Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, sözleşmeden kaynaklanan cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağı talebine ilişkindir. Somut olayda; davacı şirket ile davalı şirket arasında ------akdedildiği, diğer davalıların ise iş bu sözleşmeleri ----sıfatıyla imzaladıkları, davalı şirketin uzun süre ----yapmaması üzerine davacı şirket tarafından ----- numaralı ihtarnamesi ile davalıdan muaccel borçlarının ödenmesi ve taahhüt ----- gerçekleştirilmesi hususunun ihtar edildiği, davalı şirketin ----devri neticesinde-------------- tarihinde sonlandırılmış olduğu, davacı tarafça davalının--- devri ile aralarında akdedilen bayilik sözleşmesi ve eklerini tek taraflı olarak haksız feshettiğinden bahisle huzurdaki davayı ikame ederek davalı yanın taraflar arasındaki sözleşme gereği satışını yapmayı vadettiği ancak gerçekleştirmediği ------ kaynaklanan kar mahrumiyeti ve sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsilini talep ettiği görülmüştür....

    UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık; davalının 3 yıl boyunca akaryakıt alımı yapmaması nedeni ile davacının sözleşmeyi fesih etmekte haklı olup olmadığı, sözleşme hükümleri uyarınca cezai şart alacağı ve kar mahrumiyeti talep edebilip edemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava konusu uyuşmazlık; bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle cezai şart ve kar mahrumiyetine ilişkin tazminat isteminden kaynaklanmaktadır....

      Mahkemece, yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen 17.12.2013 tarihli bilirkişi 2.ek raporuna göre; davalının savunmasına konu iddialarını kanıtlayamadığı, davacıdan akaryakıt satın almayarak fiilen bayilik sözleşmesine son vermiş olması sebebiyle davacı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshine sebep olduğu, hesaplanan 200.000 USD cezai şart alacağı davalının ekonomik mahvına neden olacağından tenkis edilerek 100.000 USD cezai şart alacağının bulunduğu, davacının cezai şart alacağının yanı sıra, mahrum kalınan kar ile kurumsal giydirme alacağı ve faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. .../... 2-Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde...

        şart talebinin söz konusu olmadığını, kar mahrumiyeti alacağının dayanağının davalı tarafından verilen ürün alım taahhütnamesi olduğunu, nitekim bilirkişi ... tarafından sunulan ve ayrık görüşünü içeren bilirkişi raporunda da cezai şart alacağına ilişkin olarak aynı bu görüşe yer verildiğini, bir diğer deyişle cezai şart alacaklarının bu raporla da doğrulandığını, buna rağmen mahkeme tarafından cezai şart talebinin kar mahrumiyeti talebi ile aynı çerçevede değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin kar mahrumiyeti alacağına ilişkin talebin reddi gerekçesinin de hukuka, taraflar arasındaki sözleşmelere, ticari ilişkinin bünyesine ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, bu hususta hükme esas alınan bilirkişi ...'...

          şart talebinin söz konusu olmadığını, kar mahrumiyeti alacağının dayanağının davalı tarafından verilen ürün alım taahhütnamesi olduğunu, nitekim bilirkişi Adem Ünal tarafından sunulan ve ayrık görüşünü içeren bilirkişi raporunda da cezai şart alacağına ilişkin olarak aynı bu görüşe yer verildiğini, bir diğer deyişle cezai şart alacaklarının bu raporla da doğrulandığını, buna rağmen mahkeme tarafından cezai şart talebinin kar mahrumiyeti talebi ile aynı çerçevede değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin kar mahrumiyeti alacağına ilişkin talebin reddi gerekçesinin de hukuka, taraflar arasındaki sözleşmelere, ticari ilişkinin bünyesine ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, bu hususta hükme esas alınan bilirkişi Adem Ünal'ın ayrık raporuna ilişkin itirazlarını aynen tekrar ettiklerini, TBK m. 179 hükümlerinin emredici olmadığını, tarafların aralarında anlaşarak, bir borcun ifa edilmemesi veya kötü ifa edilmesi halinde hem ifanın veya ifa etmeme tazminatının hem de cezanın...

          Davacı vekili, taraflar arasında 19/04/2008 başlangıç tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının anılan sözleşmeyi haksız olarak 18/05/2012 tarihinde sürenin bitiminden önce feshettiğini, müvekkilinin kar kaybına uğradığını, ayrıca sözleşmede cezai şart öngörüldüğünü belirterek kar mahrumiyeti ve cezai şartın davalıdan tahsilini talep etmiş, verdiği ıslah dilekçesi ile kar mahrumiyeti alacağını arttırmış, mahkemece davacının cezai şart talebinin kabulüne, kar mahrumiyeti alacağının kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı, reddedilen kar mahrumiyeti alacağı yönünden davacı istinafa başvurmuştur. Bayilik sözleşmesinin süresinden önce haklı bir neden olmaksızın feshedilmesi halinde diğer tarafın kar kaybına uğrayacağı tartışmasızdır. Yargıtay uygulamalarına göre bu durumda karşı tarafın talep edebileceği kar kaybı sözleşmenin kalan süresine göre değil, davacının aynı bölgede benzer bir bayilik kurabilmesi için gerekli makul süre kadar olmalıdır....

            Ayrıca mahkememizce 03/11/2022 tarihli bilirkişi raporuyla cezai şart alacağı ve kar mahrumiyeti miktarlarının davalının ekonomik mahvına neden olabilecek tutarlarda olmadığı, davalının kar mahrumiyeti ve cezai şart bedelini ödeyebilecek mali kaynaklara sahip olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı taraf sözleşmenin iptal edildiği tarihteki bilançoya bakılmasına yönelik itirazlarda bulunmuş ise de emsal kararlar uyarınca mahkememizin 26/05/2022 tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararı gereği davalıya ait son 3 yıldaki bilanço ve vergi beyannameleri incelenerek cezai şart ve kar mahrumiyeti miktarlarının davalının ekonomik mahvına sebebiyet verip vermeyeceği hususunun araştırılması yönündeki ekonomik mahvın oluşmayacağına yönelik tespit karşısında davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir....

              Maddesi uyarınca müvekkilleri şirkete sözleşme sonuna kadar hesap edilecek mahrum kalacağı kar mahrumiyetine ilişkin tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu. Davalı yanın sözleşmenin 28. Maddesi uyarınca fesih tarihindeki 100 Ton LPG'nin Ana depo çıkış fiyatı tutarındaki cezai şartı müvekkilleri şirkete ödemek zorunda olduğunu. Davalıya fesih ihtarnamesi ile birlikte hesap edilen kar mahrumiyetine ilişkin tazminatın ve cezai şarta ilişkin tazminatın ödenmesi hususu da ihtar edilerek davalı temerrüte düşürüldüğünü. Neticeten, fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL kar mahrumiyeti, 10.000,00 TL cezai şart alacağı olmak üzere 11.000,00 TL'nin fesih tarihinden itibaren "müşterek borçlu müteselsil kefillerden sınırı ile sorumlu olmak üzere" müşterek ve müteselsilen reeskont faiziyle davalılardan alınmasına karar verilmesini ıslah dilekçesi ile de Ceza-i şarta ilişkin kısmının 15.000.-TL    tutarında artırılarak 25.000.-TL ye 1.000....

                Maddesi uyarınca müvekkilleri şirkete sözleşme sonuna kadar hesap edilecek mahrum kalacağı kar mahrumiyetine ilişkin tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu. Davalı yanın sözleşmenin 28. Maddesi uyarınca fesih tarihindeki 100 Ton LPG'nin Ana depo çıkış fiyatı tutarındaki cezai şartı müvekkilleri şirkete ödemek zorunda olduğunu. Davalıya fesih ihtarnamesi ile birlikte hesap edilen kar mahrumiyetine ilişkin tazminatın ve cezai şarta ilişkin tazminatın ödenmesi hususu da ihtar edilerek davalı temerrüte düşürüldüğünü. Neticeten, fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL kar mahrumiyeti, 10.000,00 TL cezai şart alacağı olmak üzere 11.000,00 TL'nin fesih tarihinden itibaren "müşterek borçlu müteselsil kefillerden sınırı ile sorumlu olmak üzere" müşterek ve müteselsilen reeskont faiziyle davalılardan alınmasına karar verilmesini ıslah dilekçesi ile de Ceza-i şarta ilişkin kısmının 15.000.-TL    tutarında artırılarak 25.000.-TL ye 1.000....

                  -TL tüp ve depozite alacağı ile 5.000.-TL kar mahrumiyetinin dava tarihinden itibaren, 6.000 TL cezai şartın ise temerrüt tarihi olan 06.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı bayilik sözleşmesinin haklı feshine dayanarak kar mahrumiyeti, cezai şart ve tüp depozito bedelinin tahsilini istemiştir. Alınan bilirkişi raporunda Sözleşmenin 23. maddesine göre kar mahrumiyeti hesaplanmış ise de Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre kar mahrumiyeti süresi feshedilen sözleşmenin, fesihten sözleşmenin sonuna kadar olan bölümü için değil davacının aynı bölgede benzer bir bayilik kurabilmesi için gerekli makul süre kadar olmalı ve brüt kar değil net kar olarak hesaplanmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu