Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 26.07.1985 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 20.02.1980 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli ... Köyü 931 parselin arazi kadastrosu sırasında 18.320 m2 yüzölçümüyle belgesizden ... adına tesbit ve tescil edildiği, daha sonra 1985 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmasında öncesi orman olup nitelik kaybı nedeniyle 3790 m2 bölümünün P XII poligon numarası verilerek 2/B madde sahasında bırakılması üzerine Orman Yönetimi tarafından ... aleyhine 13.03.1987 tarihinde açılan tapu iptali tescil (orman tahdidine itiraz) davası sonunda, Kocaeli 1....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin 08.10.2004 tarihli krokide (A)=109.30 m2'lik bölümünün tapusunun iptali ile davacı ... ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline, (B) ile gösterilen bölüme yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalılar Hazine ve Orman Yöretimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 10 yıllık süre içinde açılan tapu kaydına dayalı orman tahdidine itiraz, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmış ve kesinleşmiştir. Davacılar tapu kaydına dayalı olarak orman sınırlandırılmasının iptalini ve orman parseli içinde kaldığını iddia ettikleri taşınmazlarının adlarına tescilini istemişlerdir. Orman kadastrosu kesinleştiğine göre, bu davanın dinlenme koşulu, 6831 Sayılı Yasanın 11/1 maddesine göre tapu kaydının davalı taşınmaza uyması ve iddia edilen yeri kapsamasına bağlıdır....
orman ve fen bilirkişi raporuyla, Daire tarafından aldırılan ek raporun birbiriyle örtüştüğü görülmekle, kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan yerlerin tapu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacağı, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerler hakkında orman yönetimi tarafından her zaman tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılabileceği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak hüküm tarihinden sonra uygulama kadastrosu sırasında taşınmazların 104 ada 18 ve 21 parsel numaralarını aldıkları anlaşıldığından, infazda duraksama yaratacak şekilde kaydı kapatılan 224 ve 227 parseller hakkında hüküm kurulamayacağı, ayrıca davacı ......
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davanın, kesinleşen orman tahdidine dayalı tespitin iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu belirtilerek, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli yolun (A1) harfiyle işaretli bölümünün kesinleşen orman tahdit haritasına göre orman sınırları içinde kaldığı belirlendiğinden, bu bölüme yönelik davan kabulüne, (A2) harfiyle işaretli bölümünün ise, kesinleşen orman tahdidinin dışında kaldığı belirlendiğinden, bu bölüme ilişkin davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar 07.05.1996 günlü dilekçelerinde ... Köyü 2231 parsel sayılı taşınmazda tapuya dayalı olarak orman kadastro işleminin iptaline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapuya dayalı olarak 10 yıllık sürede açılan orman tahdidine itiraza ilişkindir. Yörede 22.02.1994 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne 601 parsel sayılı taşınmazın 16/12/2011 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.828,56 m2 ile (B) harfi ile gösterilen 3.197,41 m2'lik kısmın orman vasfı ile Hazine adına tesciline, (C) harfi ile gösterilen 26.474,09 m2'lik yerin orman alanı dışında tarım arazisi olduğunun tespitine, karar verilmiş hüküm davacı Orman Yönetimi vekili ve bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1985 yılında yapılıp 1986 yılında ilân edilerek kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ve 1987 yılında yapılıp 1990 yılında ilân edilerek kesinleşen, henüz sınırlandırılması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır....
Yönetimi, davasında tapu iptali ve tescil talebinde de bulunduğuna göre, mahkemece bu talebe ilişkin ... Asliye Hukuku Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, verilmemiş olması doğru değildir.” denilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek dava dosyası davacının tescil talebi yönünden görevli mahkemeye aktarılmış ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesince davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden davanın kısmen kabulü ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın 25/04/2012 tarihli bilirkişi heyetinin rapor ve krokisinde (B) harfi ile işaretli 18606 m2'lik bölümü davalılar murisi ... adına kayıtlı tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek dava dosyası davacının tescil talebi yönünden görevli mahkemeye aktarılmış ve görevli asliye hukuk mahkemesince davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden davanın kısmen kabulü ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın 25/04/2012 tarihli bilirkişi heyetinin rapor ve krokisinde (B) harfi ile işaretli 21.163 m2'lik bölümünün davalılar adına kayıtlı tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yörede 1973 tarihinde yapılıp kesinleşen genel arazi kadastro çalışması bulunmaktadır....
Dosyada mevcut mahalli bilirkişi beyanlarından da sabit olduğu üzere dava konusu taşınmazlar koru (orman) niteliğinde olup hiçbir zaman ziraat arazisi olarak kullanılmamıştır ve orman bilirkişi raporuna göre de taşınmazlar memleket haritasında yeşil orman alanı içinde kalmaktadır ve üzerinde 0,8 kapalılıkta meşe ormanı vardır ayrıca taşınmazlar 1972 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidine göre orman tahdit sınırları içinde orman sayılan yarlerdendir. Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları hukuki değerlerini yitirirler. Bu durumda davalıların dayanağı olan Eylül 1311 tarih 24, 25 ve 26 sırada kayıtlı tapu kayıtları 4785 Sayılı Yasa ile devletleştirilmiş olup hukuki değerini yitirmiştir. Ayrıca davacı ... Yönetiminin taraf olmadığı kadastro mahkemesinin 1987/201-1993/383 sayılı dosyasında verilen karar da ... açısından kesin hüküm olmaz ve Orman Yönetiminin katılımı olmaksızın oluşan tapu kaydı da Yönetimi bağlamaz....
Yargıtay ve Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre; kesinleşen orman tahdidi bulunması halinde, bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman tahdidine ait harita ve tutanakların uygulanması ile belirlenir. Tahdidin kesinleşmesi ve hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra orman sınırlamasının doğru olup olmadığı tartışma konusu yapılamaz. Hal böyle iken somut olayda; Mahkemece, hükme esas alınan raporda dava konusu taşınmazın tamamının kesinleşen tahdit sınırları içerisinde kaldığı belirlendiği halde, B ile gösterilen kısmın geçmişten beri açıklık olduğu, orman bütünlüğü oluşturmadığı gerekçesiyle orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. VI....