"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, galleye müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm bir kısım davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili Av.Mustafa Bayır'ın ölü olup olmadığı, ölü ise ölüm tarihinin ilgili Baro Başkanlığından sorularak, sağ olması halinde mahkeme kararının kendisine tebliği ile temyiz süresinin beklenmesinden, Davacı ... adına mahkeme kararı Tebligat Yasası'nın 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, bu maddeye göre tebligat yapılabilmesi muhataba daha önce aynı adreste yasaya uygun bir tebligat yapılmış olması koşuluna bağlı olup, bu koşul gerçekleşmemiş olduğundan mahkeme kararının tebliğ işlemi geçerli değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydında ölü olduğunun tespiti istemine ilişkin davada Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Talep, davacının kardeşi Ülya'nın nüfus kaydında ölü olduğunun istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın çekişmesiz yargı işi olduğu ve sulh mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir....
Bu nedenle; 138 ada 10 sayılı parselin tapu kaydında malik görünen ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden ve ilgili zabıta biriminden sorulmalı, yapılan araştırma sonunda aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişiler sağ ise kendileri, ölü ise mirasçıları duruşmaya çağrılarak kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazlarda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda beyanları alınmalıdır. Tüm bu işlemler yerine getirildikten sonra hala tereddütler giderilememiş ise mahkemece taşınmaz başında keşif yapılarak tanıklar ve tespit bilirkişileri dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu nedenle; 21 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydında malik olarak görünen "... oğlu ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, yapılan araştırmalar sonunda aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişiler sağ ise kendileri ölü ise mirasçıları duruşmaya çağrılarak kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda beyanları alınmalıdır. Mülkiyet aktarımına neden olunmaması için mahkemece yukarıda değinilen hususlara ilişkin eksiklikler giderilmeli, tüm bu işlemler yerine getirildikten sonra hala tereddütler giderilememiş ise taşınmaz başında keşif yapılarak tanıklar ve tespit bilirkişileri dinlenmeli sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
ın (...) ölü olduğu, aile nüfus kayıt tablosunda ise sağ oldukları belirtildiğinden adı geçen davalıların ölü olup olmadıkları araştırılmak, sağ iseler gerekçeli kararın kendilerine tebliği sağlandıktan, ölü iseler veraset ilamlarının taraflardan temini ile mirasçıları tespit edildikten sonra mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı, tebliğ edildikten ve temyiz süresi de beklendikten, Sonra, alınacak cevapla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davaya konu 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının incelenmesinden, 3 parselin, Ağustos 1291 tarih ve 225 sıra nolu tapu kaydı ile kayıt maliklerine ait olduğu, bu kayıt esas alınarak kadastro tespitinin yapıldığı, kadastro tespiti sırasında, kayıt maliklerinin ölü olduğunun ve halen mirasçılarının taşınmazda zilyet bulunduğunun belirlendiği, maliklerin baba adlarının Abid olarak kayıtlarda yer aldığı, Ağustos 1291 tarih ve 225 sıra nolu tapu kaydında da Hacı Abid oğulları Yusuf ile İsmail'in malik olarak göründüğü anlaşılmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi kararında Mehmet oğlu Mustafa'nın ölü olduğu, gayrimenkulun uzun süre idaresiz kaldığı, kayıt maliklerinin adreslerinde bulunamadığı belirtilmek suretiyle kayyımlıkla idare edilmesi kararı verildiğini, taşınmazın 10 yılı aşkın süredir kayyımlıkla idare edildiğini, taşınmazın Hazine adına tescil talebinin 3561 sayılı yasa ve M.K. 588 madde gereği olduğunu, mahkemece yeterince ararştırma yapılmadığını, kayıt malikinin ölü olduğunun belirtilmesinin davanın reddi için yeterli görüldüğünü, ölü olduğu belirtilen kayıt malikinin mirasçısının olup olmadığın vs....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1953/95 Esas, 1954/100 Karar sayılı ilamıyla bu tapuda adı geçen kişinin ... olduğunun tespit edilmiş olması ve bu olgularının aksinin ... oğlu ... mirasçıları olan davacı tarafça kanıtlanamamış olması karşısında davacı ... oğlu ... ve müştereklerinin davalarının reddi ve ... ve arkadaşlarının davalarının kabulü ile çekişmeli 18, 19 ve 27 parsel sayılı taşınmazların Mart 1288 tarih 6, 104 ve Mayıs 1948 tarih 65 sıra numaralı tapu kayıtları ile belirlenecek hukuki duruma göre tesciline karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğuna" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 27 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3500 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazların tamamı ayrı ayrı 26136 pay kabul edilerek, 4356'şar payının ölü ... oğlu ölü ... mirasçıları ve ölü ... oğlu ölü ......
Dava, davacıların, galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespitine yöneliktir. 1-Dosyada alınan bilirkişi raporu ve ekindeki nüfus kayıtlarından; davacıların üst soyu ....annesinin Merzuka, babasının ölü Tahir, Merzuka'nın ise ölü ....uğu,arşiv kayıtlarında yer alıp, mütevellilik yapan .....e arşiv nüfus kaydında görünen....ı kişi olması halinde davacıların vakfedenle soybağlarını ispat edecekleri bildirilerek arşiv belgeleri beraberce değerlendirildiğinde aynı kişi olduğu açıklanan raporda kesin bir açıklık bulunmamaktadır. Kaldı ki dosyaya sunulan şahsiyet kayıt örneğinde bu isimler bulunmadığı gibi, Fi 23 Eylül sene 1339 tarihli belgede mütevelli olarak.... ve yine bu kişinin kızı olarak Merzuka'nın adları geçmekte ise de, nüfus kayıtlarında Merzuka'nın baba adı ölü ....'dir. Belgelerden de ölü ....mütevellilik yapan.....nı kişi olduğunu gösterir yeterli bilgiye ulaşılamamaktadır....