İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; tarafların 1986 yılında evlendiği, 25.02.2014 tarihinde açılan dava ile anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde, birbirlerinden katkı payı alacağı talep etmediklerinin belirtildiği, yargılama sırasında alınan beyanlarında ise eşya ve mal varlığına ilişkin hiçbir mal ve alacak talep etmediklerini belirttikleri ve tarafların anlaşmalı boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili geleceğe yönelik bir anlaşma yaptıkları, aynı zamanda kesinleşen anlaşmalı boşanma kararının hüküm kısmının iki numaralı bendinde tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak katkı payı alacağı talep etmediklerinin belirtildiği ve kararın bu hali ile kesinleştiği, davayı sonuçlandırmaya yeterli kesin delilin varlığı tespit edildiği için dava dilekçesinde talep edilen delillerin toplanmadığı...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın bütün halinde tetkikinden; davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, Hollanda’da yaşayan tarafların boşanma davası açmış ve Ovenjssel Asliye Hukuk mahkemesinin 22/01/2016 tarih ve C/08/181228/ESRK 16- 103 sayılı dosyası ile boşandıklarını, kararın 25.01.2016 tarihinde kesinleştiğini, taraflar arasında gerçekleşmiş bulunan boşanma karan ile taraflar arasındaki mal rejimi nedeniyle evlilik birliği içinde müvekkil tarafından alınan ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan Hatay İli, Defne İlçesi, Çekmece Mahallesi, 2111 ada 17 sayılı parselde bulunan binanın 3.kat 8 nolu bağımsız bölümün mal paylaşımının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların Hollanda Overijssel Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.01.2016 tarih ve C/08/181228/ESRK 16- 103 sayılı İlamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve kararın 25.01.2016 tarihinde kesinleştiğini, kararda mal paylaşımına ilişkin...
aralarındaki boşanma ve mal paylaşımı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Adana 6. Aile Mahkemesi'nden verilen 27.11.2013 gün ve 10/1060 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davacı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat Y.. E.. ve karşı taraftan davacı vekili Avukat R.. İ.. A.. geldiler....
Dava, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayalı anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. 29.05.2015 havale tarihli “anlaşmalı boşanma protokolünde” davacı tarafından davalıya yapılacak yardımcı kadın maaşı, aylık kira payı, mal ve servet paylaşımı, ticari ilişkiler, araç vs. dair hükümler mevcuttur. Hüküm fıkrasında ise sadece “taraflar arasındaki yazılı anlaşmanın uygun bulunmasına ve boşanmanın sonuçları konusunda düzenleme olarak onaylanmasına” denilmekle yetinilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, protokole uygun infazda şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrı ayrı hüküm vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
bulunup, diğer tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmaması, sanığın aşamalarda nafaka ve mal paylaşımı davalarında istediklerini elde edememesi nedeniyle kendisini anlaşmaya zorlamak için tanık ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri ile mal paylaşımı istemine ilişkindir. Birleşen dava; davalı/ davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı/ davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri ile mal paylaşımı istemine ilişkindir. Birleşen dava; davalı/ davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı/ davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 22/08/2007 tarihinde evlenmiş, 09/11/2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18/12/2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır ( TMK 179 m)....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1997 yılında evlendiğini, Bezau Bölge Mahkemesinin 07.10.2009 tarihli ve 3 C 275/09 sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra kadın tarafından erkek aleyhine mal paylaşımı ve tazminat davası açıldığını ve Bezau Bölge Mahkemesinin 17.11.2010 tarihli ve 3 FAM 27/10 f numaralı kararı ile erkeğin, kadına 12.000,00 Euro ödenmesine karar verildiğini, bu kararın 20.12.2010 tarihinde kesinleştiğini belirterek Bezau Bölge Mahkemesinin 17.11.2010 tarihli ve 3 FAM 27/10 f numaralı kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, iş bu dava ile ilgili yargılama yapmakla görevli ve yetkili mahkemenin ......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflarca imzalanan protokol hükmünde mal rejimi alacağı ile ilgili bir hüküm bulunmamasına karşın, tarafların duruşmada "boşanmadan sonra karşılıklı edinilmiş mallara ilişkin katkı payı, katılma alacağı ve ziynet alacağı talebimiz olmayacaktır" şeklinde beyanda bulunması üzerine bu yönde hükme geçirilen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen anlaşmalı boşanma kararında yer alan "tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminden kaynaklanan alacak talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" cümlesinin tavzih yoluyla kaldırılıp kaldırılmayacağı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü. 6100 sayılı Kanun'un 305 inci, 306 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....