Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı asıl ... dilekçesinde, 90 parsele kayıtlı taşınmazın tapu maliki görünen ... mirasçılarına ulaşılamadığı için kayyım atandığını, kayyım atanan kişinin kendisinin anneannesi olup buna ilişkin mirasçılık belgesininde bulunduğunu, kayyım tayin edilen taşınmazın satılarak paranın kayyımlık bürosu hesabına aktarıldığını, para ile ilgili alacak talebinin kayyımlık bürosu tarafından kayyımlık kararının kaldırıldığına ilişkin herhangi bir karar bulunmadığından reddedildiğini açıklayarak kayyımlık kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde talebin kabulü ile 25/01/2002 tarih 2001/398 Esas, 2002/49 Karar sayılı ilamı ile verilen kayyım kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kayyımlığın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kayyımlık kararının kaldırılması yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.11.05.2009...

      D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı Kayyım vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan araştırmanın yeterli olmadığını, tapu kaydının tüm dayanakları ile birlikte celp edilmesi, nüfus müdürlüğünden aynı isimde başka kişinin olup olmadığının araştırılması, gerekirse tanık dinlenmesi, taşınmazın bulunduğu mahalde araştırma yapılması, araştırmalar yeterli olmazsa keşif yapılarak tespit bilirkişileri ve tanıkların dinlenmesi gerektiğini, belirtilen araştırmaların yapılmadığını, mülkiyet aktarımına sebebiyet verilmemesi gerektiğini, kayyımlık kararının bir tek veraset ilamıyla kaldırılamayacağını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. E)DEĞERLENDİRME: Dava, 3561 sayılı yasaya göre verilen kayyımlık kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı kayyım vekili tarafından istinaf edilmiştir....

      İlk derece mahkemesince yapılan araştırma ve inceleme kayyımlık kararının kaldırılması konusunda karar verilmesine yeterli değildir. Kayyımlık kararı kaldırılırken mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekmektedir. Somut olayda mahkemece tapu kayıtlarının celp edilmediği dairemizce getirtilen tapu kayıtlarından Kars Merkez Karacaören Köyü 158 parseldeki tşınmazdaki kayıtta kayyımlığın kaldırılması istenen şahsın "Bendilne : Andon kızı" olarak kayıtlı olduğu davacıların murisinin ise Bendeline Türkseven, Andon ve İlina kızı olarak kayıtlı olduğu görümüştür....

      Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Somut olayda; her ne kadar ilk derece mahkemesince, hissesine kayyım atanan Abbas kızı Fatma'nın Fatma İncir olarak kimlik bilgilerinin tespit edildiğinden bahisle kayyımlık kararının kaldırılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, davacı idarenin bu kararından doğabilecek idari sorumlulukları ya da takibi gereken işlemleri nedeniyle kararın kaldırılmasını istemekte hukuki menfaati bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılması gereken iş, kayyımlık kararının kaldırılması talebi için gerekli harçlar davacıya tamamlatılmak suretiyle işbu davayı ayrı bir esas üzerinden görmeye devam etmek ve mevcut delil durumuna göre esas hakkında bir karar vermekten ibarettir. Bu haliyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olup kaldırılması gerektiği kanaati hasıl olmuştur....

      Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Somut olayda; her ne kadar ilk derece mahkemesince, hissesine kayyım atanan Abbas kızı Fatma'nın Fatma İncir olarak kimlik bilgilerinin tespit edildiğinden bahisle kayyımlık kararının kaldırılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, davacı idarenin bu kararından doğabilecek idari sorumlulukları ya da takibi gereken işlemleri nedeniyle kararın kaldırılmasını istemekte hukuki menfaati bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılması gereken iş, kayyımlık kararının kaldırılması talebi için gerekli harçlar davacıya tamamlatılmak suretiyle işbu davayı ayrı bir esas üzerinden görmeye devam etmek ve mevcut delil durumuna göre esas hakkında bir karar vermekten ibarettir. Bu haliyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olup kaldırılması gerektiği kanaati hasıl olmuştur....

      Kayyımlığın kaldırılması davasını, kayyım davalı gösterilerek adına kayyım atanan kayıt maliki ile kayıt malikinin mirasçıları açabilirler. Açılan dava, yargılama harçlarına tabii olup, ayrı bir esasa kaydedilip inceleme yapılarak toplanan deliller değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilir.Yani kayyımlık kararını veren mahkeme, herhangi bir dava açılmaksızın kendiliğinden kayyımlık kararı üzerinde inceleme yaparak kayyımlığın kaldırılması veya devamı hususunda hüküm kuramaz. Somut olayda, adına kayyım atanan taşınmaz malikleri ve maliklerin mirasçısı olduklarını ileri sürenler tarafından usulüne uygun şekilde harcı yatırılarak açılmış bir kayyımlığın kaldırılması davası bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Dava, kayyımlık kararının kaldırılması ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi istemlerine ilişkindir. 1-Tapu Sicil Müdürlüğü vekilinin temyizi yönünden; Dava dilekçesinde kayyımlığın kaldırılması ile birlikte kayyım atanan taşınmazların tapu kayıtlarının da düzeltilmesi istenmiş, tapu sicil müdürlüğü de davalı gösterilmiştir. Davacı vekili UYAP üzerinden gönderdiği 03.06.2014 tarihli ıslah istemli dilekçesi ile sadece kayyımlık kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin iş bu dilekçesi hukuki mahiyeti itibari ile ıslah olmayıp, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 123. maddesinde düzenlenen davanın geri alınmasıdır. İş bu maddeye göre; davanın geri alınması açıkça davalının rızasının bulunması koşuluna bağlamıştır. Zımni muvafakat davayı geri almak için yeterli değildir. Davanın geri alınması ile dava baştan itibaren açılmamış sayılır ve sonuçları ortadan kalkar. Davalının açık muvafakatinin bulunması halinde, davanın esası hakkında bir karar verilmez....

        Vakfına yönetim kayyımı atanmasına dair kararın, vakfın organlarının mevcut olduğundan kayyımla idareyi gerektirir bir durumun bulunmadığı ileri sürülerek kayyımlık kararının kaldırılması istenmiş, mahkemece davada ahkamı şahsiye mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında kayyımlık kararının kaldırılması isteğine ilişkin davanın vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinde görülmeye devam edilmesi, tüm delillerin toplanıp birlikte değerlendirilmesi ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan nedenler göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....

          İlk derece mahkemesince yapılan araştırma ve inceleme kayyımlık kararının kaldırılması konusunda karar verilmesine yeterli değildir. Kayyımlık kararı kaldırılırken mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekmektedir....

          UYAP Entegrasyonu