Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
Yönetimi vekili de 28/03/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı/davalı ... ve davalı/ karşı davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 01/02/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesince, karardan sonra yapılan yenileme çalışmasına ilişkin açılmış bir dava olup olmadığının araştırılması ve yenileme çalışmasına ilişkin tarafların beyanı alınarak, uygulama kadastrosuna itiraz var ise dava, aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraza dönüşeceğinden görev hususu da düşünülerek öncelikle bu itirazın çözülmesi, uygulama kadastrosuna itiraz olmadığı takdirde bilirkişiden yeni oluşan çapa ve kayda göre rapor alınıp, yeni oluşan duruma göre değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar göz önünde bulundurulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. VI....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında kesinleşen ... kadastrosu, 25/12/2012 tarihinde ilân edilip kesinleşen, sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1955 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
O halde, mahkemece yapılacak iş; kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin taraflar açısından kesin hüküm oluşturan bölüm ve bu hüküm de dikkate alınmak suretiyle kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve müdahil Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 12/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/07/1976 gün ve 1976/110 sayılı kararı ile bu poligonun yüzölçümünde değişiklik olduğundan sözedilmiş olması nedeniyle orman kadastrosuna itiraz davaları sözkonusu ise bu davalarda verilen kararlar temyize konu davanın sonucunu etkileyeceğinden ilgili dosyaların dosyaya getirtilmesi, bu kararlar sonucunda parselin geometrik şekli ve yüzölçümünde değişiklik meydana gelmişse bu yeni durumun gözönüne alınması, kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanakları yöntemince uygulanarak, orman kadastrosuna itirazla ilgili dava dosyaları da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli parselin içinde bulunduğu ... Servisi Devlet Ormanının tahdidi ilk kez 1969 yılında yapılmış, 09/03/1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir....
İlk derece mahkemesince tazminat isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Ankara İli, Keçiören İlçesi, Ovacık Mahallesi, 546 parsel sayılı 4.980 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdit sınırı içinde kaldığı anlaşılmaktadır....
Daha sonra 1979 yılında 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı yasanın 2. madde ve aplikasyon uygulaması yapılmıştır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve ... biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 23/11/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, davacı gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23/02/1949 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu, 09/09/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....