Asliye hukuk mahkemesince, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi tarafından ise, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereğine değinilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı; davalı ...'...
Dava, 2001 yılında edinilen taşınmaz nedeniyle, eşler arasında açılmış " katkı payı alacağı " davası niteliğindedir. Dava kadın eş tarafından erkek eş aleyhine açılmış; yargılama devam ederken davacı eş ölmüş; davayı ölen eşin davalı dışındaki mirasçıları olarak iki çocuğu mirasçı sıfatıyla takip etmişlerdir. Mahkemece ölen eşin (davacının) katkı payı olarak hesaplanan 43.782 TL'nin davalıdan alınarak, miras payları oranında davayı takip eden mirasçılara ödenmesine karar vermiş; hükmü davalı temyiz etmiştir. Davacı eşin ölümüyle, davalı da ölenin mirasçısı durumuna gelmiştir. Hükmedilebilecek olası katkı payı alacağı da " tereke alacağı " niteliğinde olacaktır. Katkı payı alacaklısı eşin mirasçısının kişisel bir katkı payı alacağı olamaz. Mirasçı ancak terekeden tasfiye sonucu düşecek miras payını talep edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı (değer artış payı) ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı (değer artış payı) davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 06.11.2008 gün ve 1003/810 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine açılan katkı payı alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda davacının davasının kısmen kabulü ile toplam 120.829 TL. katkı payı alacağının, yalnızca 6.000 TL miktar bakımından karar tarihi olan 6.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı-karşı davalı erkeğin katkı payı alacağı ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde katkı payı alacağı talebinde bulunmuş, mahkemece davacı-karşı davalıya bu talebini harçlandırmak üzere süre verilmiş, davacı-karşı davalı tarafından talep harçlandırılmıştır. Mahkemece tarafların her bir talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken davalı-karşı davacı erkeğin katkı payı alacağı talebi hakkında hüküm tesis edilmemiş olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mahkemece bozma ilamına uyularak sonucu dairesinde işlem tesis edildiğine, davacı tarafça dava dilekçesinde faiz istenilmediğinden mahkemece, hükmedilen katkı payı alacağına vade farkı uygulanmasına imkân bulunmadığına, tarafların katkı oranları dikkate alınarak davacının katkı payı alacağı usulüne uygun olarak belirlendiğine, ulaşılan sonuç TMK'nun 4. maddesinde öngörülen hukuk ve hakkaniyet ilkelerine uygun bulunduğuna göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, onama gerekçesi dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4....
O halde, mahkemece, 01.01.2002 tarihinde kadar yapılan ödemeler yönünden eşlerin yaptıkları katkı oranı, 743 Sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmeli, kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve artık değere katılma alacağı" miktarlarının tespitinde gözetilerek, sonucuna göre değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. b-Tasfiyeye konu ... ada ... parsel ... nolu bağımsız bölüm yönünden temyiz itirazlarının incelemesinde; Somut olayda, mahkemece tasfiyeye konu 35 nolu bağımsız bölümün dava dışı 15 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen para ve kredi ile alındığına yönelik kabulü yerinde ise de, evlilik birliği içinde kooperatif...
Bu amaçla mahkemece daha önce görev yapan bilirkişi(ler)den, gerektiğinde ek rapor alınarak sonucu gidilmeye çalışılması; bu şekilde sonuç alınamadığı takdirde ise yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasının düşünülmesi; tarafların gelirlerinin belirlenememesi nedeni ile bilirkşilerce bir katkı oranının hesaplanamaması durumunda ise, hakim tarafından bizzat, hayatın olağan akışı kapsamında davacının katkı oranının hakkaniyete göre uygun bir oran olarak takdiri, (TMK m. 4,5; TBK m. 50,51) ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine bu oranın çarpımı ile katkı payı alacağı miktarının hesaplanması yoluna gidilmesi; davacının alacağa faiz uygulanması talebi bulunduğu takdirde de yasal faizin dava tarihinden başlatılacağının gözetilmesi şeklinde olmalıdır. Mahkemece katkı payı alacağına hükmedilmiş ise de; yukarıda açıklanan şekilde bir inceleme yapılmadan karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı Davacı- birleşen dosyada davalı.ile davalı-birleşen dosyada davacı...Borak aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kabulüne dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 08.11.2013 gün ve 1471/1346 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-birleşen dosya davalısı......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ... ile ... (...) aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Ankara 2. Aile Mahkemesinden verilen 20.02.2012 gün ve 980/253 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, tarafların 1982 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 5294 ada 19 parsel üzerindeki 4 nolu bağımsız bölümden dolayı alacağı bulunduğunu açıklayarak taşınmazın rayiç değerinin yarısı üzerinden alacağının belirlenerek dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği 17.07.2009 tarihli ıslah mahiyetindeki dilekçesinde dava değerinin 50.000 TL olduğunu açıklamıştır. Davalı vekili, davacının hiçbir katkısı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
, tarafların anlaşmalı boşanma sırasında da bir avukattan destek almadıkları, protokolü bizzat imzalayıp, davayı da vekilsiz olarak açıp takip ettikleri, davacının katkı payı alacağı olmadığını belirttikten sonra katılma alacağı talebini saklı tuttuğuna dair bir beyanının da bulunmadığı, bu nedenle tarafların karşılıklı katkı payı alacakları olmadığı şeklindeki beyanlarının tasfiye alacağı talep etmedikleri şekilde yorumlanarak davanın reddi kararının doğru olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....