Aile Mahkemesi'nin 2012/833 E 2012/961 K sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, kadın lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, yoksulluk nafakasının boşanma ilamından bu yana arttırılmadığı, geçen zaman içerisinde tarafların sosyal ekonomik durumlarında değişiklik olmadığı, aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasının kadının ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği" gerekçesiyle, davanın kabulü ile, İzmir 5. Aile Mahkemesi'nin 2012/833 E 2012/961 K sayılı kararı ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 10.000,00 TL'ye yükseltilmesine, yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden bir yıl sonra başlamak üzere ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; Dava konusunun davalı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının ise azaltılması talebine ilişkin olduğu; Mahkemece, "Davacının yoksulluk nafakasına ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile mahkememizin 2018/1031 Esas ve 2018/935 Karar sayılı 25/01/2019 kesinleşme tarihli ilamı ile davalı kadın için hükmedilen ve ÜFE oranında artışına karar verilen yoksulluk nafakasının iş bu dava tarihi olan 07/02/2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL'ye indirilmesine, nafakanın kesinleşmesinden itibaren her yıl ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının iştirak nafakasının indirilmesi davasının REDDİNE, " karar verildiği ve anılan hükme karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 6763 sayılı yasa ile değişik HMK. 341. maddesinin 2...
Asliye Hukuk Mahkemesine açılan 2009/471 E.sayılı dosyasında verilen karar ile nafakaların indirilmesi talebinin reddine, %50 oranında artış oranının kaldırılarak nafakanın her yıl TEFE oranında artışının uyarlanmasına karar verildiğini, davalı ...'in aylık yoksulluk nafakasının 3.961,00 TL, diğer davalı ...'nın iştirak nafakasının ise 2.131,00 TL olduğunu, davacının artan haliyle nafakaları ödeyecek maddi gücü olmadığını, davalı ...'in yetim maaşı almaya başladığını ve kira geliri bulunduğunu, müşterek çocuk olan davalı ...'nın da reşit olduğunu, öncelikle davalıların almış oldukları nafakaların kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte olacak olursa her iki nafakanın da aylık 100,00'er TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında; davacının daha önce açtığı nafakaların kaldırılması davasının reddedildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, maddi durumunun iyi olduğunu, müvekkili ...'...
İlk derece mahkemesinin davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde indirilmesi davasının reddi yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varılmakla davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi halde indirilmesinin reddine dair verilmiş karara yönelik istinaf talebinin reddine, kadının yoksulluk nafakasının artırılması davasına yönelik istinaf talebinin ise mahkemece hükmedilen artış miktarı nazara alınarak artış miktarının karar tarihi itibariyle kesin karar olması nedeniyle yoksulluk nafakasının artırılması davası yönünden istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, davacının müşterek çocuklar lehine bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması isteminin yerinde olmadığı, ancak boşanma kararından sonra davacının ekonomik durumunun olumsuz yönde değiştiği, davacının müşterek çocuklar lehine bağlanan toplam aylık 600,00-TL iştirak nafakasını ödeme gücünün bulunmadığı anlaşıldığından Türk Medeni Kanunu'nun .... maddesindeki hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü, müşterek çocukların yaşları, sağlık ve eğitim durumları nazara alınarak nafakanın indirilmesi talebinin kısmen kabulüne, müşterek çocukların her biri lehine daha önce bağlanan aylık 300,00-TL iştirak nafakasının her bir çocuk için aylık 200,00-TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'...
O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik durumlarını değerlendirerek, uyarlamayı gerektirecek nitelikte bir durumun varlığı halinde yoksulluk nafakasının indirilmesi yönünde karar vermek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, hüküm altına alınan yardım nafakasının katılım nafakası olarak isimlendirilmesi sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 17,25 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 26.10.2011 günü oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, katılım ve yoksulluk nafakasının arttırımı istemine ilişkindir. Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının ortak çocuklarının ihtiyaçlarının artması nedeniyle 1998 doğumlu olan için 250,00 TL olan iştirak nafakasının 1000,00 TL, 2000 doğumlu olan için ise 250,00 TL olan iştirak nafakasının 500,00 TL olarak belirlenmesini talep etmiştir.Davalı vekili karşılık dava dilekçesinde ise 250’şer TL olan iştirak nafakasının 125,00’er TL’ye indirilmesi istenilmiştir.Mahkemece, asıl ve karşılık davaların ayrı ayrı reddi cihetine gidilmiş, verilen karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara; kararın dayandığı deliller ile kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı (karşı davacının) temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı-karşılık davalının temyiz itirazları yönünden;Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda ortak...
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek ve “çoğun içinde az da bulunur ” kuralı gereğince, nafakanın tamamen kaldırılması yerine, davacının da ekonomik durumunu gözetilerek yoksulluk nafakasının indirilmesi şeklinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....