WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER: Dava dilekçesi, davalı savunması, kadastro tutanak asıl ve örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. Uygulama/Yenileme kadastrosunun amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesidir. Uygulama kadastrosunun amacı, mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir....

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1998 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu, 2011 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama çalışması, 18.04.2013 tarihinde ilân edilerek eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın ... köyünün arazi kadastrosu çalışma alanında, orman kadastrosu yönünden ise Derinçay köyü orman kadastro çalışma alanında kaldığı, 18/04/2013 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında taşınmazın tamamının orman tahdidi dışında bırakıldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davanın varlığı, tahdidin kesinleşmesini önler. Bu durumda, davanın aynı zamanda 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosuna itiraz niteliğine dönüştüğünün kabulü gerekir. 6831 sayılı Orman Kanununun değişik 11. madde hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde kadastro mahkemesi görevlidir....

    Yönetimi, davalının kadastro mahkemesinde açtığı orman kadastrosuna itiraz davasına karşı verdiği 18/03/2014 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile; davalı adına kayıtlı olan .....719 (yeni 128 ada 87) parsel sayılı 3997 m² (yeni 4555,04 m²) yüzölçümündeki taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını ve eylemli orman niteliğinde olduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, tapu kaydındaki şerhlerin silinmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, karşı davanın 2013/207 sayılı dosyadan tefrikine, gerçek kişinin açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verildikten sonra kaydedildiği 2014/39 sayılı dosyada Orman Yönetiminin açtığı tapu iptali tescil davasının görev yönünden reddine, asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, asliye hukuk mahkemesince temyize konu davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 2614,41 m², (C) harfi ile işaretli 120,09 m² taşınmaza...

      Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

      Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

      Mahkemece, uygulama kadastro çalışmasının usûlüne uygun olduğu gerekçesiyle bu yöne ilişkin davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama tutanağındaki gibi tapu siciline aktarılmasına, mülkiyete yönelik davada mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yörede 1940 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1977, 1985 ve 1987 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır....

        Dava, altı aylık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz, tescil ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasaya esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre 1999 yılında yapılan ve 02.01.2008’de ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Dava, orman kadastrosuna itiraz olarak açılmış, bölgede arazi kadastrosu yapılınca arazi kadastrosuna itiraza dönüşmüştür. Davacının dava dilekçesinin tetkikinde; taşınmazın orman tahdidi içerisinde bırakıldığı zannıyla dava açıldığı, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada ise çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğunun belirlendiği, bu nedenle davacının orman kadastrosuna itirazda hukuki yararının bulunmadığı, genel arazi kadastrosu sırasında kendi adına tespit edilen taşınmaza yönelik bir davasının olmadığı anlaşılmaktadır....

          Yönetiminin davasının orman kadastrosuna itiraza dönüşeceği gözönünde bulundurularak, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla kadastro mahkemesi görevli olduğundan tapu iptali tescil davası elde tutularak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilmeli ve dosya görevli kadastro mahkemesine gönderilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözönüne alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi....

            Açıklanan tüm bu nedenlerle; tapu iptali ve tescil davası iken aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen bu dava için; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin dava tefrik edilip mülkiyete yönelik dava elde tutularak, uygulama kadastrosuna itiraz davası için kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesinde; uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra genel mahkemede mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil davası görülerek sonuca göre karar verilmelidir....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Genel arazi kadastrosu işlemi 1974 yılında yapılmış ve sonuçları 09.04.1975 - 09.05.1975 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiş olup, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 25.12.2003 tarihinde ilan edilen 6831 Sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B madde uygulama çalışmaları vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının tescil istediği yer 10.05.1975 tarihli kesinleşen 1884 sayılı mera parseli içinde kaldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/04/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu