Davalı ... vekili; davacılar murisinin kaza nedeni ile ölmediğini, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu ve davalının kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat istemli davanın müracaata bırakılmış ve 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediğinden iş bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına; davacılar tarafından davalılar ... ile .......GIDA LTD ŞTİ aleyhine açılan manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın oluşumunda davalı tarafın kusur oranı, müteveffa .......'in yaşı da dikkate alınarak davacıların ömür boyu duyacakları elem ve ızdırabı bir nebze de olsa gidermek amacıyla davacı anne ve baba için ayrı ayrı 25.000-TL, kardeşler için ayrı ayrı 12.500-TL, babaanne için de 7.500-TL olmak üzere toplam 82.500-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
oluşumuna göre, sanığın kusurunun niteliğinin değişebileceği ve kusur konusunda kuşkuya düşüldüğü, bu durumda, kusur oluşturabilecek eylemi belirlemek amacıyla gerekli olması durumunda mahallinde keşif yapılarak Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden veya Karayolları Genel Müdürlüğü uzmanları ya da teknik üniversitelerin öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi....
taşıyıp taşımadığının bir bilirkişi katılımı ile yapılacak keşif sonucunda özelliklerinin tutanağa yazılarak belirlenmesi ve gerekçeli kararda tartışılması, sanıklar hakkında hırsızlık suçundan açılan Ankara 13....
Ancak kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğinin belirlenmesi için nöroloji uzmanı, trafik konusunda uzman bilirkişilerden seçilen bilirkişi kurulu birlikte inceleme yaparak alkol dışında, olayın oluş şekli, hava, yol durumu gibi unsurlar bir bütün olarak değerlendirilip, kazanın sadece alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının açıklığa kavuşturulması kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin, tespiti gerekir. Mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan 6.8.2009 tarihli raporda kazanın meydana gelmesinde davalının %60 oranında dava dışı aracın ise %40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Somut olayda her ne kadar anılan şekilde bir inceleme yaptırılmamış ise de hasarın meydana gelmesinde kazaya karışan dava dışı araç sürücüsün kusurunun da kazaya etkili olduğu belirlenmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kazanın münhasıran araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle meydana geldiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava trafik zorunlu mali sorumluluk sigortacısı tarafından dava dışı zarar görenlere ödenen tazminatın rücuan tahsili istemine ilişkindir. Trafik Sigortası Genel Şartlar’ın B.4-d bendinde sürücünün alkollü olması nedeni ile gerçekleşen kaza sonrasında, sigortacı tarafından zarar görenlere ödenen tazminatın, sigortalı araç işleteninden rücu edilebileceği düzenlenmiştir. Ne var ki, rücu koşullarının oluşabilmesi için, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmiş olması gerekir. 2010/8138 2010/10719 Somut uyuşmazlıkta öncelikle sürücünün alkollü olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir....
Davalı vekili, kaza sonrası sürücünün alkollü olduğunun belirlendiği ve kazanın da alkolün etkisi altında meydana geldiğinden davacının talebinin teminat dışında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; toplanan delillere göre, davacının kaza anında aşırı alkollü olduğu ve kazanın alkolün etkisi altında meydana geldiği, davacının talebinin teminat dışında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak trafik kazası nedeniyle araçtaki hasar bedeli ve tedavi giderlerinin tahsili istemine ilişkindir....
Mahkemece, kusur oranlarının belirlenmesi için trafik bilirkişisi refakate alınarak olay yerinde keşif yapılmış ve 05.11.2013 tarihli raporda, davacıların kızları Sevim'in kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, davalı sürücü Ayhan'ın kusursuz olduğu belirlenmiştir. Kusur raporuna davacı tarafın itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden alınan 13.04.2014 tarihli raporda, davacıların kızları Sevim'in kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, davalı sürücü Ayhan'ın kusursuz olduğu belirlenmiştir. Davacı tarafın itirazı üzerine İTÜ makine mühendisliği ve karayolu ve trafik mühendisliği öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan 13.04.2015 tarihli raporda tanık beyanı da irdelenerek davacıların kızları Sevim'in kazanın oluşumunda %70 oranında, davalı sürücü Ayhan'ın %30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir....
kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu belirterek oluşan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir....
(YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları) Bu durumda yukarıda açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece, yapılacak iş sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğu kabul edilerek İTÜ gibi kurum veya kuruluşlardan aralarında iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan kazanın oluş şekli, yol, hava, gün durumu, kaza tutanağı ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının belirlenmesi için gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....