Somut olayda, davacının, evlilik birliğinin kurulması ve devamı amacıyla davalıya bağışladığı ziynet eşyasının iadesi isteminde bulunduğu, davacı tarafından davalı aleyhine açılan boşanma ve davalı tarafından davacı aleyhine açılan ziynet eşyasının iadesine ilişkin davaların halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında, TMK uyarınca kurulmuş bir evlilik birliği bulunmaktadır. Davacı tarafından davalıya hibe edilen ziynet eşyasının iadesinin istendiği, bu isteğin aile yükümlülüklerine uymama sebebine dayandırıldığı görülmektedir. Buna göre, ziynet eşyasının iadesi sorunu, aile işlerinden doğmuş bir sorundur. (4787 S.K. 4. m.) O halde, dava Aile Mahkemelerinde görülmelidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Denizli 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın ziynetleri ve takı paraları nedeniyle 5.000 TL.maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece istek aşılarak toplamda 5.900 TL.ziynet ve takı bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
almaya gittiğinde çok gergin bir ortamla karşılaştığından evden hızlıca çıktığını, takı setini soracak ve yanına alacak bir durum yaşayamadığını, davacının evden ayrılış sürecinin bizzat davalının annesi ve görgü sahibi tanığı tarafından çok net olarak izah edilmiş iken ziynet eşyalarının rızası dışında davalıda kaldığını ispat edemediği şeklindeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, takı seti haricindeki ziynet eşyaları ile yapılan katkı sebebiyle değer artış payı alacağı talebi yönünden; ilk derece mahkemesi kararının haksız olduğunu, dosyaya sunulu delil ve belgeler ile davacı ve davalı tanık beyanları karşısında ziynet eşyalarının davalının şirket hissesi satın alırken sermaye alımında kullandığı vakıasının ispat olduğunu, müvekkilinin takı seti haricindeki ziynet eşyalarının evliliğini ikinci yılında davalının ortak olduğu dershaneye sermaye olarak verildiğini, davalının orta olduğu dershaneye 50.000,00TL ödeme yaptığını, 50.000,00TL'lik bu ödemenin resmi kayıtlarda 20.000,00TL olarak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Takı Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Davacı-davalı erkeğin takı parası alacağına yönelik temyizine ilişkin olarak alınması gerekli 20 TL. nispi harcın alınmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; tedbir nafakasının kaldırılması yönünden verilen hüküm, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile takı parası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının kaldırılması yönünden vekalet ücreti, tedbir ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğin davasının TMK'nun 166/son, davalı-karşı davacı kadının ise TMK'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma davalarının kabul edildiğinin anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm,...
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Dosya incelendiğinde; boşanma davasından tefrik edilerek oluşturulan eldeki davada; davacı kadın ziynetlerine ve takı parasına düğünden sonra davalı ve ailesi tarafından el konulduğunu iddia etmiş, davalı erkek cevap dilekçesinde davacının ziynet eşyalarından hiçbirini davalıya vermediğini, ziynetlerin davalıda olduğunu savunmuştur. Somut olayda, ziynetlerin ve takı parasının davalı erkek tarafından alındığı veya kullanıldığını veyahut kocada kaldığını ispat yükü davacı kadındadır....
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde, müşterek konuta girmesini önlemek için davalının kapı kilidini değiştirdiğini, eve giremeyeceğini telefonla bildirdiğini, bunun üzerine annesinin evine gitmek zorunda kaldığını, düğünde takılan hiçbir takıyı almasına izin vermediğini iddia ettiği, dinlenen ve hükme esas alınan davacı tanııklarının beyanlarına göre ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurularak dükkan açıldığının belirtildiği, davalı tanıklarının ise dükkanın kredi ile açıldığını beyan ettikleri görülmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilâmında; tanık ifadelerinin net ve yetersiz olduğunun vurgulanmasına nazaran taraflarınca tanıklarının tekrar dinlenilmesi talep edilmesine rağmen bu taleplerinin yerel mahkeme tarafından kabul görmediğini, müvekkilinin boşanma niyetiyle evden ayrılması sırasında yanına almış olduğu ziynet eşyalarının " yüzük, küpe, saat, ve saat arkası ve küçük bir bilezik" olduğunun tanıklarından Mehmet Polat, Havva Polat ve Duran Polat'ın anlatımları ile sabit olup davaya konu edilen sair ziynet eşyası ve takı parasının müvekkilinin uhdesinde kalmadığını, davalının yalan yere yemin etmiş olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının müvekkili lehine bozulmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, ziynet ve takı parası alacağı istemine ilişkindir....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında davacı kadın yararına geçici önlem niteliğinde olan ve kararın kesinleşmesine kadar devam edecek olan TMK'nın 169. maddesi uyarınca 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi miktarının da yüksek olmadığı anlaşılmakla davalı erkeğin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerektiği anlaşılmıştır. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; Hükmolunan ziynet alacağının miktarı 22.400,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....