kusurlu davranışı sebebiyle kişilik hakları ihlal edilen erkek eş yararına hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise kadının yurt dışından kendi isteği ile döndüğü, boşanmaya sebebiyet veren olayların niteliği ve meydana geliş şekli ile kadının ortak konuttan ayrılırken ziynet eşyalarını ortak konutta bırakmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu dikkate alınarak ziynet alacağı davasının reddine, ev eşyası davası yönünden yapılan incelemede ise ev eşyalarının halen erkekte olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istemin kabulü ile ev eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenine, bedel iadesi yönündeki talebin ise erkeğin ev eşyalarını gönderdiği, ancak kadının teslim almadığı dikkate alınarak reddine karar verilmiştir....
Tarafların kusur durumu dikkate alındığında kadının kusuru nedeniyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğe atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmakla erkeğin boşanma davasının kabulü, yine kusursuz erkek aleyhine kadın tarafından açılan boşanma davasının reddi de usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Bu haliyle kadının, erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine, kendi açtığı boşanma davasının reddine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2012 NUMARASI : 2008/134-2012/624 Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacıya ait ziynet, çeyiz ve ev eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, liste halinde saydıkları ziynet, çeyiz ve ev eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedellerinin tahsilini; ayrıca, davalıya verilen paraların iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....
-3- Kesinleşen boşanma davasında verilen hüküm ve bu hükme esas alınan tanık beyanları ile iş bu davada dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadının, davalı kocadan gördüğü şiddet nedeniyle ziynet eşyalarını alamadan müşterek evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı kadın tarafından davaya konu ziynet eşyalarının davalı kocada kaldığının ispat edildiği gözetilerek, dava konusu ziynet eşyaları ve değerlerinin belirlenmesi suretiyle ulaşılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi ile ziynet eşyalarına ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıolup, bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı, çeyiz eşyaları yönünden ise, davacının dava açarken tercih hakkı bulunmaktadır. Eşyaların aynen teslimini isteyebileceği gibi bedelini de isteyebilir....
Davacının, dava konusu araç, ziynet ve ev eşyalarına yönelik talebini boşanma dava dosyasında ileri sürdüğü,...Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatı ile) 2012/42 E. ve 2013/269 .... sayılı kararı ile boşanma ve fer'ilerine ilişkin verilen hükümle birlikte, davacının araç, ziynet ve eşyalara yönelik talebi hakkında, bu talebin tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesine karar verildiği, mahkemece verilen kararın, davalı vekili tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyizi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 05.03.2015 tarihli ve 2014/19250 E., 2015/3572 .... sayılı ilamı ile hükmün onandığı, onama kararından sonra davacının araç, ziynet ve eşyalara yönelik davasının,...Asliye Hukuk Mahkemesinin esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır....
DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : Taraflar arasındaki ziynet alacağı konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi ,gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ ; Davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; davalının evlilik öncesi borçlarının bulunduğunu, bu borçların kapatılması için davacının evlilik öncesi sahip olduğu 4 adet bilezik ile davacıya düğünde takılan 6 bilezik, 30 çeyrek altın, küpe gerdanlık ve künyeden oluşan takı seti, 1 adet 22 gramlık burma bilezik, 2 adet 14 ayar 15 gram bilezik ve düğünde takılan paraların geri iade şartıyla bu borçların kapatılması için verildiğini, bu ziynetlerin bir kısmıyla davalının borçlarını kapattığını, diğer kısmını da ev alırken peşinat olarak kullandığını ancak hiç birinin iade edilmediğini belirterek...
Tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları itibariyle davalının uzman er olduğu, davacı kadının ise ev hanımı olduğu, malvarlığının bulunmadığı belirlenmiştir. Davacının ev hanımı olması nedeniyle düzenli ve devamlı bir geliri bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; boşanma yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın ortak hayat kurulamadığından fiili ayrılık hukuki sebebine (TMK m.166/son) dayanarak boşanma davası açmış, dava dilekçesinde ziynet alacağı ve eşya alacağı talebinde de bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı kadının ev eşyalarına ve ziynet eşyalarına yönelik davaları hakkında hüküm kurulmasına rağmen boşanma davası hakkında bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece davacı kadın tarafından açılan boşanma davası hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru olmayıp, usul ve kanuna aykırı bulunduğundan hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Davalı, evliliklerinin 39 gün sürdüğünü, görevi gereği ...beldesine taşınmak üzere ortak konuttaki eşyaların toplandığı ve hafta sonu taşınacakları aşamada 12 Eylül 2008 tarihinde davacının, kendisine haber vermeden ziynet ve şahsi eşyalarını alarak ortak konuttan ayrılıp boşanma davası açtığını, davacının diğer çeyiz ve ev eşyalarını haricen alma talebi yada girişiminin olmadığını,davacıya ait eşyaların adet ve vasıfları konusunda tam bilgisi olmamakla birlikte taşınma için topladığı şekilde durduğunu, yedinde bulunan davacıya ait çeyiz ve ev eşyalarını haricen her zaman teslimine hazır olduğunu, davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının istinaf incelemesi sırasında kadının tefrik edilen ziynet ve çeyiz eşya alacağı talebine ilişkindir. Dairemizin 2022/1884 Esas sırasına kaydedilen ve taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının istinaf incelemesi sırasında kadının ziynet ve eşya alacağı talebi tefrik edilip Dairemizin yukarıdaki esas sırasına (2023/522) kaydedilmiştir. Davacı kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası boşanma davasının fer'isi olmadığından bağımsız olarak nispi karar harcına tabi olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince ziynet ve çeyiz eşya alacağı davası yönünden harcın tamamlattırılmaması (adli yardımlı ise gerekçeli kararda ziynet ve çeyiz eşyası davası yönünden nispi karar harcın haksız çıkan taraftan tahsil edilmesi gerekirdi) hatalı olmuştur....