Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Somut olayda davacı kadının iddiası, düğünde takılan ziynetleri alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığı ve ziynetlerinin davalı tarafta kaldığı yönündedir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle: Yerel Mahkemenin 19.11.2019 tarihli 2018/328- 2019/771 K. sayılı Kararının istinaf istemi ile davalı lehine bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddi talep edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet eşyasının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/320 Esas Esas sayılı dosyasında davalının yargılandığını beyan ederek, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevi tazminata, düğünde ziynet eşyası olarak takılan 1,5 metre Halep zinciri, her biri 30 gramdan 5 adet bilezik, 2 adet yüzük, 1 adet tek taş yüzük, 2 adet küpeden oluşan ziynet eşyasının aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ziynet alacağını 51.926,22 TL olarak ıslah etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm ziynet alacağı istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 2. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2010 (pzt.)...

      Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir. Somut olayda; davacı tanıkları ... ve ... dinlenilmiştir....

        İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....

        DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, davacı-karşı davalı kadın lehine hükmolunan nafaka, tazminatlar ve ziynet alacağı davasınının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden taarfın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez....

          Davacının boşanma davasındaki boşanmaya karar verilmesi halinde hükmedilmesi mümkün olan boşanmaya bağlı ikincil nitelikteki tazminat ve nafaka haklarının elde edilmesini temin etmek için de olsa dava konusu olmayan ve davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazlar üzerine tedbir konulamaz. (Y.2.HD.2013/26233 E.-2014/188 K.) Buna göre dosya incelendiğinde; Davacı kadın davalı erkek aleyhine boşanma, ziynet ve ev eşyasının iadesi, davası açtığı, ancak usulüne uygun olarak açılmış bir mal rejiminin tasfiyesi davasının bulunmadığı gibi, ihtiyati tedbir talebine konu olan davalı adına kayıtlı mallar ve banka hesabının bu davaların konusu olmadığı, HMK'nın 389. maddesindeki koşulların oluşmadığı, ilk derece mahkemesinin davalının malvarlığına ve banka hesabına ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının yerinde olduğu, davacı kadının bu ara karara yönelik istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla; davacı kadının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat, nafakalar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı açılan boşanma davasında yapılan yargılama neticesinde; tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına maddi tazminata ve nafakaya hükmedilmiş, hüküm davalı erkek tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Temyiz aşamasında davacı taraf vekilince 13.5.2016 tarihli dilekçe sunulmuştur. Bu dilekçede davacı taraf, tarafların karşılıklı anlaşmaları neticesinde maddi sonuçların tamamından feragat etmekte olduklarını bildirmiştir....

            , taraflar arasındaki boşanma ve nafaka dava dosyasında dinlenilen tüm tanıklar ve bozmaya esas ziynet eşyalarının iadesi davasında, tanık Mehmet Ertuğrul dışındaki hiç bir tanığın davalı ...'...

              UYAP Entegrasyonu