İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "...İddia, eldeki deliller ve tüm dosya kapsamı, mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça işbu davanın T3'e karşı açıldığı, uyap sisteminde yapılan sorgulamada davalı T3'ün dava tarihinden uzun yıllar önce 01/08/1978 tarihinde vefat ettiğinin görüldüğü, davacı tarafça T3'ün sağ mı ölü mü olduğu bilinmediğinden ölmüş olması halinde mirasçılarına davayı yöneltmek istediklerine ve mirasçılık belgesini almak için taraflarına yetki verilmesine dair açıklamada bulunulmakla beraber dava dilekçesinin davalının isim bilgileri kısmında T3 yazılmak suretiyle ölü kişinin davalı olarak gösterilmiş olunduğu, dava açılırken davalının sağ veya ölü olup olmadığı hususunda davacı tarafça gerekli ve yeterli araştırma yapılmadığı gibi dava dilekçesinde davalının ölü olan T3 olarak gösterilmesinin herhangi bir maddi hataya da dayanmadığının anlaşıldığı, nitekim dava dilekçesi içeriğinde davalının...
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı idare vekilince dava dilekçesinde tapu maliklerinden ... ve ... ölü gösterilmek sureti ile mirasçıları olarak belirtilen şahıslara davanın yöneltildiği, Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 20.01.2016 gün 2015/6576 Esas 2016/803 Karar sayılı kararı ile adı geçen şahısların mirasçılık belgelerinin taraflardan istenerek mahkemenin gerekçeli kararının ve davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edilmeyen mirasçıları var ise ilgililere tebliği hususunda dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, mirasçılık belgesinin temini için yapılan başvuruda, 284...252 TC kimlik numaralı ... ile 330...302 TC kimlik numaralı ...'nın sağ olduğunun anlaşılması nedeniyle mirasçılık belgelerinin temin edilemediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosya içerisinde mevcut tapu kaydına göre kamulaştırılan taşınmazda ...maliki gözükmekte olup, sağ olup olmadığının tespit edilmesi; ölü olduğunun tespiti halinde ise mirasçılık belgesinin temin edilerek dosya içerisine konulması, 2-Davalı ...'nin Avukat...'e vermiş olduğu vekaletname dosyada bulunmamaktadır. Davalının vermiş olduğu vekaletnamenin Avukat ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosya içerisinde mevcut tapu kaydına göre kamulaştırılan taşınmazda Hanım ...... tapu maliki gözükmekte olup, sağ olup olmadığının tespit edilmesi; ölü olduğunun tespiti halinde ise mirasçılık belgesinin temin edilerek dosya içerisine konulmasından, 2-Dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen davalı .....'...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, nüfus kaydında çocukları olarak görünen Nuri, Emine, Hüsne ve Fatma'nın kendi çocukları olmayıp eşi ...'ın gayriresmi ilişki yaşadığı Makbule'den doğduklarını bildirerek adı geçen çocukların Cemile olan anne adının iptali ile gerçek anneleri olan Makbule Kavraz olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü ile anneleri (halk arasında Makbule denen kişinin nüfustaki adının Hamide olduğu anlaşıldığından) ... olarak düzeltilmiştir. Dava, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim, mevcut kayıtlardaki bilgiler ve istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgular gözetilerek kayıtlarla çelişki yaratmayacak şekilde karar vermek zorundadır....
Şu halde davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır. (HGK'nun 11.09.2013 günlü ve E 2013/14-612, K 2013/1297 sayılı ilamı) Somut olayda, davalı ... 24.07.2013 tarihinde vefat etmiş olup davacı ... şirketi davalının vefat ettiğinden haberdar olduklarını dava dilekçesinde açıklamış ve davayı mirasçılarına yönelttiklerini belirtmiştir.Yine dava dilekçesinde davalı ... şirketi vekilince davalının mirasçılarının tespiti ve veraset ilamının çıkarılması için yetki belgesi verilmesi talebinde de bulunmuştur.Hal böyle olunca, davacı ... şirketinin davalının ölü olduğunu bildiği ancak davayı mirasçılarına karşı yönelttiği ve mirasçılarının tespiti için yetki talep ettiğinin anlaşılmasına göre davacının ölü kişiye karşı dava açması dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmemektedir....
in gerçek annesi olduğu iddia edilen ... sağ ise kendisinin, ölü ise mirasçılarının verilecek karar sonucu hukuki menfaatleri (mirasçılık ve soybağı haklarının) etkilenebileceğinden bunların davaya dahil edilmeyip taraf teşkili yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, 4-Kabule göre de; Davalı ...'in annesi olduğunun tespitine ve anne adının düzeltilmesine karar verilen ... ile davalı ... arasında nüfus kayıtları arasında bağlantı kurulmadan karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. ./.. -2- 2010/6734-10590 Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kimlik numaralı T4'in nüfus kayıtlarında sağ olduğunun anlaşıldığı, sağ olan kişi hakkında mirasçılık belgesi verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, Uludere Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/244 E. Sayılı dosyasında Mahkemece yapılan tebligatın T4'in ölü olduğu belirtilerek iade edildiğini, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan tebligatta T4'in ölü olarak görüldüğü halde, nüfus kayıtlarında sağ görünmesinin muhtemelen nüfus kayıtlarında ölüm kaydının düşülmemiş olmasından kaynaklanmış olabileceğini, Sulh Hukuk Mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasındaki kayıtlar yeterince incelenmeden ve yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini, mahkemece verilen kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur....
, ancak tapu maliki olan kişinin 1862 doğumlu olduğunun yalnızca davacının iddiasından ibaret olduğunu, tapuda kayıtlı olan Halil’in davacının iddialarının haricinde doğum tarihinin ne olduğuna yönelik herhangi bir bilgi ve belge olmadığını, malik olan kişinin kadastro tutanaklarına göre 1919 yılında, soyadı kanunu yokken vefat ettiğini, yani ismi Halil olup, 1862 yılı haricinde başka bir yılda doğan ve soyadı almadan önce vefat eden birçok kişi bulunabileceğini, Nüfus Müdürlüğü yazısında doğum tarihi yalnızca 1862 yılı olan kişilerde dahi, Hasan oğlu Halil isimli kimlik numaralı bir başka kişinin daha bulunduğunu, bu kişinin de yine soyadı kanunundan önce 1917 yılında vefat ettiğini, Devrek nüfusuna kayıtlı olan ve soyadı kanunundan önce vefat eden Hasan oğlu Halil isimli kişilere ait kayıtların tamamının doğum yılı belirtilmeden sorgulanması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise davacının yerleşim yeri adresinin "..." olduğu ve iptali istenen kaydında doğum yeri ve yerleşim yerinin "..." olduğu, ayrıca davacının oturma yeri ve yaşam faaliyetlerini sürdürdüğü yerleşim yerinin tam olarak tespiti için kolluk araştırması yaptırılarak davacının "..."'de oturduğu ve nüfus davalarında mahkemenin yetkisinin kesin olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, kızı ... ...'in 1982 yılında özürlü olarak doğduğunu ve doğumundan 20 gün sonra eceli ile vefat ettiğini, kızı ... ...'in nüfus kaydında sağ olarak gözüktüğünü, ölüm olayının nüfus kaydına işlenmediğini, bu nedenle nüfus kaydında sağ görünen esasında 1982 tarihinde vefat etmiş olan kızı ... ...'...