Ancak; davacının isteği edinme tarihleri itibarıyla katkı payı alacağı niteliğinde olduğuna göre taşınmazların dava tarihi itibarıyla belirlenen rayiç değerlerinin (350.345 TL, 50.000 TL ve 16.971 TL) usulüne uygun şekilde belirlenen davacının katkı oranları ile çarpılarak davacının katkı payı alacağının bulunması gerekirken, karar tarihine en yakın değer olarak belirlenen (398.076 TL, 60.000 TL ve 19.799,50 TL) değerlerin katkı oranları ile çarpılması sonunda davalı aleyhine fazla şekilde katkı payı alacağına hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir....
Mahkemece, davacının katkı payı ve katılma alacağının hesaplanabilmesi için öncelikle yukarıdaki davacının katkı payı ve katılma alacağı oranlarının çarpılacağı miktarlar bulunmalıdır. Bu miktarlar bulunurken, katkı payı alacağı için 01.01.2002 tarihi itibarıyla dava konusu yapılan ....'ta ..... ve.... numaralı,.... Bankasında ise..... ve .....numaralı hesaplar ile.........
Son oturumda ise; talebini taşınmazın satışından elde edilecek katkı payı alacağına hasretmiştir. Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, davaya konu taşınmazın müteveffanın sağlığında tekstil firmasında çalışması nedeniyle elde edilen gelir ve birikimlerle satın alındığını, bu yerin satın alınması sırasında davacının hiçbir katkısı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, “davacının katkı payı alacağı isteminin kısmen kabulüne, davacının dava konusu taşınmazla ilgili olarak 37.021,32 TL katkı payı alacağı olduğunun tespitine, bu miktar alacağın, ıslah tarihi olan 08.12.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte dava konusu taşınmazın değerinden düşüldükten, sonra arta kalan değerin davacı dahil diğer yasal mirasçılarla birlikte paylaştırılmasına, davacının katılma alacağı ve taşınmaz üzerindeki ayni hak tesisine ilişkin isteminin reddine” karar verilmiştir....
Mahkemece verilen ilk kararda, davacının 100.000,00 TL katkı payı alacağı, 97.100,00 TL katılma alacağı olduğu, davanın 100.000,00 TL üzerinden açılmış olup, katkı payı alacağı istemi hükümle birlikte belli olduğundan harç tamamlama işleminin bu sebeple yaptırılmadığı, aynı sebeple davacının ıslahı olmamasına rağmen talepten fazlaya hükmedildiği açıklanarak, 7 parsel nolu taşınmaz ve araç yönünden 97.170,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren, 18 ve 19 parsel nolu taşınmazlar yönünden takdiren 100.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizleri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Kabule göre de, asıl davada davanın açılış tarihi itibariyle katkı payı alacağına yönelik talep HMK 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası niteliğinde olduğundan davacı tarafça sunulan 29.09.2017 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi değil, katkı payı alacağı yönünden talep miktarını açıklama dilekçesi olduğu kabul edilmelidir. O halde, mahkemece, kabul edilen katkı payı alacağı miktarının tamamına (29.09.2017 tarihli dilekçede belirtilen miktarla sınırlı olmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi dahi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 04.04.2022 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Lapseki Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ... ile ...aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinden verilen 26.07.2010 gün ve 136/92 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 1994 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 148 ada 9 parsel üzerindeki binanın yapılmasına kişisel malvarlığı ile katkıda bulunduğunu açıklayarak, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 15000 TL katkı payı alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Şöyle ki; tarafların boşanma dava dosyasındaki imzalı beyanlarında ‘...katkı payı alacağı talebim yoktur...’ şeklinde olup ayrı bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmemiş, gerekçe ve hükümde de katkı payı alacağına yönelik hüküm bulunmaktadır. Diğer yandan, feragatin somutlaştırılmış bir hak ile ilgili kayıtsız ve şartsız, herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık olması gerekir. Bu durumda, boşanma davasındaki duruşmada davacının "..katkı payı alacağı talebim yoktur..." şeklindeki beyanı sadece katkı payı alacağına ilişkin olup artık değere katılma alacağı yönünden de feragat olarak kabul edilmesi mümkün değildir. O halde yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. VI....
Bu tarih itibarıyla taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olup, davacı meskenin alımında katkıda bulunduğunu açıklayarak katkı payı alacağı istemiştir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki katkı payı alacağı bilirkişi tarafından evlenme tarihi ile taşınmazın edinme tarihi arası tarafların elde ettiklerini ve birbirine yakın oldukları ispatladıkları gelirler ile bu gelirlerden kişisel harcamalar ve erkeğin TKM’nin 152.maddesi gereği evin infak ve iaşesi sorumluluğu gözetilerek usulüne uygun olarak belirlendiğine, bu belirlemeye göre davacının katkı payı oranının % 50 olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığına, mahkemece dava tarihi itibariyle taşınmazın belirlenen sürüm değeri dikkate alındığına göre yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kanuna aykırı bir yön görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı, Katılma ve Değer Artış Payı Alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı, katılma ve değer artış payı alacağı davasının yargılaması sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın tefriki ile ayrı esas kaydına dair; ... 10. Aile Mahkemesi'nden verilen 24.03.2015 gün ve 310/190 sayılı hükmün, duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.02.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı ... bizzat ve vekili Avukat ... geldiler....
Belirtilen rapora katkı payı alacağına ilişkin davada itibar edilmemiş, Mahkemece davacının katkı payı alacağı hesaplanarak talebiyle bağlı hüküm kurulmuştur. Katkı payı alacağına ilişkin önceki hüküm temyizsiz kesinleştiğine göre, davacının daha önce açtığı davada taleple bağlı kalındığından hüküm altına alınmayan katkı payı alacağı 2320 TL. dir. Mahkemece davanın kısmen kabulüyle, itirazın kısmen iptaline ve takibin 2320 TL bakiye katkı payı alacağı üzerinden devamına karar verilmesi gerekir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....