Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşme doğrultusunda, teslimi yapılan malların karşılığında ödeme yapıldığının ispat yükü borçlular üzerinde olduğu, aksi takdirde, sıralı senet sözleşmesi doğrultusunda, kalan senetlerin muaccel olacağı, senetlerin teminat senedi olduklarının ve borcun ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.Somut olayda, alacaklı vekili cevabında “davacı ile müvekkilim arasında imzalanan sözleşme karşılıklı ifayı gerektiren bir sözleşme olup davacı şirket iş bu sözleşmeden kaynaklanan ifayı yerine getirmeden sipariş istemektedir” şeklinde beyanda bulunduğundan takibe konu senetlerin sözleşme kapsamında verildiğinin kabulü gerekir.Sözleşmenin taraflara karşılıklı edim yüklediği bu nedenle alacağın varlığı ve tahsilinin yargılamayı gerektirdiğinden mahkemece istemin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile...

    Daire tarafından yargı yerinin belirlenebilmesi için, iki mahkeme arasında karşılıklı olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararının verilmiş olması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinde, ... Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'nce hükümlü hakkında herhangi bir vasi atama kararının kuruma gönderilmediğinden bahisle vasi atama kararı varsa kuruma gönderilmesi için ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na talepte bulunulması üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gereğinin yerine getirilmesi hususunda ihbarda bulunduğu ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, kısıtlı adayının son ikametgah adresinin bulunmaması halinde nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesinin yetkili olacağı ve hükümlünün ... nüfusa kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın geldiği ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nce de, hükümlünün adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresinin “...” olup buna göre ......

      nin ise uyuşmazlık konusu çeke dayalı alacağı geçerli bir biçimde devraldığı, bile bile davacının zararına iktisapta bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece kabul edilen oluşa göre, davalı ...Ş.'nin diğer davalıdan temlik aldığı alacak mevcut değildir. Mevcut olmayan bir alacağın davalı ... şirketince temlik alınması mümkün görülmemiştir. Ayrıca dosyada yer alan 22.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda davalı ...'nın davalı ... şirketine alacağın temliki olarak verdiği 08.04.2008 tarih ve 8.628,04 TL. tutarlı faturayı aynı mahkemenin bir başka dava dosyasında dava dışı ... Faktoring şirketine temlik konusu başka bir çek karşılığında verdiği belirtilmiştir. Bu durumda mükerrer temlik söz konusu olacak, davalı ... şirketinin çeke dayalı alacağı geçerli bir biçimde temlik aldığından da söz edilemeyecektir....

        Davacının yakın arkadaşlık ilişkisi kurduğu diğer şirket çalışanına sataşmada bulunduğu dosya sunulan mesajlarla sabit olduğu gibi davacının aynı zamanda kurallara aykırı olarak işyeri imkanlarını kişisel amacı için kullanarak görev ve yetkisi olmadığı halde diğer çalışanın telefon kayıtlarını incelemesi doğruluk ve bağlılığa, ahlak ve iyiniyet kuralları aykırı olduğundan işveren tarafından yapıla feshin haklı nedene dayalı olduğunun kabulü ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme feshin geçerli nedene dayalı olduğunun kabul edilmesi bozma nedenidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı erkek tarafından karşı davasının derdestlik nedeniyle reddi, kadının davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile aynı hukuki nedene dayalı olarak açılan birleşen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda...

            Davacı-karşı davalı erkek tarafından fiili ayrılık sebebine dayalı (TMK m. 166/4) olarak, davalı- karşı davacı kadın tarafından ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) olarak karşılıklı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece her iki davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Somut olayda, davacı-karşı davalı erkek TMK'nun 166/son maddesi uyarınca boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise; karşı davasında, TMK’nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma talep etmiştir. Mahkemece, her iki boşanma davaları kabul edilmiş ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamından, gerek erkeğin davasına dayanak teşkil eden ve reddine karar verilen önceki davada, gerekse fiili ayrılık süresi içinde, davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusuru ispatlanamamıştır. Zira, temyize konu karşılıklı görülen boşanma davasındaki dinlenen kadın tanıklarının erkeğin sadakatsizliğe ilişkin beyanları da duyum, gözlem ve yoruma dayalı olup, erkeğin sadakatsizliğine ilişkin maddi gerçeği açığa çıkarmaktan uzaktır. Ne var ki, ilk boşanma davasını açarak, fiili ayrılığa neden olan boşanmaya sebebi yaratan davacı karşı davalı erkek, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere tam kusurludur....

                Kadının davasının da kabulü gerektiği halde reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 2-Temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında temyiz itirazları yersizdir. b)Davalı-davacı kadın, Türk Medeni Kanununun 175. maddesine dayalı yoksulluk nafakası talebini dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşmasında ileri sürmüştür....

                  Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkek tarafından zina, (TMK m. 161), aksi halde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebine dayalı olarak terditli boşanma davası açılmış, davalı-davacı kadının bağımsız tedbir nafakası davası işbu boşanma davası ile birleştirilmiştir. Mahkemece, dava dilekçesi davalı-davacı kadına ilk duruşmada tebliğ edilmiş, davalı-davacı kadın tarafından yasal süresi içinde verilen cevap dilekçesi ön inceleme duruşmasında okunmuş ve fakat davacı-davalı erkeğe, davalı-davacı kadının cevap dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilir ve davacı tarafından cevap dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilir (HMK m. L36/l). Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır (HMK m. 137/1)....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.12.2008 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat, birleşen davada ise davacı ... tarafından davalı ... aleyhine 20.01.2009 günlü dilekçe ile intifa hakkı ve ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 04.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl davada davacı ... davalılar aleyhine intifa hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi, istasyonun tarafına teslimi ve cezai şart tazminatı istemlerinde bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu