Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini iddia etmediğinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Tarafların evlenme tarihi, dava dilekçesi ve dava konusu ... plaka sayılı aracın 27.11.2007 olan edinme tarihine göre, davacının isteği 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK'nun 219, 229, 230, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağına ilişkindir....

    Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesinin ve buna bağlı alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ilke olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 8. HD'nin 20/02/2019 tarih ve 2017/13253 Esas, 2019/1687 Karar, 10/04/2019 tarih ve 2018/12846 Esas, 2019/3941 Karar vs.) Mal rejiminin tasfiyesi davalarında görülebilirlik koşulu dava şartı niteliğindedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 08.02.2012 gün ve 658/61 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ...'ın resmi nikahlı evli iken Muğla 2. Aile Mahkemesi'ne 21.07.2010 tarihinde 2010/441 Esasta kayıtlı boşanma davası açıldığını, davalı ...'...

      Dava, mirasçılar arasında görülen miras haklarının tasfiyesi olmayıp TMK'nun 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Anılan kanun maddelerinde önce ölen eşin mirasçılarının sağ eş ya da sonra ölen eşin mirasçılarına dava açmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak mal rejiminin tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yanlışa düşülerek yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir....

        Mahkemece, dava konusu meskenin rayiç değerinin 80.000 TL, bu meskene ilişkin kredi borcunun ise 82.831,43 TL olduğu, mal rejiminin tasfiyesi gereğince davacı eşin katılma alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak, mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallar üzerinde karşılıklı katılma ya da katkı alacak hakları vardır. Eşlerden birine ait edinilmiş mallarda, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu değildir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, alacaklı eşe tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir alacak hakkıdır (7.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 231, 236/1.m). Ancak, borçlu eş isterse borcunu ayın olarak ödeme hakkına sahiptir(TMK 239/1). Somut olayda, davalı eş ayın ödeme tercihinde bulunmadığından davacının iptal ve tescil isteğine ilişkin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

          İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Mal rejimi tasfiyesi ... ile ... ve ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesi davasının kabulüne dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.09.2012 gün ve 311/391 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... kayyumu tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu taşınmazın 25.05.2005 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğine, davacı eş ...’ın TMK’nun 231 ve 236/1. maddeleri gereğince bu taşınmaz üzerinde yarı oranında artık değer bakımından katılma alacağına sahip olduğuna, katılma alacağı terekenin öncelikli borçlarından olup, ödenmesi gerektiği halde, davacının miras payı da gözetilerek ve aynı zamanda davacı ...'...

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların ziynet davasına ve davalı-karşı davacı kadının münhasıran ziynet alacağına bağlı vekalet ücreti yönünden temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı erkek, TMK'nun 166/son maddesi uyarınca boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise karşı dava dilekçesinde erkeğin boşanma davasını kabul ederek, erkeğin boşanma davasına yönelik olarak fer'i talebinde bulunmuş, karşı davasını ise münhasıran ziynet ve mal rejimi tasfiyesi talebine yönelik olarak ikame etmiştir. Öyleyse, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava mevcut değildir. Karşı dava sadece ziynet ve mal rejimi tasfiyesi davalarına ilişkindir. Hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK m. 24/1)....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar istinaf aşamasında 22/11/2017 tarihli protokol ile " Boşanmanın fer'isi ve mal rejimi tasfiyesi konusunda içerikte geçtiği haliyle anlaşma sağlandığı, kadının velayet, hükmedilen nafaka ve tazminat taleplerinden” feragat ettiğini bildirmiştir. Davacı erkek tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile bu husus iletilmiş ve protokolün boşanmanın eki niteliğinde sayılarak onaylanmasını aksi takdirde feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasını talep etmiş, davalı kadın vekilinin 08/08/2018 tarihli temyize cevap dilekçesi ile karşı tarafla anlaştıklarını doğrulamıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kadının kabul edilen boşanma davaları, kusur belirlemesi, hükmolunan nafakalar, kendisinin reddedilen tazminat talepleri, vekalet ücreti ve mal rejimi tasfiyesi isteminin tefriki yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi ve kendisinin reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın vekili 05.12.2014 tarihli son celseye katılmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu