Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Dosya kapsamı itibariyle dava konusu edilen tüm kat karşılığı inşaat sözleşmeleri dosya arasında bulunmadığından dava konusu 1446 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tüm kat maliklerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayıp imzalamadıkları, hangi sözleşmelerin kimler tarafından imzalandığı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan tüm tüm kat maliklerinin davacı olup olmadıkları hususları anlaşılamamaktadır. Kat malikleri-hissedarların tamamı ile sözleşme imzalanmadığının anlaşılması halinde sözleşmenin iptali değil sözleşmenin geçersizliği söz konusu olacaktır. Geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı anlaşılırsa sözleşmenin feshine değil geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekir....
Aksi durumda eğer tüm paydaşlarca yapılmış kat karşılığı inşaat sözleşmesi varsa o zamanda davacı tek başına kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshini istemeyeceğinden TMK 692. Maddesi gereği arsa sahiplerinin tümünün davada muvafakatı gerekecektir....
Durumun böyle olması halinde taraflar arasındaki sözleşme geçerli aksi takdirde geçersiz olacaktır. Dosya içeriğinden dava dışı arsa sahipleri ile davalılar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunup bulunmadığı anlaşılmamaktadır. O halde mahkemece müteahhit olan davalılar ile arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, sözleşmenin varlığı halinde taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliği kabul edilip cezai şarta ilişkin sözleşmedeki 6.madde de irdelenerek hasıl olacak sonuca uygun, sözleşmenin yokluğu durumunda şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Taraflarca temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
E.. ile 03/03/1998 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, hissesi karşılığında 2 daire ile 781 TL verilmesinin taahhüt edildiği, para ödenmesine rağmen arsanın kooperatife devredilmediği, sanıkların D.....
Mahkemece mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi kurulundan rapor ve ek rapor alınmış, binanın eksiksiz ve projeye uygun olarak inşaa edildiği, davalı arsa sahiplerinin sözleşmeyi imzalayan arsa sahiplerine vekâlet vererek sözleşmeye onay verdikleri, mahkemece kat irtifakının kurulmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın 84/119 hissesinin iptâli ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Dava ve sözleşme konusu olan taşınmazda 14.06.1999 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafları dışında sözleşme tarihi itibariyle, ..., ... ve ... adlarında pay sahipleri de bulunmaktadır. Eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için TMK'nın 692. maddesi gereğince, sözleşmenin konusu olan taşınmazın tüm paydaşlarıyla sözleşme yapılması veya diğer paydaşların yapılmış, sözleşmeye muvafakât etmiş olması gerekmektedir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin, 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi; diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Dosya kapsamı itibariyle dava konusu edilen tüm kat karşılığı inşaat sözleşmeleri dosya arasında bulunmadığından dava konusu 1442 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tüm kat maliklerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayıp imzalamadıkları, hangi sözleşmelerin kimler tarafından imzalandığı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan tüm tüm kat maliklerinin davada davacı olup olmadıkları hususları anlaşılamamaktadır. Kat malikleri-hissedarların tamamı ile sözleşme imzalanmadığının anlaşılması halinde sözleşmenin iptali değil sözleşmenin geçersizliği söz konusu olacaktır. Geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı anlaşılırsa sözleşmenin feshine değil geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekir....
Dosya kapsamı itibariyle dava konusu edilen tüm kat karşılığı inşaat sözleşmeleri dosya arasında bulunmadığından dava konusu 1442 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tüm kat maliklerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayıp imzalamadıkları, hangi sözleşmelerin kimler tarafından imzalandığı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan tüm tüm kat maliklerinin davada davacı olup olmadıkları hususları anlaşılamamaktadır. Kat malikleri-hissedarların tamamı ile sözleşme imzalanmadığının anlaşılması halinde sözleşmenin iptali değil sözleşmenin geçersizliği söz konusu olacaktır. Geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı anlaşılırsa sözleşmenin feshine değil geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekir....