Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
Mahkemece, uygulama kadastro çalışmasının usûlüne uygun olduğu gerekçesiyle bu yöne ilişkin davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama tutanağındaki gibi tapu siciline aktarılmasına, mülkiyete yönelik davada mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yörede 1940 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1977, 1985 ve 1987 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır....
Dava, altı aylık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz, tescil ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasaya esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre 1999 yılında yapılan ve 02.01.2008’de ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Dava, orman kadastrosuna itiraz olarak açılmış, bölgede arazi kadastrosu yapılınca arazi kadastrosuna itiraza dönüşmüştür. Davacının dava dilekçesinin tetkikinde; taşınmazın orman tahdidi içerisinde bırakıldığı zannıyla dava açıldığı, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada ise çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğunun belirlendiği, bu nedenle davacının orman kadastrosuna itirazda hukuki yararının bulunmadığı, genel arazi kadastrosu sırasında kendi adına tespit edilen taşınmaza yönelik bir davasının olmadığı anlaşılmaktadır....
Yönetiminin davasının orman kadastrosuna itiraza dönüşeceği gözönünde bulundurularak, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla kadastro mahkemesi görevli olduğundan tapu iptali tescil davası elde tutularak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilmeli ve dosya görevli kadastro mahkemesine gönderilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözönüne alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi....
Dava konusu taşınmaz için yapılan uygulama çalışmalarının kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın çözümü konusunda görevli mahkeme ise; dava konusu taşınmaz için kadastro (uygulama) tutanağı tutulmuş olması nedeni ile kadastro mahkemesi olacaktır. Açıklanan tüm bu nedenlerle; tapu iptali ve tescil davası iken aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen bu dava için; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin dava tefrik edilip mülkiyete yönelik dava elde tutularak, uygulama kadastrosuna itiraz davası için kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesinde; uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra genel mahkemede mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil davası görülerek sonuca göre karar verilmelidir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Genel arazi kadastrosu işlemi 1974 yılında yapılmış ve sonuçları 09.04.1975 - 09.05.1975 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiş olup, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 25.12.2003 tarihinde ilan edilen 6831 Sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B madde uygulama çalışmaları vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının tescil istediği yer 10.05.1975 tarihli kesinleşen 1884 sayılı mera parseli içinde kaldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/04/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yönetimi vekili de 31/05/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile taşınmazların kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kayıtlarının iptali ile orman olan bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı ... dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 22/03/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1985 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın eylemli orman olduğu, ne var ki Orman Yönetimi 1979 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna dayanarak dava açtığı, yapılan uygulamada taşınmazın kısmen orman kadastro sınırı içinde kaldığının belirlendiği, yönetim tarafından kesinleşen orman kadastrosuna dayanılarak kısmi dava açtığı, mahkemece isteğe bağlı olarak hüküm kurulduğu, dava konusu taşınmazın geriye kalan ve eylemli orman olduğu anlaşılan bölümün orman olarak kullanılmak üzere her zaman Hazineden tahsisinin istenebileceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 25/05/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın eylemli orman olduğu, ne var ki Orman Yönetimi 1979 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna dayanarak dava açtığı, yapılan uygulamada taşınmazın kısmen orman kadastro sınırı içinde kaldığının belirlendiği, yönetim tarafından kesinleşen orman kadastrosuna dayanılarak kısmi dava açtığı, mahkemece isteğe bağlı olarak hüküm kurulduğu, dava konusu taşınmazın geriye kalan ve eylemli orman olduğu anlaşılan bölümün orman olarak kullanılmak üzere her zaman Hazineden tahsisinin istenebileceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 25/05/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın eylemli orman olduğu, ne var ki Orman Yönetimi 1979 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna dayanarak dava açtığı, yapılan uygulamada taşınmazın kısmen orman kadastro sınırı içinde kaldığının belirlendiği, yönetim tarafından kesinleşen orman kadastrosuna dayanılarak kısmi dava açtığı, mahkemece isteğe bağlı olarak hüküm kurulduğu, dava konusu taşınmazın geriye kalan ve eylemli orman olduğu anlaşılan bölümün orman olarak kullanılmak üzere her zaman Hazineden tahsisinin istenebileceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 25/05/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....