Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı yüklenici sunduğu 03.05.1998 tarihli adi yazılı tutanak başlıklı belge ile yanlar arasındaki ilişkinin kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ilişkisi olmadığını, davacının hisselerini tapuda satın aldığını ve bedelini ödediğini savunarak bedeli ödediğine dair sözkonusu belgeye dayanmıştır. Az yukarıda açıklandığı üzere sözlü ve adi yazılı kat karşılığı inşaat sözleşmeleri tapuda pay devri suretiyle geçerli hale geldiğinden daha sonraki tarihi taşıyan bu adi yazılı tutanak, sözleşmelerin kat karşılığı inşaat yapımı değil gayrımenkulde hisse satışına ilişkin olduğunu kanıtlamaya yeterli değildir. Yine bu tutanakla arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinin tapuda hisse devri şekline dönüştürüldüğünün kabulüne de, sözkonusu tutanak geçerli sözleşmeleri değiştiren, arsa sahibinin mülkiyet hakkını ortadan kaldıran ve şartlarını ağırlaştıran nitelikte olup resmi şekilde yapılmaması sebebiyle BK'nın 12. maddesi geçersiz olduğundan, olanak bulunmamaktadır....

    Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri arsa payı devrini de içerdiğinden, noterde düzenleme şeklinde veya tapuda yapılmaları zorunlu olduğu gibi, fesihlerinin de mahkeme kararıyla yapılması zorunludur. Sözleşmenin feshinin mahkeme kararıyla yapılmasının istisnası tarafların sözleşmenin feshi konusunda iradelerinin birleşmesidir. Somut olayda, davacı arsa sahibi tarafından sözleşmenin feshi konusunda bir dava açılmamıştır. Davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi konusunda iradeleri uyuşmamıştır. Bu durumda 26.05.1995 tarihli sözleşme halen geçerliliğini korumaktadır. Davalı yüklenici şirket dışındaki davalılar taşınmazı kullanan kişilerdir. Bu kişiler yüklenici şirketten satın alan kişilerdir. Davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasındaki sözleşme feshedilmediği sürece yapılan inşaatı davalı yüklenici şirketin ve dolayısıyla yükleniciden satın alanların elinde bulundurma hakları mevcuttur....

      İnşaat A.Ş ile yeni bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına ilişkin kat malikleri kurulu kararı aldığı, bu karara karşı da kendisinin dava yoluna başvurduğu, davalı kat maliklerinin yapılan ilk sözleşme geçerli olduğu halde davalı ... İnşaat A.Ş ile 2022 yılı Temmuz ayında yeni bir sözleşme yaptığı iddiası ile davalı kat malikleri ile davalı yüklenici arasında 2022 yılında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin haksız ve geçersiz olduğunun tespiti ile davalı yüklenicinin eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve önlenmesini talep ettiği, mahkememizce davalı yüklenici ......

        Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....

          bağlandığı iddia edilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazda davacının, müvekkilinin yıkımdan önce kira geliri elde ettiği bir adet dükkanın da içinde olduğu bir takım yapıları yıktığını ve taşınmazı yeni inşaat için hazır hale getirdiğini, mahkemece kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmaza gidilmeden sadece tapu kaydı üzerinden yapılan eksik araştırma neticesinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin fiilen hayata geçirilmediği kanısına varılmasının hatalı olduğunu, binanın yapımına başlanması için taşınmazın hafriyat işlemlerine başlanmış olmasının geçersiz olarak gözüken kat karşılığı inşaat sözleşmesinin taraflarca geçerli kabul edildiğini ve inşaat işlemine başlandığını gösterdiğini, zaten müteahhidin borcu bakımından kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şekil zorunluluğu olmaması gerektiğini, zira müteahhidin borcu bakımından sözleşme inşaat yapma yükümlülüğünü ihtiva etmekte olduğunu, yerel mahkeme gerekçeli kararında taraflar arasında yapılmış kat karşılığı inşaat...

          Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 Sayılı Kanun’da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 Sayılı Kanun’da kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Somut olayda davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek, davacı ...'ın taşınmazı yükleniciden almış olması halinde davacı ... bakımından Tüketici Mahkemesi görevli olacağından arsa sahibi ......

            İnşaat yapılan (271) parsel sayılı taşınmazın tüm paydaşlarıyla dava dışı önceki yüklenici ... ... arasında yapılan “kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin” tamamı, mahkemece dava dosyası kapsamına alınmamış ise de; paydaşlardan davalı ile dava dışı ... ... ve ... arasında yapılan ve Mersin Beşinci Noterliğince doğrudan düzenlenen 25.02.1999 ... ve 6741 yevmiye numaralı sözleşmeler ve dosya kapsamındaki bilgilerden ... ...’ın arsa malikleriyle ayrı ayrı “kat karşılığı inşaat sözleşmeleri” yapmış olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, davacı ile ... ... arasında yapılan “DEVİR PROTOKOLÜDÜR” başlıklı 06.06.2001 devir sözleşmesiyle ...’in inşaat yapılacak 271 parselin paydaşlarıyla yapmış olduğu tüm kat karşılığı inşaat sözleşmelerini davacı ...’a devrettiği anlaşıldığı gibi; davalıya ait 2. kat, (5) numaralı dairenin de anahtar teslimi yapılarak davalıya teslimini, ... yüklenmiştir. Sözleşmenin devrinde, devreden sözleşmenin tarafı olmaktan çıkar; devralan ise sözleşmenin tarafı olur....

              Noterliği'nce düzenlenen 09/11/2016 tarih ve 04625 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği, daha sonra bu sözleşmenin İzmir 14. Noterliği'nin 13/02/2017 tarih ve 01753 yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde devir sözleşmesi ile davalı şirkete devredildiği, daha sonra davalı şirket ile arsa sahipleri; Etem Melin, Rasime Serpil Özbek, Dilek Çancı, T1 Ahmet Çinkılınç, Gönül Melin, Murat Melin, Mehtap Melin, Kutay Sünbül ve Sude Sünbül arasında İzmir 14. Noterliği tarafından düzenlenen 21/02/2017 tarih ve 01977 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı, diğer arsa sahibi olan Durmuş Ali Gürdal ile davalı şirket arasında ise Isparta 2. Noterliği tarafından düzenlenen 28/04/2017 tarih ve 03731 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği, buna göre davalı şirket ile tüm arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin yapıldığı belirlenmiştir....

              Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; TBK 37.maddesi gereği ihalenin feshi davası tehdidiyle imzalatılmış olan sözleşmenin geçersiz olduğunu; müvekkilinin cezai şart bedelini ödeme imkanına sahip olmadığı ve ekonomik yönden yıkımına sebep olacağı bilirkişi raporu ile belirlendiği raporda belirtilen emsal Yargıtay kararı doğrultusunda davanın reddi gerekeceğini; irade uyuşmasının söz konusu olmadığını; TBK 38.madde gereği yasaya ve ahlaka aykırı sözleşmenin geçersiz olduğu ve buna bağlı cezai şart talebinin de geçersiz olduğunu; resmi şekle uygun bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmadığı şekil noksanlığı itibariyle geçersiz sözleşmeye dayalı cezai şart talebinin de TBK 237 ve HMK 706 gereği geçersiz olduğunu; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanun’da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanun’da kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, davaya bakmakta görevli olduğu gözetilerek, işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu