nin ise tapuda malik görünmelerine karşın bu kişilerin sağ ya da ölü olup olmadıkları, ölü iseler mirasçılarının tespit edilemediği anlaşılmaktadır. ....04.2010 tarihli zabıta araştırmasında da taşınmaz hissedarları ......, ....... ve ......'yi tanıyan ve bilenin olmadığı belirtilmiştir. 3561 Sayılı Mal Memurlarının .....Tayin Edilmesine Dair Kanun'un .... maddesinde; bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının; bu kimselerin malları üzerinde Hazine'nin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını mahallin en büyük mal memurluğundan araştırıp Hazine'nin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin edeceği hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Hekimhan Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2005 gün ve 2005/4 numaralı davanamesinde sağ olduğu halde nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşülen ... 'ün ölüm kaydının iptali ve kardeşi ... 'ün ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydına ölüm şerhinin düşülmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kaydının düzeltilmesi istenilen ...'...
Davalının, dava açılmadan önce öldüğünün anlaşılması üzerine Mahkemece, “ölü kişiye karşı dava açılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraf ehliyeti dava şartlarından olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50’inci maddesi uyarınca taraf ehliyeti medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olmakla mümkündür. Türk Medeni Kanunu’nun 28’inci maddesi uyarınca medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti, kişinin ölümüne kadar devam eder. Bu nedenle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 55’inci maddesinde taraflardan birinin yargılamanın devamı sırasında ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta Kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Ne var ki; Hukuk Muhakemeleri Kanununda ölü kişiye karşı dava açılması durumu düzenlenmemiştir....
ın) ölü olduğu, diğerinin ( ... oğlu 1944 doğumlu ...'ın ) ise sağ olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu nedenle kayıt düzeltme/tespit davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek/tespit edilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Her ne kadar, 1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte bulunduğu zaman içerisinde dava tarihinden önce ölen kişiler aleyhine açılan davalarda ölü kişinin mirasçılarına halefiyet kuralı uygulamaya ve davaya dahil edilmek suretiyle davaya devam edilmesine, bu doğrultuda kararlılık gösteren yargı içtihatları cevaz vermiyorsa da, 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesinin getirdiği yeni düzenleme ile tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hâkimin karşı tarafın rızasını almaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlemesi ile somut olayda bir kısım tapu kayıt malikinin ölü olması ve mirasçılar tarafından tapu kütüğünde gerekli intikallerin yapılmaması birlikte değerlendirildiğinde, tapuda sağ görünen ölü tapu maliklerine dava açılması kabul edilebilir bir yanılgıdır....
Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, ölü T6 adına kadastro tespitine dayanak teşkil eden dayanak tapu kayıtları ve belgelerin tapu sicil müdürlüğünden istenmesi, daha sonra konusunda uzman fen bilirkişisine tevdi ile tapu maliki T6 ile Şile Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen veraset ilamında adı geçen T6 arasında bağlantı bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılması, tapu kaydı ve nüfus kaydında geçen kişilerin kimlik bilgilerinin farklılığı karşısında farklı olanlar belirtilerek gerekirse mahkemece tapuda isim tashihi davası veya eldeki davanın davacısının murisinin tapu maliki ile aynı kişi olduğunun tespiti için dava açmak üzere süre ve imkan verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucu beklenerek buna göre bir değerlendirme yapılması ve toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilerek, kayyım atanan kişinin tapu maliki ile aynı kişi olup olmadığı hususu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden ilk derece...
Bu itibarla; 1-Ölü olduğu dosyadaki mevcut veraset belgelerinden anlaşılan tapu malikleri ... ile ...'ın mirasçılarına ölü olduğu iddia olunan tapu maliki ... ... oğlu ...'ın sağ olup olmadığı tespit edilerek, ölü ise mirasçılarını belirtir veraset ilamı ilgilisinden temin edilerek mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı ile davacı idarenin temyiz dilekçesinin tebliği ile temyiz ve cevap süreleri de beklenildikten, 2-Dava konusu 1196 ada 8 parsel ile somut emsal olarak incelenen ... Mahallesi 1694 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu cadde veya sokak itibariyle belediyece belirlenen 2009 yılındaki emlak vergisine esas asgari m² değerlerinin belediye başkanlığından, 3-Dava konusu 1196 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 10.07.2009 olan değerlendirme tarihi, somut emsal olarak incelenen ......
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden Artvin İli Ardanuç İlçesi Ovacık Köyünde bulunan 118 ada 29, 31, 47, 48, 50 ve 51 parseldeki taşınmazlarda İsmail oğlu T6 tam hisse ile malik olduğu, bu kişinin sağ olup olmadığı, ölü iseler mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için adı geçen kişilere 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım atanmasının istendiği, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasında T6 Kurtuluş Savaşında çıkan seferberlik üzerine savaşa gittiği ve bir daha dönmediği, T6 Fikret AVCI'nın babasının amcası olduğunun belirtilmesi üzerine, T6 nüfus kaydına ulaşabilmek için Dairemizce Fikret'in anne ve babası ile kardeşlerini gösterir nüfus kaydı dosyamız içerisine alınmış, İlyas'ın babasının kardeşlerini gösterir kaydının temini için Ardanuç Nüfus Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ancak kayıtlara ulaşılamadığı bildirilmiştir....
Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder (TMK m. 28). Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür (HMK m. 55; HUMK m. 41). Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... ve Erdem tarafından, aile konutu olduğunun tespitine yönelik talebin kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgünlenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır....