Davalı ..., tohumlukların uluslararası ... sertifikasına haiz olduğunu, hastalığın tohum kaynaklı olmadığını savunmuştur. Davaya konu edilen patates bitkilerinin hastalıklı olduğu bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriği ile sabittir. Taraflar arasındaki ihtilaf bu hastalığın tohum kaynaklı olup olmadığı noktasındadır. Davacı ... tarafından yaptırılan tespit sonucunda Güzelyurt Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2003/4 D.... sayılı dosyasına sunulan 31.07.2003 tarihli bilirkişi raporunda; patateslerde bakteriyal yumuşak çürüklük ve solgunluk hastalığı bulunduğu, bu hastalığın tohumla taşınabileceği gibi toprak ya da sudan bulaşabileceği, davacının 2002 yılında yetiştirdiği patateslerden de ektiği, bu patateslerde hastalığa rastlanmadığı, hastalığın büyük olasılıkla tohum kaynaklı olduğu tespit edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/97 Esas sayılı icra dosyasından kaynaklı akdi vekalet ücreti hesaplanmış, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/633 Esas sayılı dosyasından kaynaklı akdi vekalet ücreti konusunda hiçbir hesaplama yapılmadığı gibi, icra dosyasından kaynaklı akdi vekalet ücretinden de ibra edilmeyen şirket lehine mahsup yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
dan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren yasal faiziyle alınıp bu davacıya verilmesine, ... için murisinden kaynaklı manevi tazminat olarak 30.000,00 TL, kendi yaralanmasından kaynaklı 7.500,00 TL'nin davalılar ..., ..., ..., ... dan olay tarihinden itibaren yasal faiziyle alınıp, bu davacıya verilmesine, ... için murisinden kaynaklı 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar Seydi, ..., ..., ...dan olay tarihinden itibaren alınıp, bu davacıya verilmesine, davacıların artan tüm taleplerinin reddine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
geçilmesi için tüketicilerle imzalanan sözleşmenin geçersizliğine, tüketici yasasına aykırılıkların giderilmesine yönelik bakiye taleplerin reddine, asli müdahilin müdahale tarihinde banka ile tüketici işlemleri arasında kişisel verilerin gizliliği, davalı bankanın internet kullanımından kaynaklı problemlerde davalı bankanın sorumsuzluğuna ilişkin temel hukuk kurallarına aykırı genel işlem şartlarının sözleşmelerden çıkartılması, asli müdahil ile kişisel verilerin gizliliği, davalı bankanın internet kullanımından kaynaklı problemlerde davalı bankanın sorumsuzluğuna ilişkin temel hukuk kuralına aykırı, dürüstlük kuralı ile bağdaşmayan genel işlem şartı içeren sözleşme yapıldığının asli müdahilce ispat edilememesi, 6222 sayılı Yasanın sair uygulamalarında 4077 sayılı ve 6502 sayılı Yasalara aykırı müdahil aleyhine düzenleme bulunmaması nedeniyle davasının reddine ve davalı ......
Davalı vekili, müvekkilinin sadece 28/06/2011 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, kefil olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun büyük kısmının ödendiğini, müvekkilinin imzasının olmadığı kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun da talep edilmesinin doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, asıl borçlunun borcunun toplam 19.955,53 TL olup davalının kefil olduğu 10.000 TL den sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 10.000 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibine konu alacağın dayanağı olarak 04/05/2009 ve 28/06/2011 tarihli genel kredi sözleşmeleri sunulmuş olup davalının yalnızca 28/06/2011 tarihli 10.000 TL limitli kredi sözleşmesinde kefaleti bulunmaktadır. Takibe konu alacağın esnek kredi, taksitli ticari kredi ve davacı bankaca garanti bedelleri ödenen çeklerden kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır....
./02/2014 tarihinde ... nolu poliçe ile davalı şirkete sigortalattığını, 30-31 Mart 2014 tarihlerinde ... ve çevresinde meydana gelen fırtınadan kaynaklı olarak ürünün hasara uğradığını, ... .......
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/12/2014 tarih ve 2013/403-2014/557 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkiliyle davalı arasında 2006 yılında başlayan ticari ilişki bulunduğunu, davalının cari hesap ilişkisinden kaynaklı borçlarını ödememesi nedeniyle iş ilişkisinin sonlandırıldığını, ancak müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklı alacağının bulunduğunu ileri sürerek 7.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tebligata rağmen cevap vermemiş, duruşmalara iştirak etmemiştir....
Somut olayda uyuşmazlık, davacı Hüseyin'in, davalı şirkette çalıştığı dönemde imzaladığı teminat senedinin icraya konulması üzerine yaptığı itiraz sonucunda takibin iptal edildiği ancak davalı tarafın insanlık onuru ile oynadığını belirterek, uğradığı haksız eylemler nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasını açtığı davacının davasının genel hükümlere dayalı olarak açtığı, davanın davacı ile davalı arasında İş Kanunu anlamında bir işçi-işveren ilişkisinden kaynaklı, diğer bir anlatımla iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanılan herhangi bir hakdan dolayı açılmadığı, uyuşmazlığın teminat senedinin icraya konulması suretiyle uğranılan maddi ve manevi zarardan kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 8....
Davalı vekili, müvekkilinin imzasının olduğu kredi sözleşmelerinden kaynaklı borcun ödendiğini, takibe konu diğer kredi sözleşmelerinde müvekkilinin imzasının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının kefil olarak imzasının bulunduğu 17/12/2007 ve 22/04/2008 tarihli kredi sözleşmelerinden kaynaklı borcun 9.975,17 TL asıl, 3.822,20 TL faiz ve 191,10 TL BSMV olmak üzere toplam 13.988,47 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 5 adet genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olup, davalının takibe konu 17/12/2007 ve 22/04/2008 tarihli genel kredi sözleşmelerine müşterek müteselsil kefil olduğu, diğer genel kredi sözleşmelerinde imzasının bulunmadığı hususları ihtilafsızdır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalıya kredi kartı teslim edildiğini, davalı yanca kullanılan kredi kartından kaynaklı borcun ödenmediğini, hesabın kat edilerek davalı borçluya ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın genel mahkeme sıfatıyla görülmesi gerektiğini, kredi kartı sözleşmesine imza atmadığını, dolayısıyla kullandığı kredi kartından kaynaklı borca sözleşmedeki faiz oranlarının uygulanamayacağını, talep edilen alacak miktarının da kabul edilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....