DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma -Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı mirasçıları tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı-karşı davalı mirasçıları tarafından yapılan istinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince incelenmiş ve gerekçe ile hüküm arasındaki kusura ilişkin çelişki sebebiyle istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının diğer yönler incelenmeksizin kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı-karşı davacı mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen karar dayandığı gerekçe ve sonucu itibarıyla HMK 353/l-a-6 madde kapsamında olup verilen kararların kesin nitelikte olduğu belirtilmiştir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir. (TMK 222. m). Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun 227/1, 231, 236/1 m). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3.madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31. Maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”. Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir” denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). Dava konusu edilen 1322 parsel numaralı taşınmaz 29.12.2003 tarihinde davalının babası ......dan satış yolu ile davalı adına tescil olmuş, 15.06.2009 tarihinde yine satış yolu ile diğer davalı ...... adına tapuya tescil olmuştur. 1816 parsel numaralı taşınmaz ise 11.05.2006 tarihinde üçüncü kişiden satış yolu ile davalı adına tescil olmuş, 18.05.2009 tarihinde satış yolu ile diğer davalı ..... adına tapuyu tescil olmuştur....
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, mal rejiminin tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı-b.davalı kadın istinafında, tarafların miras hukukuna göre yapmış oldukları taksim sözleşmesinin mahkeme tarafından mal rejiminden feragat olarak değerlendirilip davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yanlış kararın kaldırılmasını talep etmiştir. TMK madde 225 'te " Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer." demekte olup bu halde eşlerin ölümü halinde de mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilcektir. TMK madde 236 te " Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir." denilmektedir. Davacı Mine ile muris eşi Cem'in 25/05/2009 tarihinde evlendikleri, eş Cem Kara'nın 14/01/2017 tarihinde vefat ettiği, mal rejiminin vefat ile sonlandığı anlaşılmıştır....
Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli 8/7 sayılı YİBK, 4721 Sayılı TMK mad.227/1, 231 ve 236/1). TMK'nin 239/1. fıkrasında; "Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. maddede ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 10.07.2007 tarihinde evlenmiş, 02.12.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 14 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 18.06.2012 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m)....
Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, ev hanımı olan davacı kadının çalışarak ya da altınlarını bozdurarak dava konusu araç ve taşınmazın alımına katkıda bulunduğu kanıtlanamamıştır. Ne var ki; iddianın ileri sürülüş şekline göre dava katılma alacağı talebini de içermektedir. ... plakalı araç ile ... sayılı taşınmazın eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu sırasıyla 18.08.2004 ve 25.11.2005 tarihlerinde satın alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi Havva Papaker ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ......
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu-Mal Rejimi ..... ile ..... ve..... aralarındaki aile konutu şerhi-mal rejimi davasının kısmen kabulüne ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair Aile Mahkemesi'nden verilen 26.06.2013 gün ve 405/486 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, muris.....'ın 25.01.2009 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak sağ eş davacı ve murisin kardeşleri davalıların kaldığını, muristen malvarlığı olarak; “.... Vadisi .... ada ... Blok K:.....