İstinaf Sebepleri Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin anlaşmalı boşanma davası ile birlikte ortak çocuğun velâyetinin davalıya verilmesini kabul ettiğini, kadından maddî-manevî tazminat, nafaka, edinilmiş mal olan taşınmaz ile ilgili katkı ve katılma alacağı, değer artış payı talebi olmadığını beyan ettiğini ancak müvekkilinin aldatıldığı hususunu biliyor olsa idi kabul etmeyeceğini ve boşanma davasının çekişmeliye dönüşeceğini beyan ederek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılamanın iadesi davasının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Asıl dava davacı erkek tarafından anlaşmalı boşanma davası olarak açılmış, davalı kadın da 29.09.2017 tarihli dilekçesinde anlaşmalı boşanma protokolünü ibraz etmiştir. 24.11.2017 tarihli celsede, kadın beyanda bulunmak istediğini söyleyerek süre talep ettiği için davalı kadına beyan dilekçesini vermesi için 2 haftalık süre verilmiştir. Davalı kadın dilekçesini ibraz ettikten sonra karşılıklı olarak dilekçeler verilmiş, 29.12.2017 tarihli celsede anlaşmalı boşanma çekişmeliye dönmekle ön inceleme aşamalarının tamamlanması için gelecek celseye kadar taraflara süre verilmesine şeklinde ara karar kurulmuştur. Anlaşmalı boşanma davasını açan davacı erkektir....
Dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/644 KARAR NO : 2023/1100 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SEFERİHİSAR ASLİYE HUKUK( AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2019 NUMARASI : 2018/523 ESAS - 2019/508 KARAR DAVA KONUSU : KARŞILIKLI BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davaların yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı istinaf başvurusu üzerine duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dosya ele alındı,incelendi; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle"... Tarafların anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanmalarına karar verilmesini"talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, asıl davacı kadının sadakatsiz olup, başka bir erkekle whatsap ve instagram üzerinden yazışmalarının bulunduğunu, davacı tarafından kullanılan hattın davacı yanca davalıya iade edildiğini, davalının bu hattı kendi telefonuna taktığında 0 507 897 83 83 numara ile bir kısım whatsap yazışmalarının geri yüklendiğini gördüğünü, bu sebeple anlaşmalı boşanma talebinde bulunduğunu, ancak davacının vazgeçtiğini ve davanın çekişmeliye döndüğünü, boşanma talebini kabul ettiklerini, çocuğun velayetinin müvekkiline verilerek, kadının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesinin 18/02/2013 tarihli ve 2012/14143 esas, 2013/1624 sayılı kararında da değinildiği üzere, şikayet tarihi itibariyle boşanma ilamı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilamın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilamla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile son bulacağının (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 197-169. maddeleri), bu ilama dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının anlaşılması karşısında, sanığa isnat edilen suçun oluşmadığı nazara alınmadan, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına...
Hukuk Dairesinin 18/02/2013 tarihli ve 2012/14143 esas, 2013/1624 sayılı kararında da değinildiği üzere, şikayet tarihi itibariyle boşanma ilamı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilamın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilamla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile son bulacağının (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 197-169. maddeleri), bu ilama dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının anlaşılması karşısında, sanığa isnat edilen suçun oluşmadığı nazara alınmadan, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına...
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Katılan vekilinin, temyiz itirazlarının özgürlüğü kısıtlama suçundan verilen beraat kararından başka, mahkumiyet verilen yağmadan dönüşen kasten yaralama suçunun vasıflandırılmasına yöneldiği belirlenerek yapılan incelemede: I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kasten yaralama (yağmadan dönüşen) suçundan verilen mahkumiyet ve özgürlüğü kısıtlama suçu nedeniyle verilen beraat kararlarına yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, katılan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık ... hakkında kasten yaralama (yağmadan dönüşen) suçundan verilen mahkumiyet ve özgürlüğü kısıtlama suçu nedeniyle verilen...
DAVA Davacı taraf her ne kadar anlaşmalı boşanma dilekçesi vermiş ise de, çekişmeliye çevirerek vermiş olduğu dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle davalı erkeğin sık sık işini bahane ederek annesinin evine gittiğini, evlendikten sonra aynı evde bir arada toplam ancak 3-4 ay kaldıklarını, davalı erkeğin yaz kış farklı işler yapmasına rağmen davacı kadına harçlık vermediğini, ortak konutun maddî giderlerine katılmadığını, davacı kadından para almaya çalıştığını, davalı erkeğin davacı kadının kardeşlerine hakaret ettiğini, davacının rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığında davalının bu durumu öğrenmesine rağmen işini bahane ederek hastaneye gelmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 20.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II....
KARŞILIKLI TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; bilirkişi raporunda belirtilen miktarların rayicin altında kaldığı belirtilerek kararın iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davacı tarafından; Mahkemece hükmedilen ecrimisil miktarının fahiş olduğu belirtilerek kararın redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. TARAFLARIN CEVAPLARI : Davacı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği ileri sürülmüştür. Davalı temyize cevap vermemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....