Terk nedenine dayalı ihtarın geçerli olması için boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren en az dört ay geçmesinin zorunlu olduğu, dayanak dosyanın hüküm kesinleşmeden açıldığı gözönüne alındığında, terke dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, karşı dava yönünden ise; TMK 166/4 maddesinde "boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulmamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü gereğince, tarafların ilk davadan sonra bir araya geldikleri, dayanak yapılan iki davanın kesinleştiği tarihte göz önüne alındığında karşı davanın da reddine karar verilmesinin isabetli olduğu anlaşılmıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka ve tazminat hükümlerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi. 3....
Taraflar arasındaki boşanma ve katılım alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının reddine, katılım alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından boşanma davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından boşanma davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; reddedilen kendi boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğin terk hukuki sebebine dayalı bir davasının bulunmadığının ve davadan sonra gerçekleşen olayların bu davada kusur belirlemesine esas alınamayacağının tabi bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemes DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Temyiz terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasına ilişkindir. Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, ihtarın Türk Medeni Kanununun 164. maddesi ile 27.3.1957 günlü 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına uygun bulunmamasına göre geçersiz ihtara dayanılarak açılan davanın reddi doğrudur....
Dosyanın incelenmesinde; davacı erkek tarafından açılan geçici velâyet davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece erkeğin velâyet talebinin reddine, davacı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine dair verilen hüküm, davalı kadının temyizi üzerine Dairemizin 16.02.2017 tarih ve 2016/25714 Esas ve 2017/1604 Karar sayılı ilamı ile kişisel ilişki yönünden bozulmuştur. Bozma sonrası erkek tarafından 21.02.2018 tarihinde evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açılmış, kadın ise 18.04.2018 tarihinde erkeğin boşanma davasına karşı boşanma ve ziynet alacağı davası açmıştır. Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davaları ile kadının açtığı ziynet alacağı davası, erkeğin açtığı asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadın, davacı-karşı davalı erkeğin açtığı zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davasında verilen boşanma kararı yönünden temyiz talebinden vazgeçtiğini 25.11.2016 tarihinde gönderdiği dilekçe ile bildirdiğinden bu yöne ilişkin olarak temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b)Davalı-karşı davacı kadın...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 164 maddesine dayalı (Terke dayalı) boşanma davasıdır. Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı erkeğin evlilik birliği içinde davalı kadına yönelik süregelen fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, davalı kadının evden ayrıldığı son gün ise davacı erkeğin müşterek çocuk Arzu'ya fiziksel şiddet uyguladığı evdeki eşyaları dağıtıp parçaladığı, evden gitmezlerse davalıyı da öldürmekle tehdit ettiği anlaşılmış olmakla davalı kadın terke zorlanmış olup, müşterek haneye döndüğü takdirde can güvenliğinden endişe etmiştir. Eşini kusurlu hareketleri ile terke zorlayan davacı eş terk nedeniyle boşanma davası açamaz. Bu sebeple davacının terke dayalı boşanma davası açmakta haklı olmaması nedeniyle davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Terk hukuki nedenine dayalı bir dava yoktur. ... ayrılık tek başına boşanma nedeni değildir. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 2016/17490 ESAS 2018/5662 KARAR sayılı ilamında da işaret edildiği üzre Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Başka bir ifade ile terk ihtarında samimiyet esastır. Somut olayda davacı erkeğin ihtarı, dava dilekçesinde hem evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK.m.166/1) sebebine hem de terke (TMK m .164) dayandığı için ayrıca terke dayalı olarak dava açılması nedeni ile samimi değildir. Bu nedenle davacının terke dayalı boşanma davasının reddi gerekmiştir. Şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası bakımından ise; davacının davalı kadına gönderdiği terk ihtarı davalı eşin ihtar talep tarihinden önceki kusurlu davranışlarının affedilip, en azından hoşgörüyle karşılandığına ve bu nedenle yeniden birlikte yaşama isteğine ilişkin bir irade açıklaması niteliğindedir....