Mahkeme, davacı tarafından ziynet eşyalarının bir kısmını kendi rızasıyla kayınvalide ile kayın pederine verdiği, geri kalanların ise zorla elinden alındığına veya yanında götürmesinin engellendiğine dair delil bulunmadığı gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Toplanan delilerden kadının evden şiddet görerek ayrıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda ziynet eşyalarını evden ayrılırken beraberinde götürdüğü kabul edilemez. Ayrıca kadının tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarını davalı kocanın ailesine verdiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bozdurulan ziynet eşyalarının iade şartı olmaksızın verildiğini davalı koca ispatlamak zorunda olup, davalı koca bu durumu ispat edemediğinden davalı kocanın ailesine verilen ziynet eşyalarının davacı kadına iadesi gerekir....
Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır. Para ve ev eşyaları yönünden de ispat yükü davacı taraftadır. Somut olayda; ispat yükü üzerinde olan davacı, iddiasını ispat edebilmek için tanık dinletmiş, boşanma dosyasında toplanan tüm bilgi ve belgelere dayanmıştır....
Davacının dava dilekçesindeki açıklamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde ziynet eşyalarının iadesi veya bedelinin tahsiline ilişkin bir talebinin olmadığı, ziynet eşyalarının bedeli ile davalı adına aracın alımına yaptığı katkı karşılığı değer artış payı TMK. m.227/1) ve katılma alacağı talebinin olduğu anlaşılmaktadır. TMK'nun 225. maddesine görede taraflar arasındaki evlilik birliği sona ermeden mal rejimine ilişkin talepler konusunda karar verilemez. Mahkemece davacının talebi yanlış değerlendirilerek ziynet eşyalarının bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin kararı bu sebeple isabetli olmamıştır. Açıklanan sebelerle davalının ziynet eşyalarının bedelinin tahsiline ilişkin temyiz talebinin kabulü ile hükmün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece ziynet eşyalarının bozdurulması sırasında davacı kadının rızasının bulunmadığı hususunun ispat edilmediği gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Düğünde kadına takılan ziynetler bağış hükmündedir ve kadının kişisel malıdır. Ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, talep edilen ziynetlerin varlığı sabit olup, ziynet eşyaların erkek tarafından alınarak bozdurulduğu ispatlanmıştır. Davalı erkek bu ziynet eşyalarının kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiğini ise kanıtlayamamıştır. O halde, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2014 NUMARASI : 2013/775-2014/108 Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı - birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili (Davalı tarafça açılan boşanma davası ile birleştirilen) davada; müvekkiline ait ziynet eşyalarının düğünden sonra bu eşyaların kendisine ait olduğunu ileri süren davalı tarafından alındığını iddia ederek, ziynet eşyalarının bedeli olan 20.000 TL nin faiziyle birlikte davalı taraftan tahsilini istemiştir. Davalı vekili; ziynet eşyalarının davacı tarafından alıkonulduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece davacı kadının ziynet alacağı davası kabul edilmiştir; ancak, aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, HMK m. 190/1). Davacı kadın, dava dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurulduğunu iddia etmiş, davalı erkek ise altınları kadının kendi ailesine verdiğini, bir kısmının da çalındığını ileri sürmüştür. Davacı kadın ziynet eşyasının erkekte kaldığını ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Ziynetlere ilişkin tanık beyanları kadının iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, dosyada kadının iddialarını kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Ne var ki dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı halde mahkemece, davacı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma, tazminat nafaka ile boşanma ile birlikte açılan ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Uyuşmazlık; boşanma ile ferisi olan maddi ve manevi tazminat, nafaka ve boşanmanın feri olmayan ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkin olup, hüküm; taraflarca boşanma dışındaki diğer istemler yönünden temyiz edilmiştir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 21.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı her ne kadar çeyiz eşyalarının iadesi talebinde bulunmuş ise de gerek dosya kapsamında dinlenen tanıkların görgüye dayalı beyanları gerekse boşanma davasına ilişkin Siirt 2....
sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; erkeğin asıl davasının reddine, kadının birleşen davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir 1.000,00 yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının ziynet eşyası alacağı talebine yönelik olarak ise; kadın dava dilekçesinde ve sonraki beyanlarında miktar ve değerini belirterek ziynet eşyası talebinde bulunduğu, ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istediğini davacı kadın ispat yüküyle mükellef olup, ziynet eşyalarının miktar ve niteliğini fotoğraflar ile kanıtladığı, erkek eş ziynet eşyalarının kendisine ait olduğunu veya söz konusu ziynetlerin evin ihtiyaçları...