Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.12.2001 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mülkiyet payının 1/3'ü kendisine ait bulunan 95 ada 15 parsel sayılı taşınmazı üzerine davalı ... yararına kurulan 04.10.2001 ... ve 3017 sayılı ipoteğin tamamen karşılıksız bulunduğunu, o tarihte ipotek sözleşmesi tarafı olarak kendi vekili sıfatıyla işleme katılan ... ...'...
A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, şirketler arasında daha sonra herhangi bir ticari faaliyetin bulunmadığını, hatta müvekkilinin bu şirketlere de hiçbir borcu olmamasına rağmen müvekkili hakkında davalı şirketin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna başvurduğunu ve müvekkilinin borçlu olmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazda 2. derecede ipotek alacaklısı olduğunu, ipoteğin davacının iddiasının aksine teminat değil karz ipoteği olduğunu, zaten ipotek senedinde de teminata dair herhangi bir ibarenin bulunmadığını, davacının borcunu zamanında ödemediğini, ipotek takibinin kesinleştiğini ve davacının ipotek tarihinden 13 yıl sonra bu talebini ileri sürmesinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
İpotek lehtarı Türk Ticaret Bankası alacak hakkını üçüncü şahıslara temilk etmiş son olarak ipotek lehtarı olan davalı ... aleyhine davacı ... tarafından açılan dava ile ipoteğin kaldırılması talep edilmiştir. Davada karz ipoteğine dayanılmamış olup, mahkemece bu yönde hüküm kurulmamıştır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.02.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin uyarlanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ipotek bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir.. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 25.000ETL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava karz ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacım güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava karz ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacım güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava dışı ...'nun 12/09/2009 tarihli......
Bu koşul gerçekleşmişse tesis olunan ipoteğin kaldırılmasına karar verilir. Aksi halde şerhin kaldırılması istemi reddolunmalıdır. Ancak, borçlu ana para ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca TST.nün 31/son maddesine dayanılarak ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir. Somut olaya gelince; 15.03.1962 günlü ipotek akit tablosunda karz akdinden kaynaklanan 2.000 Liranın 15.10.1962 tarihinde ödenmesi koşulu ile ipoteğin kaldırılacağı yazılıdır....
İcra Mahkemesince akit tablosunda önceki bir borcun ortadan kaldırılması ve yeni ödeme şeklinin taraflarca belirleneceği iradesinin bulunduğu, ipotek kaydının silinmesi için yapılan başvurunun mahkemece reddedildiği ve üçüncü kişinin borcu için tesis edilen ipoteğin üst sınır kadar teminat sağlayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yanca dayanılan ipoteğin akit tablosunda belli bir tutara kadar doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği değil, açıkça belirtilmiş ve miktarı gösterilmiş çeklerin bedellerine karşılık tesis edildiği yazılı olduğundan bu ipoteğin üst sınır (limit=maksimal) ipotek olmayıp, anapara (karz) ipoteği olduğu tartışmasızdır. Öte yandan davacı yanca İstanbul 8....
A.Ş. lehine tesis edilen ipoteğin teminat teşkil ettiği 3 yıllık sürenin dolduğunu, cetvelde isabet ettirilen tutarın alacaktan fazla olduğunu ve alacağın ihale tarihi itibariyle belirlenmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinde davaya ayrılan payın müvekkili iflas masasına aktarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin tapuda mevcut olduğunu ve terkin edilmediğini, ipoteğin akit tablosunda fekkinin bildirilinceye kadar ipoteğin hüküm ifade edeceğinin yazılı olduğunu, karz ipoteği niteliğindeki ipoteğe faiz ve ferilerinin eklenmesi ile bulunan rakamın gerçek alacak tutarı olduğunu bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....