Mahkemece, tarafların davacının ayrılmak isteği ile anne evine gitmesi suretiyle ayrıldıkları, uyuşmazlığın davacıya ait müşterek hanedeki kasada saklanan takıların iadesi veya tazminine dair olduğu, tarafların takıların miktar ve cinsleri konusunda anlaşamadıkları, fakat tamamının birliktelik sırasında evdeki kasada saklandığı konusunda mutabık oldukları, 23 Haziran günü ayrılığın gerçekleştiği ve tarafların kendi ailelerinin yanlarına gittikleri, kamera kayıtları ve davacının kabulü doğrultusunda 27.06.2013 tarihinde davacı ve yakınlarının bir münübüs ile eve gelip çeyiz ve kişisel eşyaları aldıklarının belirlendiği, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinin 7. maddesindeki kabul doğrultusunda talep edilen çeyiz ve kişisel eşyaların alındığı bildirildiğinden bu talebin reddinin gerektiği, takılar yönünden ise tanıkların beyanları dikkate alındığında çelişki olması nedeniyle net bir bilginin olmadığı, ancak altınların evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları beraberinde veya daha...
Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, manevi tazminat, ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, reddedilen dava yönünden davalı-davacı kadın lehine vekalet ücretine, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, manevi tazminata, davalı-davacı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden vekalet ücretine, ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesine, yargılama giderlerine hükmedilerek kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438-7)....
Somut olayda, davacı çeyiz eşyalarının kendisi tarafından alındığını ve davalı tarafta kaldığını, eşyaların değerinin ..... Mahkemesinin 2015/23 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile 3.562,00 TL olarak belirlendiğini belirterek, eşyaların aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu çeyiz eşyasının varlığını, kendisi tarafından alındığını ve bu eşyaların davalıda kaldığını ispat yükü altındadır. Davacının iddiasının ispatına yönelik olarak tanıkları dinlenmiş, davacı tanıkları dava dilekçesi eki listede belirtilen eşyaların doğru olduğunu, parası kendilerince ödenip alındığını, eşyaların geri alınmadığını beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları ise; duyuma dayalı beyanlarında, davacının eşyalarını evin yan girişinden götürdüğünü, bunu komşularının gördüğünü belirtmişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili boşanma davasıyla birlikte açılan ve çeyiz eşyaları yönünden tefrik edilen dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkiline ait eşyalara alıkonulduğunu, giysilerinin verilmediğini belirterek, çeyiz niteliğindeki ve özel eşyalarının aynen iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların 2 aylık evliyken davacının düğünde takılan takıları, çeyiz ve bir çok eşyayı alarak sebepsiz yere ortak konutu terk ettiğini, bir kısım özel eşyalarını almayı unuttuğunu, özel eşyaları iade edeceklerini savunarak davanın reddini istemiştir....
Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde: Eldeki dava mehir senedinden dolayı ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamaların ışığında ele alınması gerekir. Görülmekte olan davada, davalılar senetteki imzayı inkar etmemişler; davacı ile davalılardan ...’ün ikinci birleşmelerinde dava konusu senedin tanzim edildiğini ve Almanya'da alınan ziynet ve çeyiz eşyalarının bu senede yazıldığını, talep edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının davacıda olduğunu, bu eşyaların yanlarında kalmadığını iddia etmişlerdir. Yukarıda vurgulandığı üzere, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davalıların davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin taahhüdü yerine getirdiklerini yazılı delille kanıtlamaları gerekir. Ancak davalılar iddialarını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil dosyaya sunmamışlardır....
en kısa zamanda geri vereceğini söylediğini, daha sonra müvekkilinin rahatsızlandığını ve doktorunun ailesinin yanında bir süre kalmasının faydalı olacağını söylediği için müvekkilin ailesinin yanına gezmeye gittiğinin evlenirken koca evine getirdiği çeyizleri ve ev eşyalarının davalı tarafta kaldığını, müvekkilinin boşanma davası açtıktan sonra defalarca ziynet eşyalarını, kıyafetlerini ve çeyiz olarak getirdiği tüm eşyayı davalı taraftan istediğini ancak davalı tarafın eşyaları iade etmediğini beyanla müvekkile ait olan ziynet , ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine ve teslimine , bu olmadığı takdirde eşyaların toplam değerinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ederek dava açmıştır....
in çeyiz eşya alacağından sorumlu tutulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 4- Davacı kadın dava dilekçesinde talep ettiği ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen olmadığı taktirde çeyizler için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1400 TL, yine ziynetler için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 9.150 TL talep etmiş, 27.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen olmadığı taktirde; talep miktarlarını arttırarak çeyiz alacağı yönünden 2.150 TL, ziynet alacağı yönünden 26.155 TL bedelin tahsilini istemiş, mahkemece taleplerin kısmen kabulü ile kabul edilen çeyiz ve ziynetlerin aynen olmadığı taktirde çeyiz alacağı yönünden 1850 TL, ziynet alacağı yönünden 22.416 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih Ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların... 2.Aile Mahkemesinin 2009/612 esas 2010/627 sayılı kararı ile boşandıklarını, davacının müşterek evi terk etmek zorunda kaldığını, bu sırada davacıya ait çeyiz eşyaları, ev eşyaları ve takıların davalıda kaldığını belirterek dava konusu eşyaların aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir....
sonra boşanma davasından önce devrettiği), paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı, bu olaylar nedeniyle kişilik hakının ihlal edilen kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu; ortak çocukların davalı baba hakkında olumsuz geri bildirimlerinin olduğu, davalı babanın şiddet uyguladığına dair davacı ve çocukların ciddi iddialarının olduğu, yine çocukların davalı babaları ile görüşmek istemediklerine yönelik beyanları birlikte değerlendirildiğinde, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmamasının doğru olduğu; ziynet eşyalarına ilişkin çeyiz senedi düzenlendiği ve çeyiz senedinde yazılan ziynet eşyalarının erkeğe teslim edildiğinin açıkça anlaşıldığı, erkeğin bu senedin aksini yazılı bir delille ispat etmediği, çeyiz senedinde yazılı olan ve dava dilekçesinde talep edilen tüm ziynet eşyalarının kabulüne karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi...
Davacı kadın vekilinin istinafa cevap dilekçesi Dairemizce ziynet yönünden katılma yoluyla istinaf olarak kabul edilmiş, harç ve tebliğ işlemi için dosya geri çevrilmiştir. Davacı kadın vekiline harçları yatırması için usulüne uygun muhtıra tebliğ edildiği halde harç yatırılmamış, mahkemenin 14.07.2020 tarihli ek kararı ile davacının istinaf talebinin yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek karar tebliğine rağmen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve kişisel mal niteliğindeki ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davasıdır....