adına ziynet eşyalarını vermek zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının 1 adet 22 ayar 35 gr set takımı, 8 adet 22 ayar 133 gr bilezik, 1 adet 14 ayar 15 gr zincir ve çerçeveli reşat lira, 1 adet 14 ayar 5 gr künye, 4 adet çeyrek altın, 11 adet çeyrek altın ve listesini sunmuş olduğu ev eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde toplam değeri olan 71.515,77....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine, karşı dava evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanmaya ilişkindir. Davalı-karşı davacı taraf; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı tarafından istinaf başvurusu yapılırken 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı yatırılmış ise de; kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davasının değerine göre; davalının 2.884,92 TL nispi istinaf karar harcı yatırması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK'nın 344. maddesine göre; istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından, reddedilen alacak, katılma alacağı, ziynet ve çeyiz eşyaları talepleri ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde ve 22.01.2013 tarihli ıslah dilekçesinde tek tek saydığı ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını ve iade edilmediğini iddia etmiş, davalı ise talebe konu ziynet eşyalarının kendi adına kayıtlı aracın alınması sırasında bozdurulduğunu, kadının araçla ilgili katılma alacağı talebinin de olduğunu, ziynetlerin...
Karar yerinde taraflar eşit kusurlu kabul edilmiş, erkeğe kadını istemediğini, evliliğin hata olduğunu söyleme, kadına ev işi yapmama kusuru yüklenmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile, kusuru, karşı davanın kabul edilmiş olmasını, kadının nafaka ve tazminat talepleri ile ziynet alacağı davasının reddedilmiş olmasını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ziynet alacağı ve şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davası, erkeğin karşı davası ise şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince dava ve karşı dava kabul edilip tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kadının nafaka talebi reddedilmiş, bu husus ayrıca ve açıkça kadın vekili tarafından istinafa getirilmiştir. Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilmesine rağmen yasal olmayan gerekçe ile kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebi reddedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından,erkeğin davası, boşanmanın ferileri ve ziynet hükmündeki bedelin iadesi hükmü; davalı-davacı erkek tarafından ise, kadının davası, boşanmanın ferileri, kabul edilen ziynet alacağı ve ziynet alacağı davasında kendisi yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, mahalli mahkemenin verdiği 2015/800 esas. 2016/754 karar sayılı karara karşı davacı-davalı kadın tarafından her iki boşanma davası ve reddedilen ziynet alacağı talepleri ve davalı-davacı erkek tarafından tazminatların miktarı, velayet, kabul edilen ziynet...
Davalı/k.davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuk ile baba arasında yatılı şekilde şahsi ilişki kurulmasının hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının ve tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, ziynet yönünden ıslah dilekçelerine konu ziynetlerin tamamının müvekkile verilmesi gerektiğini, ev eşyası alacağına yönelik davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, davanın adli yardımlı olarak görüldüğünü, erkek eşin ağır kusurlu olması nedeniyle alacak yönünden karşı tarafa vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Asıl davanın konusu; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma, karşı davanın konusu; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma ve ziynet/ çeyiz eşyası alacağı talebine ilişkindir....
Taraflar arasındaki boşanma ve karşı ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine; kadın tarafından açılan karşı ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile erkeğin maddî tazminat talebi yönünden kararın kaldırılarak dosyanın eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine, kadının kısmen kabul edilen ziynet alacağı davası ve erkeğin maddî tazminat talebi yönünden verilen gönderme kararı yönünden kesin, diğer yönlerden temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir....
Çünkü boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davalı tarafından bu yer işgal edilmekte ise, davalının haksız işgalci durumunda olduğunun, kira geliri ile sorumlu tutulması gerektiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece kiraya verilmediği gerekçesiyle bu yöndeki isteğin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bu yönüyle olayın değerlendirilmesi gerekmektedir. Bundan ayrı kural olarak, gerek düğünde geline takılan takı ve ziynet eşyaları ve gerekse aynı biçimde davalıya takılan ve sonradan geline verilen takı ve ziynet eşyaları geline bağışlanmış kabul edilir. Bu nedenle de bu tür takı ve ziynet eşyaları gelinin kişisel malı sayılır. Davacı vekili, açıklanan biçimde davalıya takılan takı ve ziynet eşyalarının bağışlama amacının ortadan kalktığı gerekçesiyle BK.nun 244 ve devamı maddeleri gereğince iadesi isteğinde bulunmuştur. Bu madde gereğince açılan bu tür davalar Aile Mahkemesinin görevi dahilinde olmayıp genel hükümlere göre Genel Mahkemelerde bakılması gerekmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı - karşı davacı vekili yasal süresinde sunduğu 17.05.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, ziynet eşyalarının iadesi davasının tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m. 166/son) karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m. 166/1) ve ferileri ile ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı - karşı davacı tarafça nafakaların ve tazminatların miktarları ile ziynet eşyalarının iadesi davasının reddedilen kısmı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı, ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından rızası dışında alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır. Somut olayda davacı, davalı tarafından ziynet eşyalarının elinden alındığını ve iade edilmediğini dayandığı delillerle ispat edememiştir. İspat yükü kendisine düşen ve davasını dayandığı delillerle kanıtlayamayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince de davanın reddine ilişkin verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmıştır....