları dışında bırakılmışsa da orman kadastrosuna itiraz davası sonucu kadastro mahkemesinin 24/09/2010 tarih ve 2008/49 - 2010/51 sayılı kesinleşen kararı ile çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen 504.24 m² bölümünün orman sınırları içine alınmasına karar verildiği, temyize konu eldeki tapu iptali ve tescile konu davanının kesinleşen bu karara uyularak davanın kısmen kabulü ile (A) ile gösterilen bölümüne yönelik tapunun iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 24/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 24.04.2006 tarihinde ilâna çıkarılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. 1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman tahdit hattı içinde kaldığı, daha önce davalı ... tarafından altı aylık itiraz süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucu ...Kadastro Mahkemesinin 2006/71 - 2008/1 sayılı kararı Yargıtay ......

      Yönetimi vekili de 28/03/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı/davalı ... ve davalı/ karşı davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 01/02/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....

        Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

        İlk Derece Mahkemesince, karardan sonra yapılan yenileme çalışmasına ilişkin açılmış bir dava olup olmadığının araştırılması ve yenileme çalışmasına ilişkin tarafların beyanı alınarak, uygulama kadastrosuna itiraz var ise dava, aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraza dönüşeceğinden görev hususu da düşünülerek öncelikle bu itirazın çözülmesi, uygulama kadastrosuna itiraz olmadığı takdirde bilirkişiden yeni oluşan çapa ve kayda göre rapor alınıp, yeni oluşan duruma göre değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar göz önünde bulundurulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. VI....

          Uygulama kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazlar arasındaki duvar esas alınarak sınır belirlenmiştir. Ancak; uygulama kadastrosunun amacı, mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirilmektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları ise uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....

            İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından kesinleşmiş ... tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın ... tahdidi içinde kalan ve eylemli ... olan yerlerden olduğu, dava konusu taşınmaz için tapu malikince açılan açılan ... kadastrosuna itiraz davasının kadastro mahkemesinin 2013/109 Esas-2014/88 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada taşınmazın 1948 yılında kesinleşen ... sınırı içinde kaldığı gerekçesi ile red edilerek kesinleştiği, anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine, 15/01/2019 gününde oy birliği ile karar verildi...

              Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazın ifrazen geldiği 569 sayılı parselin önceki malikleri ....tarafından Orman Yönetimi aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1988/4 ( bozmadan sonra 1990/259) sayılı orman kadastrosuna itiraz davası sonunda 569 sayılı parselin (A) işaretli 18240 m2 bölümünün orman kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Bu karar, taraflar yönünden kesin hüküm teşkil eder. Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında, . Köyü 346 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, tespit tutanağı düzenlenmeksizin ada ve parsel numarası verilerek 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince tapu kütüğüne aktarılmıştır. Davacılar, zilyetlik iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3116 Sayılı Yasa uyarınca 1944 yılında yapılmıştır....

                  Mahkemece, davacı gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23/02/1949 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu, 09/09/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu