Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içerisinde mevcut kaza tespit tutanağının 18/08/2017 tarihinde saat 02;30 de düzenlendiği ve Mobese görüntü kayıtlarının olmadığı, Şeyhmus ALTIN'ın alınan beyanından hangi aracın kırmızı ışık ihlali yaptığının tespit edilemediği diğer araç sürücüsünün müşahade altında olduğu Şeyhmus IŞIK'ın (davalı araç sürücüsü) trafik ışıklarına bakmadığını, dikkat etmediğini beyan ettiğinden ve kaza yerine intikal edildiğinde trafik ışıkları fasılalı duruma geçtiğinden kusur tespiti yapılamadığının belirtildiği ve ATK rapor içeriğinde Olay yerinin dört yönlü ışık kontrollü kavşak mahalli olduğu, KTT'nı düzenleyen ekiplerce, kaza yerine intikal ettiğimizde trafik ışıkları fasılalı duruma geçmiş olduğundan hangi sürücünün kırmızı ışık kuralını ihlal ettiğinin anlaşılamadığı belirtilerek ihtimalli olarak kusur tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır....

Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Dosya kapsamından; hükme esas alınan 29/01/2020 tarihli adli tıp raporuna göre davacının kaza sebebiyle yaralanmasının kol kemiği kırığı ve buna hareket kısıtlılığı olduğunun tespit edildiği, davacının motosiklet sürücüsü olduğu ve kaza tespit tutanağının eksiksiz dosya içerisinde bulunmadığı, davalı vekilinin cevap ve itiraz dilekçelerinde davacının motosikletle seyir halinde iken koruyucu tertibatının olmadığından bahisle müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini belirttiği anlaşılmaktadır....

    Davacı vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, zira kaza tespit tutanağının müvekkili kazadan sonra hemen ambulans ile hastaneye kaldırıldığı için müvekkilinin ifadesi alınmadan düzenlendiğini, kaza tespit tutanağının olayın oluşu ile ilgisi olmadığını, kaza tespit tutanağının içeriğinin çelişkili olduğunu, faili meçhul aracın sıkıştırdığından bahsetmesine rağmen müvekkiline kusur verilmesinin yerinde olmadığını, alınan bilirkişi raporuna itiraz etmesine rağmen yeniden rapor alınmadığını ve tanık dinletme talebinin kabul edilmediğini, maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      Maddesine göre sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeçeği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı olduğu, olaya ilişkin olarak 31.08.2017 tarihinde tutulan trafik kazası tespit tutanağındaki imzayı davalı T4'ın kabul etmediği, bu sebeple kaza tutanağındaki imzanın T4'a ait olup olmadığının tespit edilebilmesi için davacıdan kaza tespit tutanağının aslının istenildiği, ancak davacının kaza tespit tutanağının aslını dosyaya ibraz edemediği, bu haliyle 31.08.2017 tarihli kaza tespit tutanağının hükme esas alınmadığı, tarafların kusur durumunun ve dava konusu araçta meydana gelen hasar durumunun tespiti için makine mühendisi bilirkişiden alınan rapora göre davalı sürücü T4'ın dava konusu kazanının oluşumunda % 70 oranında, davacı AXA Sigorta A.Ş. ne sigortalı maliki Gülcan Türk olan 34 XX 456 Plaka sayılı araç sürücüsü Muzaffer Türk'ün dava konusu kazanın oluşumunda % 30 oranında kusurlu olduğu, davacı AXA Sigorta A.Ş.'...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :........Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki trafik kazası tespit tutanağının iptaline ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, 14.10.2010 tarihinde müvekkili idaresindeki ...... plakalı traktör ile sürücü ....... idaresindeki ....... plakalı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kazada bütün kusur şekli unsurlara bakılarak, müvekkile verildiğini, olaya karışan ....... plakalı araç sürücüsü olan .........'e kusur izafesinin yapılmadığını, ancak sürücü ........’in sol Diz ve kolunda hareket kısıtlılığı olduğunu, kaza yeri tespit tutanağı ve soruşturma dosyası içerisinde bulunan teslim tesellüm tutanağı arasında kusur oranını değiştirecek çelişkilerin olduğunu, kaza tutanağında........'...

        Dosya kapsamından; hükme esas alınan 31/08/2018 tarihli adli tıp uzmanı raporuna göre davacının kaza sebebiyle yaralanmasının kafa travması ve sağ ayak bileğinden olduğunun tespit edildiği, davacının motosiklet sürücüsü olduğu ve kaza tespit tutanağının dosya içerisinde bulunmadığı, davalı vekilinin cevap ve itiraz dilekçelerinde davacının motosikletle seyir halinde iken koruyucu tertibatının olmadığından bahisle müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini belirttiği anlaşılmaktadır. Şu halde; İtiraz Hakem Heyetince, kaza tespit tutanağının dosya içerisine alındıktan sonra, davacının koruyucu tertibatının takılı olup olmadığının denetlenerek davacının olay sebebiyle yaralanma şekli de dikkate alınarak müterafik kusur indirimi hususunun tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

          sonra haberdar olunduğunu, kaza tespit tutanağının kusur oranı bakımından bütünüyle hatalı olduğunu, hatalı kaza tespit tutanağına dayanılarak davalılara ait tırda meydana gelen hasar sebebiyle davalıların sigorta şirketi tarafaından müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmasından dolayı müvekkilinin, haksız olarak talep edilen bu bedeli ödemek durumunda kaldığı gibi kendi aracında meydana gelen tüm hasarları da kendisi gidermek durumunda kaldığını, bu nedenle gerçeğe aykırı olarak düzenlenen kaza tespit tutanağının iptal edilmesinde müvekkilinin hukuken korunmaya değer, çok önemli ve güncel bir menfaati bulunduğunu, gerçeğe aykırı düzenlenen trafik kaza tespit tutanağının iptali ve kusur raporu düzenlenmesi gerekirken; mahkemece aksi yönde hüküm tesis edilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının kullandığı traktörün kaza sırasında ışık donanımının sağlam olup olmadığı ve arka farlarının yanıp yanmadığı hususunda tam bir vicdani kanaate varılamadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, TTK.’nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. BK.’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararına bu yönleriyle bağlıdır....

            Davalı temyiz dilekçesinde aynı kazaya ilişkin olarak mahkemenin 2010/66 esas sayılı dosyasında kazada hasarlanan ... plakalı aracın kasko sigortası şirketi tarafından kendisi aleyhine tazminat davası açıldığını, o dosyada yapılan keşif sonucu kendisine %37,5 kusur izafe edildiğini belirtmiştir. Bu durumda mahkemece 2010/66 esas sayılı dava dosyası getirtilerek İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek kusur ve araç hasarı konularında uzman bilirkişi yada bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre mahkemenin diğer dosyası ve bu dosyada alınan önceki bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağının ve ekspertiz raporunun irdelendiği tarafların itirazlarının değerlendirildiği, gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli kusur ve hasar hususunda bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              Yukarıda açıklanan nedenlerle kazanın oluş şekline ilişkin kaza tespit tutanağının aksi ispat edilemediği halde kaza tespit tutanağı ile örtüşmeyen şekilde kazanın oluş kabulüne ilişkin Adli Tıp Kurulu Trafik İhtisas Dairesinin 22.01.2020 tarihli kusur raporunun mahkemece hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Dosya içerisindeki makine mühendisi C. Baki Yıldırım'ın düzenlemiş olduğu 03.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda kazanın meydana geliş şeklinin kabulü, kaza tespit tutanağı ve kaza mahallindeki bulgularla uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla yeniden kusur raporu alınmasına ilişkin davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Gerek mahkemece, gerekse aynı kaza nedeniyle açılan delil tespiti ve diğer davalarda alınan birden fazla kusur raporu dosya içerisinde bulunmaktadır. Bu kusur raporlarından kaza tespit tutanağı ile örtüşen ve olayın oluş şekline uygun olan kusur raporunun Makine mühendisi C....

              UYAP Entegrasyonu