İncelenen dosya kapsamına göre, dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan taşınmazın 2/B uygulaması yapılarak orman sınırları dışına çıkartılması ve tutanak düzenlenerek, kullanıcı olarak adının yazılması istemine ilişkin olup, orman kadastrosu ve 2/B uygulamasına itiraz yönünden, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği ve 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde hükmüne göre yapılan kullanım kadastrosunun orman kadastrosu ve 2/B uygulamasına itiraz için davacıya yeni bir dava hakkı vermeyeceği gibi, kişilerin idareyi zorlayıcı şekilde 2/B uygulaması yapılmasını isteyemeyeceği ve 2/B uygulaması yapılması mahkemelerin görevinde de olmadığından dinlenme olanağı olmayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 03/03/2014 günü oy...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 07/09/2007 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. 1) Hükmü katılma yoluyla temyiz eden Hazine vekiline mahkeme hükmü 25/05/2011 tarihinde, davacı ...’ın temyiz dilekçesi ise 14/06/2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 432. ve 433. maddelerinde öngörülen sırasıyla 15 ve 10 günlük yasal süreler geçirildikten sonra Hazine vekili tarafından 28/06/2011 tarihinde verilmiştir....
Yukarıda belirtildiği gibi davacı vekilinin asıl talebinin, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin vekil eden adına tespit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden, tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalarla sınırlıdır. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi de zorunludur....
Dava, kullanım kadastrosu sırasında, tutanak düzenlenmeyen taşınmaza, Hazine adına tutanak düzenlenerek, beyanlar hanesine kullanıcı olarak adının yazılması istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanun'a göre yapılıp kesinleşen orman tahdidi ile 21.05.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uygulaması vardır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kesinleşmiş Kullanım Kadastro Tespitine İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... ili ... ilçesinde yapılıp 1993 yılında kesinleşen kullanım kadastrosu çalışmaları sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan 779 parsel sayılı 8.706,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...'...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 03.03.1993 tarihinde askı ilanı yapılarak 04.09.1993 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 31/01 /2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kullanım kadastrosu tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı bealediye Başkanlığı ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek - 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, .... Beldesi, 3130 parsel sayılı 1096,88 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ......
Dava, 5831 sayılı Kanun nedeniyle yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 11. T.sani 1942 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 08.07.1982 tarihinde ilânı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 2896 ve 3302 sayılı Kanunlara göre yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Ancak; dava ... Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır....