"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ... ’nun ölü olduğunun tespiti ile ölümün nüfus kayıtlarına tesciline ilişkindir. Tescil idari işlem ise de, ölümün tespiti adli yargının görevine girer. Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır (TMK.md.29/1). Davada, ölü olduğu iddia edilen ... ’nun tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik hasımla hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
Dava, ... isimli şahsın 15.11.2005 tarihinde öldüğünün tespiti ile nüfus sicilindeki ölüm tarihinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, Ağır Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından açılmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinde, bu kişinin sağlığında düzenlediği vekaletnameyle oğlu .... ölü kişinin 65 yaş aylığını bankadan alarak kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmaktan kamu davasının bulunduğu görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 70/1. maddesine göre, Cumhuriyet savcısının açacağı veya taraf olarak yer alacağı hukuk davalarının kanunda açıkça gösterilmiş bulunması zorunludur. Türk Medeni Kanununa göre, bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır....
Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu maddeden anlaşılacağı üzere kapalı kayıtlar üzerinde işlem yapılamasa da yapılan araştırmalarda kaydı düzeltilmek istenen kişi hakkında tespit hükmü her zaman kurulabilir. İstinaf incelemesine konu eldeki dava, nüfus sicilinde kaydı kapalı olan kişinin gerçekte ölü olduğunun tespiti yanında, sicilde kapalı olarak belirtilen kaydın “ölü” olarak düzeltilmesini de amaçlayan; bu kişinin ölmüş olduğunun tespiti durumunda mirasçısı olacak kişi tarafından açılmış “ölümün tespiti davası” niteliğindedir. Dava bu hukuksal niteliğiyle; mirasçılık haklarını etkileyeceğinden Türk Medeni Kanunu'nu, nüfus sicilindeki eksik veya hatalı kaydın düzeltilmesini de amaçladığından 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nu ilgilendirmektedir....
Tapu kayıtlarına dayanak oluşturan tutanaklar Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek malik ...’in kimlik bilgileri belirlendikten sonra Nüfus Müdürlüğünden adı geçen kişinin sağ olup olmadığı araştırılarak ölü olduğunun saptanması halinde belirlenecek mirasçılarına, sağ ise davalıya tebligata yarar açık adresleri ilgili kurumlardan (nüfus aile kütüğünde yazılı yerleşim yeri adresinin “5490 sayılı Nüfus Yasasının 7/g -50/1 ve Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1. maddeleri uyarınca” ilgili Nüfus Müdürlüğünden, Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi Dairesi gibi) ve zabıta marifetiyle belirlendikten sonra gerekçeli karar ile davacı vekilinin temyiz dilekçesi tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a çıkartılan tebligatlar ölü olduğundan bahisle bila tebliğ iade edilmiş ise de nüfus kaydında sağ olarak gözükmektedir. Adı geçen kişinin sağ olup olmadığının araştırılması, ölmüş ise nüfus kaydına işlenmesinin temini ve bundan sonra tüm mirasçılarına hükmün tebliği, sağ olduğunun anlaşılması halinde adı geçene hükmün yöntemince tebliği ve temyiz süresinin beklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Ferzende Uğurlu'nun ölü olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarına işlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, muris Mevlüt Uğurlu'nun veraset ilamını almak için dava açtıklarını, Mevlüt Uğurlu'nun Ferzende adlı oğlu olduğu, ancak Ferzende'nin nüfus kaydının nakil nedeni ile kapalı olduğu, ölü ya da sağ olduğunun bilinmediği, açık kaydını da bulamadıklarından Ferzende Uğurlu'nun yaşayıp yaşamadığının tespitine, ölü ise ölümünün tespitine ve de nüfus kayıtlarına işlenmesine karar verilmesi istenilmiştir....
Ancak, Tapuda malik olarak görünen ... kızı ...’nin kimliğinin tespiti ile sağ ise kendisinin; ölü olduğunun anlaşılması durumunda mirasçılarının bunun da mümkün olmaması durumunda 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun gereği mahallin en büyük Mal Memurunun kayyım tayini ile davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam olunması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Dava konusu 296 ve 298 parsel sayılı taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/173 E 1966/283 K sayılı ilamı ile ... mirasçıları karıları ..., ... ile çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve kendisinden evvel ölen kızı ...’nin çocukları ..., ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir. ...’in nüfus kayıtlarında yapılan incelemede, davacının murisi “... ve ... oğlu ... ” dışında “... ve ... oğlu ... ” isminde bir başka mirasçısının daha olduğu görülmektedir. Tapu kayıtlarında görünen “... oğlu ...’ın” davacının murisi “... ve ... oğlu ... ” mı yoksa nüfus kayıtlarında sağ görünen “... ve ... oğlu ... ” mı olduğu yeterince araştırılmamıştır....
nun nüfus kaydı getirtilerek sağ mı ölü mü olduğunun tespiti yapıldıktan sonra sağ ise davalıya, ölü ise mirasçılarına gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mirasçıların tespiti ile davacıya davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 50. maddesinde kimlerin davada taraf ehliyetine sahip olacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 124. maddesinde taraf değişikliğinin karşı tarafın rızası ile olabileceği, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan ve dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması hallerinde, karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebinin hakim tarafından kabul edilebileceği düzenlenmiştir. Dava tarihinden önce ölen kişinin Medeni Kanuna göre taraf ehliyeti son bulacağından ölü kişi aleyhine dava açılamayacak ise de; Hazinenin dava açtığı kişi tapu kayıt maliki olup, tapuda malik olarak görünen kişinin ölü olduğunun bilinmemesi kabul edilebilir bir yanılgı teşkil edeceğinden daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir....