Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAİREMİZİN 06/01/2021 TARİH VE 2020/1073 ESAS - 2021/44 KARAR SAYILI KARARINDA ÖZETLE; "Davacı arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında davalı yükleniciye avans olarak temlik ettiği taşınmazlarda inşaatın hiç başlanmamış olması nedeniyle yüklenicinin temerrüdü vaki olduğundan geriye etkili fesih şartlarının oluştuğu anlaşılmakla tapu iptali ve tescil kararının yerindedir. Ancak Somut olayda öncelikle kural olarak, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine dayalı tapu iptal ve tescil isteminin, sözleşmenin feshi talebini de içerdiği Yargıtay'ın yerleşik kararlarında kabul edilmiş olmakla mahkemece tapu iptali ve tescil istemine karar verilmiş olmakla davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan Konya 2....

Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının, sözleşmenin geriye etkili olarak feshini istemekte haklı olduğu, ancak fesih nedeniyle uğramış olduğu menfi zararı ispat edecek herhangi bir belge veya makbuz sunulmadığı ayrıca, taşınmazın bulunduğu bölgede, yapılacak yeni inşaatlar için düzenlenen sözleşmelerde paylaşım konusunda olağandışı lehe veya aleyhe bir değişiklik olmadığı, taşınmazın imar durumunda da bir değişiklik bulunmadığı, yeni bir yüklenici ile yapılacak sözleşmede de aynı oranda inşaat yapılma olasılığı bulunduğu,davaya konu sözleşmeye nispetle daha iyi bir teklife ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile tazminat taleplerinin reddine, davalı yüklenici şirketin açmış olduğu tapu iptali ve tescil tazminat istemli dosyanın tefrikine karar verilmiştir....

    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki dava konusu parsele ait arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin mahkeme kararıyla iptal edilerek kesinleştiği ve tapuların geri döndüğü, kesinleşen mahkeme kararına göre, parsel üzerinde davacı yüklenici tarafından yapılan binanın imara aykırı ve kaçak olup bu inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin ve ruhsat alınmasının mümkün olmadığı, böylelikle kaçak ve imara aykırı yapının ekonomik değeri bulunmadığı, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu ve İmar Kanunu'na göre mutlak yıkılması ve yıkımın da yetkili makamlar tarafından yerine getirilmesi gerektiği, bu durumda bedele ve yıkıma hükmetmenin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sonucu imara aykırı ve kaçak olarak yapılan binanın yıkılması istemine ilişkindir....

      Davacı arsa sahibi vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde; Davada, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geriye etkili feshi (dönme) ile yüklenici dışındaki davalılara devredilen bağımsız bölümlerin tapu iptâli ve davacı adına tescili ile uğranılan zararın tazmini istenmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulü ile sözleşmelerin geçmişe dönük olarak feshine ve yüklenici dışındaki davalılar adına kayıtlı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, 20.100,00 TL kira kaybı ve evin yıkım bedelinin davalı ... Grup Nakliyat İnşaat Gıda Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davada ileri sürülen birden fazla talepten her biri hakkında yargılama ve değerlendirme yapılarak mahkemece bir sonuç ve kanaate varıldığı gibi her bir talebe ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretine de açıkça hükmedilmesi gerekmektedir....

        Noterliğince doğrudan düzenlenen 01.05.2007 tarihli ve 12590 yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığının ve sözleşmede öngörülen koşullarla davacıların kayden maliki oldukları ve Antalya Merkez Hurma Mahallesinde bulunan 4216 ada 5 numaralı parsel üzerine inşaat yapımını yüklendiğini ve ayrıca sözleşmenin 24. maddesi hükmü uyarınca, taşınmaz üzerindeki ... lehine 30 yıl süreli olarak konulan intifa hakkının kaldırılmasını da yüklendiğini; ancak, davalının yüklendiği bu edimini ifa etmediğini ve dolayısıyla sözleşmenin geçersiz hale geldiğini ileri sürerek; yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz hale geldiğinin ve feshedildiğinin tesbitine, olmadığı takdirde de sözleşmenin geriye etkili olarak feshedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yukarıda tarih ve sayısı yazılı sözleşme, BK'nın 355. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesidir....

          - KARAR - Davacı vekili, davalı ... ile davacı arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davalı yüklenici tarafın, inşaatı fiilen bitirdiği halde davacı arsa sahibine vermesi gereken dört adet daireyi teslim etmediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile diğer davalı üzerinde bulunan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davalı ...'ın sözleşmede taraf olmadığını, davacının taşınmazı tapuda devretmediğini, inşaat tamamlandığı için fesih istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

            İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi ile borcun ifa edilmemesinden doğan zararın tazmini istemlidir. Taraflar arasındaki adi yazılı sözleşme. Özdumanoğlu Şirketi, T3 ve davacı arasında dava konusu paresele ilişkin olarak yapılmıştır. Taşınmaz üçüncü kişilere devredilmiş, üzerinde herhangi bir faaliyet yapılmamıştır, Sözleşme adi şekildedir, ancak tapu yükleniciye devredilmiştir. Artık sözleşmenin geçersizliği değerlendirilmeyecek olup feshi koşulları üzerinde durulmalıdır....

            Şti. vekili temyiz etmiştir. ...)Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye devredilen tapunun iptali ve tapu kaydına yüklenicinin borçları nedeniyle üçüncü kişiler lehine konulan takyidatların terkini istemlerine ilişkindir. HMK'nın 61. maddesine göre; "Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, .... kişiye veya .... kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı .... kişiye ihbar edebilir" Usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan gerçek veya tüzel kişi lehine ya da aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu kural uyarınca ihbar olunan kimse davada davalı sıfatını kazanmadığından lehine ve aleyhine hüküm kurulamaz. Bu durum kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan mahkemece resen gözetilmesi gerekir....

              Noterliği’nin 16.10.1991 gün ve 54539 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ve davalı yükleniciye, onun tarafından da diğer davalılara devredilen tapu kayıtlarının iptâliyle davacı adına tescili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. Açılan davaya ilişkin mahkemece yapılan yargılamada davalı yüklenici dosyada mevcut İstanbul 24. Noterliği’nin 13.04.2005 gün 5304 yevmiye nolu vekâletnamesiyle İstanbul Barosu avukatlarından Avukat ... ve Avukat ... tarafından temyiz edilmiş ise de, 18.08.2006 günlü hakim havalesi bulunan dilekçeyle davalı ... vekilliğinden istifa etmişlerdir. İstifa sonrası bir kısım belgelerin mahkemece davalı ...’na “Gümelenönü Çerkez Tumer Köyü Almus/Tokat” adresinde tebliğ edildiği görülmektedir. Mahkeme kararının davalı ...’na tebliğine ilişkin dosyada belge ve bilgi bulunmamaktadır....

                DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshiyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup davaya konu talep ise davalı yüklenicinin inşaat faaliyetinin durdurulmasına yöneliktir. İhtiyati tedbirin şartlarına ilişkin olarak 6100 sayılı HMK'nın 389 maddesinde; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." düzenlemesi mevcuttur. Aynı Kanun'un 390/3 maddesinde ise; "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." hükmü bulunmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu