WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın yapılan ilk incelemesinde davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının yanında, bağımsız olarak açılan ve halen devam eden tedbir nafakasının kaldırılması davası da açılmıştır. Temyiz incelemesinin yapılabilmesi için HMK’nın 366. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 344. maddesinde düzenlendiği gibi öncelikle temyiz harç ve giderlerinin alınması gerekir. Ancak temyiz harç ve giderleri alındıktan sonra gerekli temyiz incelemesi yapılarak bu konuda bir karar verilebilir....

    DAVA TARİHİ : 26.07.2018 - 09.08.2018 KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Gösterilen sebeplerle, davalı karşı davacı kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tedbir ve yoksulluk nafakasının niteliği, günün ekonomik koşulları, tarafların kusur durumu göz önüne alınarak, asıl dava tarihi olan 09/02/2016 tarihinden itibaren hükmün boşanma yönünden kesinleştiği tarihe kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakasının, hükmün boşanma yönünden kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak, davalı karşı davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin nafaka talebinin reddine karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; tarafların 2001 yılında evlendiklerini, 2012 yılında karşılıklı açılan boşanma davalarının reddedilerek 10.02.2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasında davacı için hükmedilen tedbir nafakasının 10.02.2015 tarihinde sona erdiğini, tarafların yeniden biraraya gelmediklerini, davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürerek; davacı için aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

        O halde, boşanma ile hükmolunan iştirak nafakasının kesinleştiği 11.04.2012 tarihi ile dava tarihi arasında yaklaşık iki(2) yıl süre geçmiş olduğu, bilgi ve belgelerden davacının sosyal ve ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. Tam tersine boşanma sırasında küçük olan müşterek çocuklar büyümüş ve ihtiyaçları artmıştır. Boşanma davası sırasında boşanmanın temini amacı ile protokol hükümleri gereğince ödemeyi kabul eden babanın şimdi böyle bir dava açarak iştirak nafakasının indirilmesini istemesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, iştirak nafakasının indirilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü, kadın yararına maddî tazminat ve tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davalı karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı ve yoksulluk ve tedbir nafakası yönünden hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulup oluşturulmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

            -TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece bu dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf istemine konu olan ve kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık (200,00.-TL x 12) 2.400,00.-TL olup hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan,yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

            -TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece bu dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf istemine konu olan ve kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık (200,00.-TL x 12) 2.400,00.-TL olup hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan,yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

            Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında davacının nafaka borcunun üç döneme göre hesaplanması gerektiği anlaşılmaktadır: 1- Trabzon Aile Mahkemesi'nin 2006/401 E, 2007/140 K ilamı ile hükmedilen tedbir nafakası boşanma davasının (Trabzon Aile Mahkemesi 2009/225 E) açıldığı tarihe (08/05/2009) kadar aynen devam edecektir. 2- Boşanma davasının açılış tarihi (08/05/2009) ile boşanmanın kesinleşme tarihi (13/07/2010) arasında tahsilde tekerrür olmamak üzere her iki tedbir nafakasının da ödenmesi gerekmektedir. 3- Boşanma kararının kesinleşme tarihinden (13/07/2010), yoksulluk nafakasının kaldırılma tarihine (08/09/2017) kadar ise sadece yoksulluk nafakası talep edilebilecektir. Zira Trabzon Aile Mahkemesi'nin 2006/401 E, 2007/140 K ilamı ile hükmedilen tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile kendiliğinden sona ermiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (...) tarafından, diğer tarafın boşanma davası, kusur belirlemesi, diğer taraf lehine hükmedilen tazminatlar ve çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden; davalı-davacı (...) tarafından ise, diğerinin boşanma davası, lehine hükmedilen tazminatların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve velayetine bırakılan çocuk için tayin edilen iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...

              UYAP Entegrasyonu