"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Çekişmeli ... İlçesi ... Köyü 454 parsel sayılı taşınmaz 8880 m2 miktar ve tarla niteliği ile ... kızı ... adına tapuda kayıtlı olup tapu kaydının beyanlar hanesinde 340 m2'sinin kesinleşen orman kadastro sınırları, 8290m2sinin 2/B madde uygulama alanı içinde kaldığı yolunda şerhler bulunmaktadır. Davacı ... Yönetimi, bu taşınmazın bir kısmının yörede 1948 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, orman sınırları içinde kalan kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini, davalının bu yere el atmasının önlenmesini istemiştir....
olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar bilimsel yöntemlerle ve denetime elverişli olacak şekilde açıklanmalı; raporda, "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılara yer verilmelidir....
Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe...
Uygulama kadastrosu sırasında mülkiyete ilişkin tartışmalar gündeme getirilemez ve kadastro komisyonlarınca bu konularda inceleme, değerlendirme ve tespit yapılmaz. Başka bir ifadeyle, mülkiyete ilişkin ihtilaflar, uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmezler. Bu nedenlerle, uygulama kadastrosunun askı ilân süresi içinde açılan davaların kadastro mahkemelerince değerlendirilebilmesi için, uygulama kadastrosunun amaç ve kapsamına uygun taleplerin ileri sürülmüş olması zorunludur. Dava, askı ilân süresi içinde açılmış olmakla birlikte, talep, uygulama kadastrosunun amaç ve kapsamına uygun değilse, kadastro mahkemesi görevsiz olduğundan ve görev hususu kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. ...
DELİLLER: İddia,savunma, yapılan keşif, tapu kayıt örnekleri,alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava , Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca açılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Uygulama/Yenileme kadastrosunun amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesidir. Uygulama kadastrosunun amacı, mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş tahdite dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yörede, 04.04.1977 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanun kapsamında orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulama çalışmaları ile 19.08.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır. Ayrıca 1977-1978 yıllarında 766 sayılı Kanun hükümlerine göre tapulama çalışmaları yapılmıştır. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 165. maddesinin 1. fıkrasına göre “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir”....
Ayrıca; dava konusu eski 9 (yeni 147 ada 14) ve eski 10 (yeni 147 ada 13) parsel sayılı taşınmazlara ait ilk tesis kadastrosu sırasında düzenlenen tapulama tutanakları, var ise komisyon ve mahkeme kararları ile mahkeme kararlarının dayanağı bilirkişi rapor ve krokileri ile; tesis kadastrosu sırasında düzenlenen, tesis kadastrosunun altlığı orjinal ölçü krokisi, takeometrik ölçü ve alan hesaplama cetvelleri, nirengi ve poligon koordinat özetleri, röper krokileri, tesis paftası, tesis kadastrosu sırasında istifade edilen standart topoğrafik haritalar, uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen ada raporunun ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden; tesis kadastrosunun yapıldığı tarihte veya öncesinde çekilen, tesis kadastrosu gününe en yakın tarihli hava fotoğlarının Harita Genel Komutanlığından istenerek, keşfe katılan fen ve harita mühendisi bilirkişi marifetiyle, dava konusu taşınmaza uygulanmadığı anlaşılmıştır....
Yönetimi, 06/08/2014 tarihli dava dilekçesiyle, ...ilçesi Merkez Beldesi sınırları içinde bulunan ormanların 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 2/B madde uygulama çalışmaları 55 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapıldığını ve 08/10/1987 tarihinde düzenlenen askı mazbatasıyla ilan edilerek kesinleştiğini dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde bırakıldığını, ...ilçesi ....köyünde 27 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan ve 26/01/1990 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman tahdit kadastrosunda dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığını, arazi kadastrosunun 2010 yılında yapıldığını, çekişmeli taşınmazın kişi adına tespit edilerek kesinleştiğini, 27 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan kadastronun mükerrer olup yok hükmünde olduğunu ileri sürerek ikinci orman kadastrosunun iptali ile davalı adına yapılan tapunun iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....
Kesinleşen orman kadastrosunun nasıl iptal edileceği 3402 sayılı Yasada değil, 6831 sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede ise, kesinleşen orman kadastrosunun iptalinin ancak, tapulu taşınmazlar yönünden, tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebileceği öngörülmüştür. Vergi kaydına, zilyetliğe dayanılarak kesinleşen orman kadastrosunun iptali dava edilemez. Yasaların yorumlanmasında yalnızca o madde değil, o maddeyi ilgilendiren diğer yasalardaki tüm hükümlerin birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılması gerekir. 3402 sayılı Yasanın 12/3. ve 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde belirtilen hak düşürücü süreler kamu düzeni ile ilgilidir. Hak düşürücü süre davanın görülebilirlik koşuludur. Bir davada hak düşürücü sürenin bulunup bulunmadığı davaya bakan hakim tarafından, tarafların istemi olmadan doğrudan gözönünde bulundurulması zorunludur. Hak düşürücü süre geçmişse davanın esası incelenemez....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kesinleşen Uygulama Kadastrosu Tespitine İtiraz KARAR : Milas 3....