İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek hükmün yalnızca ziynetler yönünden olan kısmına ilişkin istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin kendisine iadesi ile ev eşyalarının mal rejimi kapsamında tasfiyesine ilişkin alacak davasıdır. Ev eşyalarından kaynaklı katılma alacağı istinaf edilmemiştir....
-YTL de maddi tazminat isteminde bulunduğu, yargılamanın 06.07.2005 tarihli oturumunda ise maddi ve manevi tazminat istemlerinden feragat ettiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi o davada, davacı boşanma ile birlikte boşanmanın eki niteliğinde maddi ve manevi tazminat istemiş, ayrıca harcını vererek altın ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili için bir istekte bulunmamıştır. Eldeki ziynet ve çeyiz eşyalarının tazminine ilişkin bu dava boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Bu nedenle davacının altın ve ziynet eşyaları üzerindeki hakkından vazgeçtiği kabul edilemez. Taraflar arasında görülerek kesinleşen boşanma kararı kesin hüküm teşkil etmediğinden, altın ve ziynet eşyalarının tazmini için dava açılmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgu karşısında davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Bu bağlamda kadın; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, koca tarafından kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Davalı-k. davacı kadın talep konusu ziynet eşyalarının koca tarafından alındığını, annesinin kasasına koyduğunu ve geri vermediğini iddia ederek ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı -k. davalı koca ise; ziynet eşyalarının kadında olduğunu, kendisi tarafından hiç alınmadığını savunmuştur. Davalı-k. davacı kadın tarafından talep; bilirkişi raporu doğrultusunda 25/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah edilmiştir....
Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05/05/2004 tarihli ve 2004/4- 249 Esas ve 2004/247 Karar sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220. maddesinde kişisel mallar sayılmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2022 NUMARASI : 2021/48 ESAS 2022/94 KARAR DAVA KONUSU : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyalarının İadesi KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğince de istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
38 Esas sayılı sırasına kaydedildiği, Davacı vekilinin 21/03/2023 tarihli dilekçesi ile araçlarla ilgili katılma alacağından feragat ettiklerini davaya ziynet eşyaları ile ilgili olarak devam ettiklerini bildirdiği, Davacının ziynet eşyalarına ilişkin çeyiz senedi olduğu, ancak davalının cevap dilekçesi ile çeyiz senedini imzalamadığını beyan ettiği, Ziynet eşyalarının niteliklerinin davacıyla açıklattırılmadığı, tanıkların ziynetlerin nitelikleri ve akibetleri konusunda bilgi sahibi olmadıkları, sadece davacının annesinin niteliklerine ilişkin beyanın bulunduğu, Her ne kadar ziynet eşyalarının gram ve ayarları davacı tarafından açıklanmamış ise ve tanıklar da akıbetleri hakkında bilgi sahibi değil ise de, dosyada bulunan ve İş Bankası Ümitköy Şubesinden gelen yazı cevabından davalı adına 23/08/2016 tarihinde vadesiz altın hesabı açıldığı, o tarihte 103,42 gram altın bozdurularak 12.937,72 TL nakde dönüştürüldüğü, daha sonra da davalı tarafından peyderpey bozdurularak...
Davalı - karşı davacı kadın karşı dava olarak boşanma ve ziynet eşyasının iadesi istemli dava açtığı halde, davacı - karşı davalı lehine boşanma davasının reddi yönünden bir maktu vekalet ücretine hükmedildiği, ziynet eşyalarının iadesi davası yönünden nisbi vekalet ücretine hükmedilmediği ancak, bu hususun davacı - karşı davalı tarafça istinaf edilmediği, bu halde kadın lehine usulü kazanılmış hak olduğu dikkate alınarak, ziynet eşyalarının iadesi davasında reddedilen dava değeri üzerinden erkek lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmemiştir....
Mahkemece hüküm altına alınan ziynet eşyalarının hüküm fıkrasında cins, nitelik miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirlemesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarının değerlerinin toplu olarak gösterilmesi suretiyle hüküm tesisi doğru olmamıştır. Ancak bu husus ilk incelemede gözden kaçtığından dairemizin ziynet alacağına yönelik 14.04.2015 gün, 2014/22340 esas - 2015/7438 karar sayılı onama kararının kısmen kaldırılmasına, hükmün bu yöndende bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, ziynet eşyalarının müvekkilde bulunmadığını, bu nedenle iadesi de mümkün olmadığını, ziynet eşyaları ve altınlar davacı ve ailesince muhafaza edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın müvekkilin babasına ait olmakla kredi ile satın alındığını, davacının mesnetsiz iddiasının aksine davacıya ait herhangi bir altın ya da ziynet eşyası kullanılmadığını ve kredi kullanılması sebebiyle buna gerek de olmadığını beyan etmekle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece;"Açılan dava; ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil aleyhine açılan ziynet ve çeyiz eşyası istemli davasının öncelikle usulen davacı adedinin ve miktarını tam olarak bildiği ve kurunu da bildiği ziynetler için belirsiz alacak davası açamayacağını, bu nedenle davanın usulden ve esastan reddinin gerektiğini, kesinleşen Siirt 2....