Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/17 Esas, 2019/584 Karar Sayılı 04/07/2019 tarihli kararı aleyhine taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkilinin kayınvalidesi ve kayınpederi olduğunu, müvekkilinin nişan, düğün ve çocuklarının doğumları sırasında takılan ziynet eşyalarını davalıların kendilerine ait kasaya koyduklarını ve istediği zaman alabileceğini söylediklerini, sonrasında müvekkilinin eşi ile yaşadığı sorunlardan dolayı Denizli 2.Aile Mahkemesinin 2015/902 esas sayılı dosyasında evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanma davası açıldığını, bu davada ziynet eşyalarını da geri alamadığını beyan ederek, dava tarihi itibariyle toplamda 65.545,00 TL'nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı, evlenme sırasında takılan ve hediye edilen ziynet eşyalarının davalılar kayınvalide ve kayınpederi tarafından zorla alındığını, davalılar tarafından darp edilmesi nedeniyle davalıların yargılandıklarını ve mahkum olduklarını, eşi ile arasındaki boşanma davasının halen derdest olduğunu belirterek toplam 12.040.00.TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen iadesi ya da bedelinin tahsilini istemiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemesi'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı'ndan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılır. Eldeki davada, davacının kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından haksız olarak alındığı ve iade edilmediği öne sürülerek ziynet eşyalarının iadesi veya bedelinin tazmini istenmiş olup Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı içerisinde yer almamaktadır. Bu nedenle davaya aile mahkemesinde değil, genel mahkemede bakılması gerekir....
Ziynet eşyası alacağına ilişkin karara yönelik davalı vekilinin istinafı açısından; Davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebinin, boşanmanın eki niteliğinde olmadığı dikkate alınarak mahkemece verilen kararın ziynet eşyalarına ilişkin aynen iade olmadığı takdirde bedelin tahsiline ilişkin karar ve buna bağlı harç ve yargılama gideri dışındaki boşanma davası ve buna bağlı fer'ileri ile boşanmaya ilişkin 168,30 TL yargılama gideri ve boşanmaya ilişkin ücreti vekalete ilişkin kısım yönünden eksik inceleme yönünden karar kaldırıldığından usul ekonomisi dikkate alınarak ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsiline yönelik dava yönünden usul ekonomisi gözetilerek istinaf kanun yolu incelemesi yapılması gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Takı Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davalı-davacı ...'den kabul edilen ziynet ve takı alacağı yönünden 365 TL nispi temyiz peşin harcının alınmadığı görülmektedir....
Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve bir kısmının ise evlilik birliği içerisinde davalı tarafından bozdurularak harcandığını, davacıya tekrar iade edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise altınların hiçbir zaman davacıdan alınmadığını savunmuştur. Taraflar arasındaki boşanma dosyasında dinlenen tanıklar, gerekçeli karar ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı kapsamında; davalının, davacıyı darp ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın daha kusurlu olduğunın tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 11.03.2015 tarihli celsede yemin deliline dayanarak, davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuş, davalı taraf ziynet eşyalarının kendisinde olmadığına dair yemin etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz eden davacı-davalıdan, temyize konu kabul edilen ziynet eşyalarının değeri üzerinden alınması gerekli olan nispi temyiz peşin harcının eksik olarak alındığı görülmektedir. Sözü edilen noksan harcın temyiz edenden usulünce tahsili ile buna ilişkin makbuzun dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dava dosyasının mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.19.04.2012 (Prş.)...
Olayda, davacı ve davalı taraflar 25.08.2005 tarihinde evlenmişler, 24.11.2006 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Anlaşmalı boşanma davasında maddi manevi tazminat, nafaka, yargılama giderleri talep edilmemiş olması o davadaki haklara ilişkin olduğundan, bu davada davacı tarafından talep edilen ziynet eşyalarının, anlaşmalı boşanma davasının maddi, manevi sonucu olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Davacının dava açarak ziynet eşyalarını davalıdan istemesi konusunda yasal bir engel yoktur. Öte yandan davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını,daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanık beyanı ile ispat edememiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/627 Esas sayılı dosyası ile 09/08/2017 tarihinde boşanma davası açtığını, bu tarihte davacı tarafça kasada olduğu iddia edilen ziynet eşyalarının kolaylıkla alınabilecek iken davacı tarafın 17/08/2017 tarihinden müvekkili tarafından altınların kasadan alındığını iddia ederek asılsız ithamda bulunduğunu, ziynet eşyalarının kasada olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, kasadan alındığı iddia edilen 17/08/2017 tarihinden sonra tarafların çekişmeli boşanma davasını anlaşmalı olarak bitirdiklerini, anlaşmalı boşanma için görüşme sırasında taraflar arasında ziynet eşyalarına ilişkin herhangi bir anlaşmazlığın olmadığını, davacının ziynet eşyalarını müvekkili tarafın alındığı iddiasının inandırıcılıktan uzak olduğunu, nakit paranın ziynet eşyası olarak sayılmadığını, bu nedenle nakit para talebinin de yerinde olmadığını, ziynet eşyaları evlendikten sonra davacıya teslim edildiğinden davacının tasarrufuna bırakıldığından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka, manevi tazminat ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı kadın dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ziynet eşyalarının değerinin 2000 TL olduğunu beyan ederek bu miktar üzerinden nispi peşin harcı yatırmıştır....
Davalı erkek tarafından ziynet eşyalarının bir kısmının emaneten alınması nedeniyle düğünden sonra iade edildiği, diğer ziynet eşyalarının da kadın tarafından baba evine dönerken yanında götürüldüğü iddia edilmiş olup, emanet alındığı beyan edilen ziynet eşyalarının davacının bilgi ve rızası ile emaneten alındığı ve onun bilgi ve rızası ile geri verildiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, diğer ziynet eşyalarının ise iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığı hususunun da davalı erkek tarafından iddia ve ispat edilemediği, bu durumda davalı erkeğin ziynet eşyalarını iade ile yükümlü olduğu hususunda tereddüt yoktur. İadesi gerekir ziynet eşyalarının miktar ve niteliklerinin tespiti hususunda ise; Davacı kadın tarafından düğünde takıldığı iddia edilen 131 çeyrek altın, 5 yarım altın ve 20'şer gram 13 bileziğin aynen iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde yasal faizi ile birlikte bedeli talep edilmiştir....