Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, bu nedenlerle, tescil davasında asliye hukuk mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, görev yönünün kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında, temyiz aşaması da dahil olmak üzere tarafların her birince ileri sürülebileceği gibi resen de gözetilebileceği, mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davasının, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu" açıklanmıştır....

    kadastrosuna itiraz davası olmayıp, tapu iptal ve tescil davası olduğu gözönünde bulundurularak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizliğe karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

      Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

      O halde, mahkemece; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup, orman kadastrosuna itiraz yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, orman kadastrosuna itiraz davasının HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/05/2015 günü oy birliğiyle karar verildi....

        Yönetimi, davalının kadastro mahkemesinde açtığı orman kadastrosuna itiraz davasına karşı verdiği 18/03/2014 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile; davalı adına kayıtlı olan .....719 (yeni 128 ada 87) parsel sayılı 3997 m² (yeni 4555,04 m²) yüzölçümündeki taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını ve eylemli orman niteliğinde olduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, tapu kaydındaki şerhlerin silinmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, karşı davanın 2013/207 sayılı dosyadan tefrikine, gerçek kişinin açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verildikten sonra kaydedildiği 2014/39 sayılı dosyada Orman Yönetiminin açtığı tapu iptali tescil davasının görev yönünden reddine, asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, asliye hukuk mahkemesince temyize konu davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 2614,41 m², (C) harfi ile işaretli 120,09 m² taşınmaza...

          Mahkemece, uygulama kadastro çalışmasının usûlüne uygun olduğu gerekçesiyle bu yöne ilişkin davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama tutanağındaki gibi tapu siciline aktarılmasına, mülkiyete yönelik davada mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yörede 1940 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1977, 1985 ve 1987 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır....

            Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

            Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

            Dava, altı aylık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz, tescil ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasaya esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre 1999 yılında yapılan ve 02.01.2008’de ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Dava, orman kadastrosuna itiraz olarak açılmış, bölgede arazi kadastrosu yapılınca arazi kadastrosuna itiraza dönüşmüştür. Davacının dava dilekçesinin tetkikinde; taşınmazın orman tahdidi içerisinde bırakıldığı zannıyla dava açıldığı, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada ise çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğunun belirlendiği, bu nedenle davacının orman kadastrosuna itirazda hukuki yararının bulunmadığı, genel arazi kadastrosu sırasında kendi adına tespit edilen taşınmaza yönelik bir davasının olmadığı anlaşılmaktadır....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Genel arazi kadastrosu işlemi 1974 yılında yapılmış ve sonuçları 09.04.1975 - 09.05.1975 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiş olup, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 25.12.2003 tarihinde ilan edilen 6831 Sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B madde uygulama çalışmaları vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının tescil istediği yer 10.05.1975 tarihli kesinleşen 1884 sayılı mera parseli içinde kaldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/04/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu