Defterdarlığının kayyım olarak atanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, yapılan araştırmalar sonrasında kendisine kayyım tayini istenilen kişilerin kimlik bilgilerine ulaşıldığından, kayyım atanmasına da gerek bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen davacı Orman Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kim oldukları tespit edilemeyen kişilere kayyım atanmasına ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden dava konusu 35 ada 48 parsel sayılı taşınmazın 1/6'şar payının ... adına kadastro yolu ile 05.02.1957 tarihinde oluşturulan tapu kaydında ... ve ...'nın soyadlarının yer almadığı, mahkemece kayyım atanması istenen kişilerin nüfus bilgilerinin gönderilmesi istenilen nüfus müdürlüğü cevabında, ... İli nüfusuna kayıtlı ... oğlu ... adına 112 ... kızı ... adına 725 ... İli merkez ilçesi nüfusunda ise ... oğlu ... adına 36 ... kızı ... adına 159 kaydın bulunduğu bildirilmiştir....
Esasa ilişkin beyanlarında ise; kayyım atanması geçici hukuki koruma talebi olduğunu, kayyım atanması yolu ile şirketin ayakta tutulmasının mümkün olmadığını, davacının sadece organ boşluğu gerekçesi ile şirket yönetiminin kayyıma devredilmesine dair iddiasının hukuki dayanağının mevcut olmadığını, davacı tarafın HMK 119.maddesi uyarınca bu dayanaklarını belirtmesi gerekirken yükümlülüğünü yerine getirmediğini....
Dava, 3561 sayılı Kanuna göre açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup Kanunun amacı 1. maddesinde bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere; mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak açıklanmış; 2. maddesinde ise 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırarak Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu...
Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup, 1. maddesinde Kanunun amacı, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek şeklinde açıklanmış; 2. maddesinde ise 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427....
Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaza 3561 sayılı Kanun gereğince kayyım atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... Mahallesi 216 ada 165 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 224/768 hisse ile ...,112/768 hisse ile Salih kızı Hashatun, 96/768 hisse ile ..., 70/768 hisse ile ...kızı ..., 70/768 hisse ile ...kızı ..., 42/768 hisse ile ...kızı ...adına kayıtlı oluğunu, Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım atanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, adlarına kayyım atanması istenen kayıt maliklerinin açık kimlik bilgilerinin belli olduğu ve mirasçılarına ulaşılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Dava; 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca açılan kayyım atanması istemine ilişkindir. 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2/1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kayyım atanması talebine ilişkin davada Gebze 1. Sulh Hukuk, İstanbul Anadolu 1. Sulh Hukuk ve Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, küçüğe kayyım atanması istemine ilişkindir. Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, kayyım talep edilenin MERNİS adresinin ''...'' olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, kayyım talep edilen küçük hakkında yapılan kolluk araştırmasına göre ikametgâhının "..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise kayyım talep edilenin nüfus kayıtlarına göre "..." adresinde ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Kayyım Atanması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR ...'nin 2013/112 Esas sayılı yazısı ile davacı... ile davalılar, Maliye Hazinesi,... arasında görülmekte olan Kadastro(Tespite İtiraza İlişkin) davası nedeniyle; davaya konu Çankırı İli, Orta İlçesi, Elmalık Kasabasında kain 125 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki olarak görünen İsmail oğlu 1930 doğumlu... isimli şahsa kayyım atanması talep edilmiştir. Mahkemece; kayyım atanılması istenilen ... isimli şahsın mirasçılarının sağ olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, tapu maliki...'e kayyım atanması istemine ilişkindir. Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmiştir....
ya kayyım atanması istemine ilişkin olup yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ile vesayet davalarında yetkinin kesin olduğu hususu gözönüne alındığında; kayyım atanması istenilen küçüğün Türkiye'deki yerleşim yeri ve buna göre yetkili mahkeme belirlenmeden işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından kendisine kayyım atanması istenen Mehmet kızı Fatma'nın kim olduğunun dosyaya getirtilen tapulama mahkemesinin 1975/216 esas, 1976/109 karar sayılı kararı ile ve kök muris Halil'in verasetine ilişkin Bursa 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1041 esas, 2018/54 karar sayılı kararı ile belirlendiği anlaşılmakla 3561 Sayılı Kanun uyarınca kayyım atanması koşulları oluşmamıştır. Bu durumda davacının davadan feragati kapsamında davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğrudur....