Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, davacının katılma alacağı talebi bakımından zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak uygulanıp uygulanamayacağı hususunda toplanmaktadır. 743 sayılı TKM.nin yürürlükte bulunduğu dönemde mal ayrılığı rejimi söz konusu idi. Mal ayrılığı rejimi için 743 sayılı TKM. de mal rejimi konusunda herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemişti. Ancak, 743 sayılı TKM.nin Borçların Umumi Kaideleri başlığını taşıyan 5. (4721 sayılı TMK. m.5) maddesinde, “Akitlerin in’ikadına ve hükümlerine ve sükutu sebeplerine taalluk edip borçlar kısmında beyan olunan umumi kaideler, medeni hukukun diğer kısımlarında dahi caridir” amir hükmüne yer verilmiştir. Bu durum karşısında anılan madde gereğince BK.nun zamanaşımına ilişkin uygun düşen hükmünün mal rejimleri konusunda da uygulanabileceği kabul edilmektedir. Bu durum karşısında, TKM.nin 5. maddesinin yollamasıyla mal ayrılığı rejimi dönemi bakımından BK.nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygun düşmektedir....

    Mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin davaların sonuçlandırılabilmesi için taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesi gerekmektedir (TMK'nun 225. maddesi). Tarafların evliliği hukuken devam ettiğine göre, mal rejimi sona ermemiştir ve davanın görülebilirlik koşulu gerçekleşmemiştir. Ne var ki, bu durum, dava açılmasına engel değildir (HGK. 2012/8-268 Esas - 2012/420 Karar). Bu kapsamda, TC Anayasası'nın 141. maddesinin son fıkrası ve HMK'nun 30. (HUMK.nun 77.md) hükümlerine göre; davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir....

      Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 04/07/2003 tarihinde evlenmiş, 26/10/2017 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün tarafların yasa yollarından feragat etmeleri nedeniyle 26/10/2017 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK m.202)....

      Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu 1485 ada 2 parselde bulunan 10 numaralı bağımsız bölüm ......e üye olunmak suretiyle edinilmiş, davalı tarafından ......e 10.09.1999 tarihinde üye olunmuş, 10 nolu bağımsız bölüm 26.06.2008 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edilmiş ve 22.04.2009 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

        Mahkemece, “davacı ve muris arasındaki sözleşme gereğince 1978 yılında muris adına tapuya tescil edilen 689 ada 42 parsel sayılı taşınmazın edinilmiş mal olduğundan davacının 1/2 pay sahibi olduğunun tespiti ile tapu iptali ve tescil isteğinin mahkeme görevli olmadığından reddine” karar verilmesi üzerine; Hüküm, davalılar ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile muris ... 19.03.1971 tarihinde evlenmiş, evlilik birliği murisin 12.01.2006 tarihinde ölümü ile sona ermiştir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/1 maddesi gereğince ölüm tarihinde sona ermiştir. Davacı ile muris ... arasında düzenlenen edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarının evlilik birliğinin kurulduğu andan itibaren hüküm ifade edeceğine ilişkin sözleşme bulunmakla 4722 sayılı Kanun'un 10/3. maddesi gereğince eşler arasında TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....

          Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu taşınmaz, eşler arasında mal ayrığı rejiminin geçerli olduğu 28.06.1999 tarihinde davalı eş adına kooperatife üye olunduğu, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 02.05.2012 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tapuda tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285. maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır....

            Eşler kanun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanun koyucu, anılan maddeyle, önceki mal rejiminin yasal mal rejimi olan mal ayrılığı (TKM. 170. m.) ya da sözleşme ile seçilmiş başka mal rejimi olup olmadığına bakılmaksızın, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girmesiyle birlikte sona ereceğini, 01.01.2002 tarihinden itibaren TMK.nun 202. maddesi ile kabul edilmiş yeni yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olunacağını kabul etmiştir. Davacı ile Burhanettin TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden itibaren bir yıl içinde sözleşme ile başka mal rejimi seçme haklarını kullanmadıklarından, bu tarihten itibaren edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olmuşlardır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejimi tasfiyesi nedeniyle alacak .... ile... (...) aralarındaki mal rejimi tasfiyesi nedeniyle alacak davasının reddine dair Büyükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.02.2009 gün ve 1364/196 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı taraflarından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... ... vekili, evlilik birliği içinde vekil edeninin emekli ikramiyesi ile alınan ve davalı üzerine 8.6.2005 tarihinde tapuda tescil edilen 972 ada 3 parsel üzerindeki 40 nolu bağımsız bölüm bakımından değer artış payı alacağı, vekil edenine ait iken davalıya 24.9.2004 tarihinde tapuda devrettiği 2188 ada 32 parselin yarı hissesi bakımından ise katılma alacağı isteğinde bulunmuş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 20.000 TL.’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan...

                Kesinleşen tanıma kararı sadece boşanma hükmüne ilişkin bulunduğu gibi mal rejimi anlaşması konusunda herhangi bir tanıma tenfiz kararı bulunmadığı aynı zamanda dava konusu kooperatif hissesinin de anlaşma kapsamında bulunduğu kesin olarak ortada bulunmadığına göre davanın esasına girilerek usulüne uygun taraf delilleri toplanmak suretiyle iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olmayan yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

                  MAL REJİMİNİN TASFİYESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 212 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 214 ] 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 30 ] 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 32 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm mal rejimi tasfiyesi, nafakalar, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın tüm, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçük Egemen için takdir edilen İştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu