İnşaat ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapdığı ve ... İnşaatın ilgili belediyesinden ... tarihinde ... nolu inşaat ruhsatı ile dava konusu taşınmaz üzerinde inşaat başlayarak belirli bir aşamada iken, davalı arsa sahibinin de yer aldığı arsa sahiplerinin davalı müteahhit (...Şti) ile ... tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmış oldukları bu tarihten sonraki tarih olan ... tarihinde, davacı ile davalı müteahhit arasında emlak satış sözleşmesi yapılmış olduğu, davalı müteahhidin sözleşmeye göre inşaat ruhsatını üzerine alması gerektiği halde üzerine almadığı ve arsa sahipleri ile yapmış olduğu sözleşmenin ... tarihinde fesh edilmiş durumda olduğu ve bu tarihten sonra arsa sahiplerinin ......
karşılığı inşaat sözleşmesi geçersiz olduğunu hukuki sonuç doğurmadığını, resmi şekilde yapılmayan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçersiz olduğunu ve tarafları bağlamayacağını, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin noter huzurunda resmi senet şeklinde düzenlenmesi gerektiğini, sözleşmenin noterde onaylanması yeterli olmadığını, bizzat noter tarafından düzenlenmesi gerektiğini, şekil şartına uyulması halinde geçerli olacağını, dava konusu taşınmaza ilişkin sunulan kat karşılığı inşaat sözleşmesi geçersiz olduğunu tarafları bağlamayacağını, dolayısıyla davacının, üzerine düşen ifa yükümlülüğünü yerine getirdiğini iddia ederek bu davaya konu edemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığını, bir an için ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu düşünülse dahi 5.000 TL bedelinde teminat yatırılmasının hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, davacı tarafın hukuken geçerli olmayan bir sözleşmeye dayanarak tapu...
Yüklenici 21.05.1997 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini ...’a devretmiş ve aynı gün arsa sahibi ile ... arasında ek inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Arsa sahibi ile ... ve ...arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/212 esas sayılı dosyasında geriye etkili olarak feshedilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Davacı arsa sahibi, sözleşme gereği üstünde yapılacak tüm bağımsız bölümlerin yükleniciye bırakıldığı ... no'lu parselin ... hissesini 23.07.1996 tarihinde bedel karşılığı tapuda satmıştır. Yüklenici ...no'lu parseldeki B Blok birinci bodrum kat 2 no'lu dairenin kat irtifakına ayrılan 16/1028 payını ... 04.02.1997 tarihinde satmıştır. ... 11.04.1997 tarihinde satın aldığı bu payı ..., ...ise ... ...ise 29.05.2000 tarihinde ..., ... ise 20.09.2013 tarihinde ...'a, bu şahısta 20.02.2014 arihinde ...'a satmıştır. Tapu kaydında arsa payı sözleşmesi şerhi mevcut değildir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda, davacı, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından, eldeki davada uyuşmazlığın, HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü, saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda davacılar, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından eldeki davada uyuşmazlığın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı ile davalılardan ... arasında imzalanan 05.04.1991 tarihli biçimine uygun arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği 13.02.1995 tarihli ihtarname ile davacı tarafından davalıya bildirilmiştir. Daha sonra, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, yüklenici tarafından yapılan pay satışının iptâli ile davacı adına tesciline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece yüklenicinin inşaatı sözleşmeye uygun ifa etmediğinden temerrüde düştüğü, bu nedenle tapuya hak kazanmadığı kabul edilerek tapunun iptâliyle davacı adına tesciline karar verilmiş, karar, Yargıtay incelemesinden geçerek 25.02.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin tek taraflı irade beyanı ile feshedilemeyeceği, yargılama sonucu feshe karar verilebileceği gerek doktrinde, gerekse Dairemiz kararlarında kabul edilerek yerleşen uygulama olmuştur....
Davacı ile davalılardan ... arasında imzalanan 05.04.1991 tarihli biçimine uygun arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği 13.02.1995 tarihli ihtarname ile davacı tarafından davalıya bildirilmiştir. Daha sonra, Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, yüklenici tarafından yapılan pay satışının iptâli ile davacı adına tesciline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece yüklenicinin inşaatı sözleşmeye uygun ifa etmediğinden temerrüde düştüğü, bu nedenle tapuya hak kazanmadığı kabul edilerek tapunun iptâliyle davacı adına tesciline karar verilmiş, karar, Yargıtay incelemesinden geçerek 25.02.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin tek taraflı irade beyanı ile feshedilemeyeceği, yargılama sonucu feshe karar verilebileceği gerek doktrinde, gerekse Dairemiz kararlarında kabul edilerek yerleşen uygulama olmuştur....
Kanunun 73/1. maddesi ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirlemiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak, kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda, davacılar, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından, eldeki davada uyuşmazlığın, HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesini YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerliliği yönünden; taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterde resmi şekle tabi olduğu, her ne kadar sözleşme bu hali ile geçerli şekil koşulları taşımasa da tarafların edimlerini yerine getirmeye başladıkları, davacıların arsa paylarını tapuda devretmesine karşın davalı tarafın edimlerine yerine getirmediği, inşaat yapımına başlayamadığı, tanık beyanlarının tarafların kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak üzere anlaştıklarını teyit ettikleri ve tarafların edimlerini yerine getirmeye başladıktan sonra sözleşmenin bu aşamada şekil şartından geçersiz sayılmasının hukuk genel ilkelerine, iyiniyet kuralına aykırılık teşkil ettiğinden ve davalı tarafın inşaat anlaşmasının varlığını ve edimlerini yerine getirememiş olmalarının sebeplerini açıkladıktan sonra sözleşmenin şekil şartına uygun olmadığından geçersizliği ileri sürmesinin TMK 2....