Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşıldığından, sanığın temyizinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak...

    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu, davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin davacı lehine delil vasfına haiz olduğu, defter ve kayıt incelemelerinden davacının davalıdan 844.709,06 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 844.709,06 TL'nin iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ile davalı ... memuru temyiz etmiştir. Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak- kayıt kabul istemine ilişkin olup aynı ilişkiden kaynaklı davacı vekilince hem kambiyo senedine dayalı takip, hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmış, bu takipler nedeniyle de ayrı ayrı davalar açılmıştır....

      TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen kararın yapılan incelenmesinde; Gereği düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu...

        kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata aynı Kanun'un 23 üncü maddesinin bir ila sekizinci fıkraları ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiğinin gözetilmediği ve tebligatın usulsüz olduğu; ayrıca duruşmalara katılamayan ve sanık ile yüzyüze gelmeyen Avukat ...'...

          Dava, yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşmüştür. Bu durumda mahkemece iflas tarihindeki alacak miktarı saptanarak kayıt kabule karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 12.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına...

              Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamında; her ne kadar davacının işçilik alacakları tutarı 29.01.2007 tarihi itibariyle 51.979,05 TL ise de, bir takım ödemelerden sonra davalı tarafından davacıya 30.01.2013 vade tarihli, 43.480,00 TL tutarlı bono verilmiş olmakla, davacının bu miktar alacağı kabul ettiği, davacının davalıdan talep edebileceği asıl alacak tutarının 43.480,00 TL olduğu, bu miktar alacağın iflas idaresince kabul edilerek birinci sıraya kayıt edildiği, bononun vade tarihi olan 31.01.2013 tarihinden 11.07.2013 iflas tarihine kadar geçen süre için işlemiş faiz tutarının 2.637,09 TL olarak hesaplandığı, iflas idaresince 43.480,00 TL asıl alacağın kayıt edildiği gerekçesiyle davacının kalan 2.637,09 TL faiz alacağının da kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : CMK’nın 223/2-b maddesi gereğince beraat Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen mahkumiyet hükmü temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (Bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre...

                    Mahkemece, davalı ...nun 24.07.2007 tarihinde dava açılmadan önce öldüğü halde davacının kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın ölü kişiye karşı dava açtığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına ve yasaya uygun düşmemektedir. 6100 sayılı HMK'nın 124/4 maddesi gereğince; “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” Somut olayda, çekişmeli 242 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu malikinin ..., 243 ada 52 parsel sayılı taşınmazın tapu malikinin ise ... olduğu ve kadastro tutanaklarında bulunan nüfus kayıt bilgilerine göre tapu kayıt maliki olan bu iki kişinin aynı kişi olduğu, kayıt malikinin nüfustaki adının ... olduğu anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarında ...'...

                      UYAP Entegrasyonu