Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi vekilinin, kovuşturma evresinde şikayetçi olunduğunu belirten bir dilekçesi, sözlü bir beyanı, katılma istemi bulunmamaktadır. Temyiz dilekçesinde de katılma isteminde bulunulduğu, karar verilmediği ileri sürülmediği gibi davaya katılma isteminde de bulunulmamıştır. Kovuşturma aşamasında, davaya katılma isteminde bulunmayan şikayetçi vekilinin, mütalaaya karşı beyanları çelişkili olup, davaya katılma talebinde bulunup bulunmayacağı konusundaki iradesi açık değildir. Temyiz talebinde bulunmasının, katılma istemini gösterdiği şeklinde sanık aleyhine yorum yapılarak, katılma kararı verilmesi halinde, C.Savcısının sanık ve müdafiinin katılma istemine karşı beyanları alınmadığından CMK'nun 238/3. maddesine aykırı davranılmış ve savunma hakkı kısıtlanmış olacaktır. Adil yargılanma, en çabuk biten yargılama olmayıp, ilgililere yasal haklarını kullanma olanağı tanınarak en kısa sürede bitirilen yargılamadır....

    Şikayetçi vekilinin, kovuşturma evresinde şikayetçi olunduğunu belirten bir dilekçesi, sözlü bir beyanı, katılma istemi bulunmamaktadır. Temyiz dilekçesinde de katılma isteminde bulunulduğu, karar verilmediği ileri sürülmediği gibi davaya katılma isteminde de bulunulmamıştır. Kovuşturma aşamasında, davaya katılma isteminde bulunmayan şikayetçi vekilinin, mütalaaya karşı beyanları çelişkili olup, davaya katılma talebinde bulunup bulunmayacağı konusundaki iradesi açık değildir. Temyiz talebinde bulunmasının, katılma istemini gösterdiği şeklinde sanık aleyhine yorum yapılarak, katılma kararı verilmesi halinde, C.Savcısının sanık ve müdafiinin katılma istemine karşı beyanları alınmadığından CMK'nun 238/3. maddesine aykırı davranılmış ve savunma hakkı kısıtlanmış olacaktır. Adil yargılanma, en çabuk biten yargılama olmayıp, ilgililere yasal haklarını kullanma olanağı tanınarak en kısa sürede bitirilen yargılamadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir....

        AŞ vekilinin, 10/09/2009 tarihli oturumda, katılan şirketin Başak Sigortaya sigortalı olup, zararının sigorta şirketlerince giderildiğini belirterek davaya katılma isteminde bulunduğu, katılma isteminin aynı celse reddine karar verildiği, 18/03/2013 tarihli kararın, katılma talebi reddedilen vekilinin yokluğunda verildiği ve gerekçeli kararın adı geçene tebliğ edildiğine dair tebliğ evrakına dosya içinde rastlanmadığı anlaşılmakla, mahkemesince varsa tebliğ evrakı eklenip yoksa katılma istemi reddedilen ... AŞ vekili Av. ...'a gerekçeli kararın tebliğ edilerek, tebliğ belgesi ve verdiği taktirde temyiz dilekçesi ile birlikte ek tebliğname düzenlenip iade edilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine" karar verildiği, dosyanın mahalline gönderildiği, gerekçeli kararın katılma istemi reddedilen ......

          Bölge adliye mahkemesince davacı -davalı erkeğin sadece "Kusur belirlemesine" yönelik katılma yoluyla istinaf talebi esastan incelenmiş, diğer yönlere ilişkin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin ise "Katılma yoluyla istinaf talebinin asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu, davalı-davacı kadının, erkeğin manevî tazminat talebi hakkında verilen karar, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile iştirak nafakası hükümlerine karşı süresinde istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle bu hükümler yönünden erkeğin katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı" gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (HMK m.33)....

            Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “davaya katılma” denilmekte, davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde ise davaya katılma isteminde bulunan kişi “katılan” sıfatını almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı halinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir. Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin “suçtan zarar görmesi” şartı aranmış, ancak kanunda “suçtan zarar gören” ve “mağdur” kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tâbi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır....

              Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “davaya katılma” denilmekte, davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde ise davaya katılma isteminde bulunan kişi “katılan” sıfatını almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı halinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir. Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin “suçtan zarar görmesi” şartı aranmış, ancak kanunda “suçtan zarar gören” ve “mağdur” kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tâbi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır....

                Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “davaya katılma” denilmekte, davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde ise davaya katılma isteminde bulunan kişi “katılan” sıfatını almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı halinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir. Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin “suçtan zarar görmesi” şartı aranmış, ancak kanunda “suçtan zarar gören” ve “mağdur” kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tâbi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... 1. (Aile) Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.04.2012 gün ve 251/111 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 11.07.2010 tarihinde ölen müteveffa ...ile 2001 yılında evlendiklerini, yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihte, evlilik birliği içerisinde satın alınarak 1/2 paylı olarak müteveffa adına tescil edilen 1474 ada 5 parsel 11 nolu bölüm üzerinde 1/2 oranında katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak, 30.000,00 TL katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır....

                    Dairenin tevdi kararı üzerine kendisine gerekçeli karar tebliğ edilmiş, süresi içinde hükmü temyiz etmiş ve temyiz dilekçesinde de Kanunun kendisine tanıdığı kamu davasına katılma hakkı kapsamında müdahale talebinde bulunmuştur. CMK'nın 237. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen 'Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır' hükmü uyarınca, katılma konusunda Yargıtay ilgili dairesince karar verilebilmesini, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan bir katılma isteğinin varlığı şartına tabi tutmuştur. Bu kanuni şartın da sebebi, CMK'nun 234. maddesinde düzenlenen, '...b) Kovuşturma evresinde;  1. Duruşmadan haberdar edilme, 2. Kamu davasına katılma, 3. Tutanak ve belgelerden (…) (1) örnek isteme, (1) 4. Tanıkların davetini isteme, 5....

                      UYAP Entegrasyonu