Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/37 esas, 2016/255 karar sayılı dosyası getirtilerek, kaza tutanağı ve ceza dosyasındaki kusur raporları da incelenmek suretiyle kusur durumunun tespiti için İTÜ trafik kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime müsait kusur raporu alınarak belirlenecek kusur oranı da nazara alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

    --------- almak zorunda kaldığını ve bu raporlar için bağımsız -------- zorunda kaldığını, TTK md.1426/1 uyarınca --------- tarafından, ---------------- değer kaybının -------- yapıldığını ancak ------- olumlu veya olumsuz cevap alınamadığını, rehinli araçta oluşan hasarın onarımının davalı ----------- şirketince sağlandığını, davalının söz konusu değer kaybı tazminini kabul etmemesi üzerine, değer kaybı bedelinin tespiti ve tespit edilecek tazminatın ve ----- taraflarına ödenmesi için işbu davayı açmak zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek ------- araçta ------ ve değer kaybının tespiti ----olmak üzere şimdilik toplam 250,45 TL değer kaybı bedeline poliçe limitleri dahilinde kaza tarihinden itibaren yasal faizin işletilerek davacıya verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

      refüje aracın ön kısmının çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda hangi aracın ışık ihlali yaptığının tespit edilemediğinden kusur tespiti yapılamadığı, Kusur bilirkişisinden alınan raporda özetle; dosya kapsamında kaza ile ilgili herhangi bir fotoğraf, kamera görüntüsü vb., bulunmadığını, maddi hasarlı kaza tespit tutanağında ve dosya kapsamında hangi aracın yeşil ışıkta geçtiği hususunda yeterli bilgi bulunmadığını, bu nedenle ışıklı trafik işareti olmasına rağmen sürücülerin kavşaklara yaklaşırken hızlarının yüksek olduğu ve hızlarını azaltmaması, araçların hızını görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadıklarından her iki araç sürücüsünün de 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 47 ve 52.maddeleri gereğince asli ve %50 oranında kusurluğu olduğu, Makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda özetle; 27/09/2017 tarihinde meydana gelen kazada davacı sigorta şirketi nezdinde kasko poliçesi bulunan 06 JM 868 plakalı...

      Belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu kaza tespit tutanağı ile davalı sigorta şirketince sunulan kaza tespit tutanağının her ikisinin de fotokopi evrak olması nedeniyle ispat açısından aynı mahiyette oldukları, Sigorta Bilgi Gözetim Merkezinin müzekkere cevabı ekinde gönderilen kaza tespit tutanağında da kaza saatinin boş olması ve kaza tespit tutanağı detay belgesinde kaza saatinin 17:00 olarak yazılmış olması, tutanakta imzası bulunan ... ve ...'...

        Davaya konu trafik kazasına yönelik düzenlenen kaza tespit tutanağının incelenmesinde, davacının asli kusurlu (kavşaklarda ilk geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek) ... araç sürücüsünün ise tali kusurlu (aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak) olduğu belirtilmiş, dosya içerisinde bulunan 15/06/2019 tarihli uzman mütalaa bilirkişi raporunda; sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen vidanjör sürücüsünün %25, ... plakalı araç sürücüsünün %25, davacının %50 kusurlu olduğu belirtilmiş ve Hakem Heyeti'nce bu rapor esas alınarak Güvence yönünden %50 kusur oranına göre hesaplama yapılmış ve hüküm kurulmuş ise de kusur tespiti açısından yapılan inceleme ve araştırma yetersizdir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Yerel mahkemece, tüm dosya kapsamı ve mevzuat birlikte değerlendirildiğinde, davacının meydana gelen 23/08/2019 tarihli trafik kazası sebebiyle tarafların kusur oranlarının tespit edilmesini talep ettiği, olayla ilgili davacının kolluk biriminde şikayette bulunduğu, bunun haricinde ilerde çıkabilecek ceza veya hukuk uyuşmazlıklarında ilgili mahkemelerce kusur oranı tespiti bakımından bilirkişi raporu alınabileceği, davacı tarafça veya aleyhine açılacak dava ile mezkur kaza sebebiyle tarafların kusur oranlarının bilirkişi marifetiyle belirlenebileceği, bu davalarda kusur oranlarının yeniden tespitinin istenmesinin mümkün olduğu, Yüksek Mahkeme'nin yerleşik içtihatları dikkate alındığında trafik kazası tespit tutanağının tek başına hüküm kurmak için yeterli olmadığı ve yalnızca ispat vasıtası olduğu, açıklanan sebeplerle davacının mezkur kaza nedeniyle kusur oranlarının tespitinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunmadığı, tespit talebinde hukuki...

          Japan Sigorta A.Ş vekili vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesi ile; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden bozulması gerektiğini, iddia olunan kazaya ilişkin maddi hasarlı kaza tespit tutanağının eksik doldurulduğunu, müvekkil şirketin sigortalı aracın kusuru oranında sorumlu olduğunu, oysaki somut olayda kusur değerlendirilmesi yapılmadan eksik inceleme ile şirket aleyhine karar verildiğini, sigortalının %100 kusurlu olduğu iddiasının araştırılmadığını, kusur oranının kabul edilemez olduğunu, kaza tutanağının tek taraflı beyana dayanılarak doldurulduğunu, bu nedenle kusur dağılımının yapılmasının mümkün olmadığını, -Müvekkil şirketin itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, -Sigortalı araca ait kusur oranlarının tespiti bakımından yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle ve re'sen gözetilecek sebeplerle tahkim komisyonu kararının ve itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve...

            Kaza tespit tutanağı ve kusura ilişkin bilirkişi raporu arasında kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, hasar dosyası getirtilerek ve dosya kapsamı da gözetilerek Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde, kaza tutanağında belirlenen kusur durumunun da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK'nın 353 ve 355'inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; 1-a-Kaza tespit tutanağının incelenmesinde, davacının iki şeritli tek yönlü yolda direksiyon hakimiyetini kaybederek sol şeritten sağa doğru kayarak sağdaki tarlaya yuvarlandığı anlaşılmış olup, kaza tespit tutanağına kaza tek taraflı olarak geçmiş, herhangi bir başka araçtan bahsedilmemiştir. Ancak kazadan 1 ay sonra ifadelerine başvurulan davacı ve araçtaki 2 kişi, sağ şeritten ilerlemekteyken önlerindeki tırı geçme için sol şeride geçtikleri esnada sağ şeritteki tırın sol şeride geçmesi üzerine davacının kaçmak isterken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve tırın arkasından yolun sağına savrulduğunu belirtmişlerdir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, davalıya ait aracın müvekkiline ait araca kusurlu olarak çarptığını, kazadan 2,5-3 saat sonra gelen trafik polislerinin inceleme yapmadan acele bir rapor hazırlayarak olay yerinden ayrıldığını, kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin kazada asli kusurlu olmadığını, tanıklar dinlenerek, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak kusur tespiti yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın HMK 114/1-h, 115/2 md hükümleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu