Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların düğünün Elazığ'da olduğunu, takı törenindeki bilezik, set ve bir kısım altının müvekkilinin üzerindeki kurdeleye takıldığını, bir miktar altın ve nakit paranın ise zarfa konularak sandığa atıldığını, düğün sonunda davalının ailesinin evine gidildiğini, burada müvekkilinin üzerine takılan takılar ile sandığa atılan takı ve nakit paranın sayıldığını, toplamda 1 adet 130 gram 24 ayar döküm set, 14 adet 20 gram 24 ayar düz bilezik, 1 adet bileklik, 38 adet çeyrek altın, 9 adet yarım altın ve 10.000,00 TL nakit para takıldığını, düğünden sonra 10.000,00 TL nakit paranın davalı ve ailesi tarafından alınıp, daha sonra müvekkiline iade edilmediğini, diğer ziynet eşyalarının müşterek hanede muhafaza edildiğini, 03/04/2014 tarihinde kurban bayramı için Elazığ'a gidildiğinde müvekkilinin ailesini ziyaret etmek için davalıdan izin aldığını ancak davalının babasının bu duruma...

üzerine kayıt edildiğini, müvekkilinin elinden alınan ziynet eşyalarının hiçbir zaman müvekkiline iade edilmediğini, altınların bozulduktan sonra ne yapıldığı konusunda net bilgilerinin olmadığını, tarafların düğününden önce nişan ve nikah merasimi sebebiyle müvekkiline davalı ve ailesi tarafından 12 adet adana burması, 22 ayar bilezik (yaklaşık 30- 35 gram) boynundaki kolyeye takılı sarı lira diye tabir edilen 12 adet reşat altını, 1 adet kolye, künye ve küpesini içerir, 22 ayar takı seti, 2 adet kolye şeklinde ziynet eşyası takıldığını belirterek söz konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarının bedeli olan ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma ve boşanmanın fer'ileri ile ziynet alacağı davalarının yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davası ile kadının açtığı ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça düğünde takılan altınların hem ayarı hem de gramajı fahiş gösterildiğini, davacı tarafın iddia edildiği şekilde kendisine ziynet eşyasının takılmadığını, müvekkilinin ziynet eşyalarını alıp kullandığı yönündeki iddianın gerçeğe aykırı olduğunu, davacının müşterek konuttan kovulmadığını evi terk ettiğini, anlaşmalı olarak ayrıldıkları boşanma dava dosyası içerisinde yer alan protokolde kişisel eşyası bulunmadığını beyan ettiğini, boşanma kesinleştikten sonra ziynet talebinde bulunması TMK 166/3 maddesi ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; " Açılan dava; boşanma sonrasında talep edilen ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Genel kaide düğünde takılan ziynet eşyalarının kadının olduğu ve kadın tarafından muhafaza edildiğidir. Aksinin iddiası ise ispata tabidir....

    Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, iş bu davanın Ankara 7. Aile Mahkemesinin 2019/918 Esas sayılı dava dosyası ile 08.11.2019 tarihinde birleştirilmesine karar verildiği, daha sonra tefrik edilerek dosya üzerinden usulden ret kararı verildiği görülmüş olup tüm dosya kapsamından davacının dava dilekçesinde bedelini talep ettiği ziynet eşyaları ile Ankara 7. Aile Mahkemesine ait 2019/918 (Yeni esası Ankara 22....

    Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....

    Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Somut olayda; davalı taraf, davacı kadına takılan ziynet eşyalarının, evlilik birliği içerinde kendisine iş yeri açmak üzere bozdurulduğunu kabul etmiş, nitekim dinlenen davalı tanıkları da (davalının anne ve babası) altınların davalı tarafça iş yeri açarken kullanıldığını, ancak davalının iflas etmesi üzerine altınların gittiğini beyan etmişlerdir. Şu durumda; davalı tarafın ikrarı ve tanık beyanları ile kadına ait düğünde takılan altınların davalı koca tarafından bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bozdurulup harcanan ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek kaydıyla davalı kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığını davalının ispatlaması gerekir....

      O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Davacı kadın dava dilekçesinde ayrıca ziynet eşyası alacağı talebinde bulunmuş,davaya konu ziynet eşyalarının cins, nevi ve miktarlarını belirtmiş,mahkemece ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

        Somut olayda; her ne kadar mahkemece tarafların düğün anında çektirdikleri fotoğrafta davacının her iki kolunda da sayısı tam tespit edilemeyen birden çok bilezik ve bileklik olduğu, bu şekilde davacıya ait ziynet eşyalarının bulunduğunun anlaşıldığı, tanık ifadelerinde davacıya takı takıldığının tespit edildiği, davacının ziynetlerini davalıya koşulsuz olarak bağışladığına dair herhangi bir belge ibraz edilmediği ve davacıya ait ziynetlerin davalı tarafından kullanıldığı kanaatine varılarak ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dosya kapsamında alınan tüm tanık beyanları birarada değerlendirildiğinde davacının ziynet eşyalarına yönelik talebi bakımından tüm ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ispat edemediği, ancak, davalı tanıklarından davalının kardeşi olan ...’ün’’... ziynet eşyalarının bir kısmının bozdurulup araç alındığı,bir kısmının ise davacının kendisinde kaldığı, hatta araç alındıktan baya bir süre sonra seti yine davacının boynunda gördüğü...’...

          Aile Mahkemesinin 13.10.2016 tarihli ve 2016/412 E., 2016/691 K. sayılı kararı ile; tam, yarım ve çeyrek altın gibi altınların günümüz ekonomik koşulları, gelenek ve göreneklerde meydana gelen değişiklikler nedeniyle ziynet eşyası olarak kullanılmasının söz konusu olmadığı, bunların özellikle yatırım aracı olarak kullanıldıkları, yatırım aracına dönüşen bu altınların ziynet sayılamayacağı, dolayısıyla kadına bağışlanmış sayılmasının da mümkün olmayacağı, takı törenlerinde kadına ziynet olarak takılan ve kullanılanların dışında kalan altın ve paraların bir keseye konulduğu ve katılımcıların maksadının bu eşyaları taraflardan birisine bağışlamak olmadığı, bu yatırım araçları ile amaçlananın düğün masraflarına katkı, kalan olur ise yeni çiftlerin otomobil veya konut almasına destek mahiyetinde olduğu, takı töreninde takı takanların bunları kadına bağışlama iradelerinin var olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle 5 adet tam altın, 32 adet yarım altın, 136 adet çeyrek altın ve 1 adet gremse...

            UYAP Entegrasyonu