Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle mahkemece, öncelikle, orman kadastro haritası ve tutanakları fen ve orman bilirkişiler eliyle yöntemince mahalline uygulanmalı, orman kadastro haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (... veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parseller ve değişik açı ve uzaklıkta en az 4-5 OS noktası görülecek şekilde kadastro paftası üzerine aplike edilmeli, bu şekilde yapılacak uygulama sonunda taşınmazın kısmen ya da tamamen orman sınırı dışında bırakıldığı anlaşılırsa, dava sırasında yapılan orman kadastro çalışmasının eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyeceği, davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraza dönüşeceği ve orman kadastrosuna itiraz davalarının kadastro mahkemesinde görüleceği gözönünde bulundurularak tapu iptali ve tescil davası elde tutulmalı, orman kadastrosuna itiraz davası bakımından tefrik ve görevsizlik kararı verilmeli ve orman kadastrosuna itiraz davasının sonucu beklenmelidir....

    Her ne kadar dava uygulama kadastrosuna ilişkin askı ilan süresi içerisinde açılmış ise de, uyuşmazlık, kadastrosu kesinleşen taşınmaz bölümüne yönelik mülkiyet ihtilafından kaynaklandığından, davacının tapu iptali ve tescil isteği bakımından yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunmaktadır. Bu husus Mahkemenin de kabulünde olup, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında mülkiyete ilişkin itirazların ileri sürülemeyeceği belirtilmiştir. Hal böyle olunca tapu iptali ve tescil isteği yönünden ... Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davacının Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmü BOZULMASINA, 19.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1988 yılında yapılarak 06.03.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Gülek Beldesinde genel arazi kadastro çalışmaları 1959 yılında yapılarak kesinleşmiştir....

        Uygulama kadastrosunun açıklanan bu niteliği itibariyle, uygulama kadastrosuna itiraz şeklinde açılacak davalarda, mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmeden, ilk tesis kadastrosuyla oluşturulan haritanın zemin ile uyumsuzluğunun neler olduğu, bu uyumsuzluğun hangi nedenlerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sırasında nasıl bir tespit yapıldığı, uygulama kadastrosunun zemin ile harita arasında görülen uyumsuzluğu giderip gidermediği, uygulama kadastrosu da isabetsiz ise bu isabetsizliğin nereden kaynaklandığı gibi hususların aydınlatılması zorunludur. Yörede, 1962 yılında takeometrik ölçü yöntemi ile yapılan arazi kadastrosu, 2019 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılıp kesinleşen uygulama (yenileme) kadastrosu çalışmaları bulunmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklanan davaları incelemekle görevli olan Yargıtay 16....

        Bu durumda, davacının tesis ve uygulama kadastrolarına göre davalıya ait çekişmeli taşınmaz içinde kalan bölümün kendisine ait olduğuna ilişkin iddiası göz önüne alındığında dava her ne kadar uygulama kadastrosuna itiraz edilerek açılmış olsa da, uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

          Davacı Hazine vekili, uygulama kadastrosu sırasında Hazineye ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın görevsizlik nedeniyle reddine ve çekişmeli taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davacı Hazine'nin davasının uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde değil, taşınmazın mülkiyetine yönelik olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de taşınmaz başında keşif yapılmamış, davacının davasının uygulama kadastrosuna mı yoksa mülkiyete mi yönelik olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....

            Maddesinde “orman sınırlarında daraltma yapılamaz” hükmü gereği ormanların, içinden geçen yol ve derelere göre parçalara ayrılmaksızın bir bütün halinde kadastroya tabi tutulması ve ayrıca orman idaresince Orman Kanunu hükümlerince yapılan kesinleşmiş kadastroya uygun şekilde ( yol ve derelerle ayrılmaksızın bir bütün halinde) yapılmasının gerektiğini, dava konusu yollar kesinleşmiş orman kadastrosuna göre devlet ormanı sahasında kaldığını, Anayasanın 169. Maddesinde " Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz, orman sınırlarında daraltma yapılamaz" hükmü yer aldığını, bu nedenlerle yerel mahkemece kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DAVA: 3402 sayılı yasanın 22/2- a maddesi gereği yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindedir....

            Her ne kadar Yüksek Mahkemenin önceki içtihatları aksi yönde olsa da, son dönem içtihatlarında bu konuda değişikliğe gidilmiş ve her bir hissedarın tek başına uygulama kadastrosuna itiraz davasını açabileceği kabul edilmiştir. (Emsal nitelikte Yargıtay 8.HD'nin 30.09.2021 tarih ve 2021/11609 Esas, 2021/9846 Karar sayılı kararı) Dolayısıyla, uygulama kadastrosuna itiraz davalarının tüm hissedarlar tarafından birlikte açılmasına gerek bulunmayıp, hissedarlardan biri yada bir kaçının da tek başına iş bu davayı açması mümkündür. Hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin uygulama kadastrosuna itiraz davasının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin kararı hukuka aykırı bulunmaktadır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/04/2019 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kesinleşen Uygulama Kadastrosuna İtiraz KARAR : Alaşehir 2....

            Yönetimi vekili de 18/02/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile kesinleşen orman sınırı içinde kaldıkları iddiasıyla, tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, ... aleyhine açılan orman kadastrosuna itiraz davasının husumetten; diğer davalılar aleyhine açılan orman kadastrosuna itiraz davasının esastan reddine, karşı tapu iptali tescil davasının tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 25/12/2012 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1955 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu