Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece sırf davacı defterlerinin usulüne uygun olmamasından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı ile davalı arasında bir hizmet ilişkisi bulunduğu, davacı tarafça bu hizmetin verildiğinin sabit olduğu ancak dosyaya ibraz edilen tutanaklarda verilen bu hizmetin ayıplı olduğunun ve gereği gibi ifa edilmediğinin davalı tarafından iddia edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda verilen hizmet ve ayıplar üzerinde durularak sonuca gidilmesi gerekir. Öte yandan, davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmek üzere mehil verilmişse de, bu konuda HMK’nın 220. maddesindeki usule uyulmamıştır....
Dosya kapsamındaki boya kalınlıklarına ilişkin değerler incelendiğinde; aynı boya kalınlığında olması gereken sol ön kapı 230 mikron iken sağ ön kapı 260 mikron olduğu, bunun yanı sıra diğer bölgeler bakımından da aynı boya kalınlıklarında olması gereken yerlerin farklı boya kalınlıklarında olduğu bu haliyle aracın gizli ayıplı olduğu görülmektedir. Davacı vekili her ne kadar aracın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş ise de aracın 1 yıla yakın ve 14.000 kilometreden fazla kullanılmış olması nedeniyle ilk derece mahkemesi tarafından değer kaybına hükmedilmiş olması taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi ile mevzuata uygundur. Bunun yanı sıra aracın ayıplı olması nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelenmeyeceği, hükmedilen değer kaybının davacının mağduriyetini gidereceği anlaşılmakla davacının manevi tazminat istemine ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 28/03/2019 NUMARASI : 2017/283 ESAS - 2019/160 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesinin 28/03/2019 tarihli, 2017/283 Esas, 2019/160 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davaya konu 34 XX 479 plakalı aracın 24.01.2017 tarihli fatura ile 10.902 TL bedel ile satın alındığını, satın alım tarihinden 3 gün sonra aracın motorunda yangın çıktığını, aracın ayıplı olduğunu, bu hususun davalı tarafa noter aracılığıyla bildirdiğini, aracın yenisi ile değiştirilmesinin talep edildiğini, ancak cevap alamadıklarını belirterek ayıpsız misli ile değişimini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2021/179 ESAS - 2022/58 KARAR DAVA KONUSU : (Hizmetin Ayıplı Olması) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait aracın çalışırken titremesine ilişkin sorunun giderilmesi için davalıya ait özel servise bırakıldığını araca yönelik parçaların değiştiğini fatura çıkarıldığını, fatura bedelinin ödendiğini ancak daha sonra araçtaki titremenin geçmediğini, ayıplı ifa niteliğinde olduğunu ileri sürerek ödenen bedelin ve 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davaya cevap sunmamıştır....
CEVAP: Davalı vekili cevabında; Mahkememizin görevsiz olduğunu, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili şirketin satıcı değil ithalatçı olduğunu, motosikletin ayıplı olmadığını, müşteri memnuniyeti kapsamında onarımlarının yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; satın alınan motosikletin ayıplı olması nedeniyle misli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması zorunludur. Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunundan doğan hukuk davalar ticari dava sayılmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2020 NUMARASI : 2018/688 ESAS, 2020/81 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan KARAR : Taraflar arasında görülen malın ayıplı olmasından kaynaklanan misli ile değişim olmadığı takdirde bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davanın faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı tarafın borcu kabul etmediği, ----- raporlarında davacı yan tarafından teklife konu hizmetin davalı yana verildiği kanaatine varıldığı, davalı tarafından davaca tarafça takibe konu edilen fatura ile ilgili müvekkili şirkete herhangi bir iş yapılmadığı belirtilmiş ise de; ----- tutarlı fatura düzenlendiği, faturanın düzenlendiği tarihten önce ----tarihlerinde kısmı ödemeler yapıldığı, kısmi ödeme yapılmasından sonra davalının hizmetin verilmediği yönündeki iddiasının dinlenemeyeceği, mahallinde yapılan keşifler, tanık beyanları ve ----raporlarıyla da davacı yan tarafından teklife konu hizmetin davalı yana verildiği, alacağın faturaya dayalı olması ve likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davacının,davalı şirketin organize ettiği ... seyahat tur programına katılmak için davalı şirket ile anlaştığı ve düzenlenen tur programına katıldığı taraflar arasında tartışma konusu değildir.Davacı tur programının bir kısmının ayıplı olmasını ”Prag gezisi ve kaybolan eşyalar ile ilgili” ileri sürerek hizmetin gereği gibi verilmemesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı savunmasında,Prag’da davacının gümrüksüz alanda beklemesi gerekirken bu alandan çıktığı için kullandığı vizenin tükenmesi nedeniyle Prag programının gerçekleşmediğini,kaybolan valizini teslim alırken de ihtirazı kayıt ileri sürmediğini,kullandığı ve tükettiği tur programı bedelinden sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda davacının kusurlu addedilemiyeceğinin belirtilmiş davacı talebi gibi tüm istek kalemlerinin kabulüne karar verilmiştir....
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasa'da düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin ise satıcı veya sağlayıcı olması, taraflar arasındaki işlemin de tüketici işlemi olması gerekir. Yasanın düzenleniş amacı gözetildiğinde her alıcının tüketici olarak kabulünün mümkün olmadığı açıktır....
N:70 Emirgan/Sarıyer adresindeki gayrimenkulün sahibi olduğunu, dava konusu taşınmazda bulunan gizli ayıp nedeniyle evin oturalamayak halde olduğunu, malzemenin gerekli yalıtımı sağlamadığını, İstanbul 12.Tüketici Mahkemesinin 2019/1351 Esas sayılı dosyası ile açılan davada gizli ayıpların tespit edildiğini, davalıların kusurundan kaynaklanan zararlar nedeniyle kira gelirinden yoksun kaldığını beyanla yoksun kalınan kira alacakları nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....