WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine giriştiğini, oysa taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, düzenlenen ipotek belgesinin açık bir borç ikrarını içerdiğini, müvekkilinin......

    nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: 2- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçluların temyiz itirazlarının REDDİNE; 3- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığı ve borçlulara örnek 6 nolu icra emri tebliğ edildiği, borçluların asıl ve birleşen dosyalarda icra mahkemesine başvurularında yetkiye ve borca itiraz ederek ipotek limitini aşan kısmın iptalini talep ettikleri, mahkemece, business kredi kartı ve trio kredi kartından doğan borçların da teminatını oluşturan ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İ.İ.K.'...

      İcra Müdürlüğü 2014/2683 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını ve müvekkiline ait taşınmaz satılarak borcun tamamının kapandığını ileri sürerek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmış olmasının kefillere başvurulmasına engel olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Maddede hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılabilecek kişiler sınırlı olarak sayılmıştır. Somut olayda şikayetçi ...'ın genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlu-müteselsil kefili olduğu, ayrıca asıl borçlu ve ipotek veren sıfatı bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda kendisi hakkında İİK'nun 150/ı maddesinde göre ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamaz. O halde şikayetçi ... yönünden ipotekli takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu borçlu yönünden de şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4.eğildir....

          - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki sona erip, davalının hiçbir alacağı kalmadığı halde davalı şirketin sırf kendilerinden ürün almayı bıraktığı için müvekkilinin teminat olarak verdiği ipoteğe dayanarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yaptığını iddia ederek müvekkilinin veya sahip olduğu ortaklığın davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığının tespiti ile takibin ve borcun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı tarafın müvekkili şirkete borcu bulunduğunu, davalı tarafın alacağını tahsil etmek için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığını, takibin itirazsız kesinleştiğini, davacının ödemesi gereken borçlarını ödemediği gibi takibi sürüncemede bırakmak için menfi tespit davası açtığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....

            Yukarıda belirtilen maddedeki düzenleme banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, İİK'nun 150/ı maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz olup süresiz şikayet ile icra emrinin iptali istenebilir. Bu nedenlerle şikayetin kısmen kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçluların karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ:Borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22/05/2014 tarih ve 2014/9956 E.-10389 K. sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipten ayrı olarak aynı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla genel haciz yoluyla ilamsız takip yapılması halinde alacak tek olduğundan her iki dosyada yapılan tahsilatlar birlikte değerlendirilerek tek tahsil harcı alınması gerekir. Aksi taktirde mükerrer harç tahsili söz konusu olur. Somut olayda; alacaklının aynı borçlar hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla .... İcra Müdürlüğünün 2008/627 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 14/03/2008 tarihinde takip yaptığı, yine aynı tarihte aynı alacağa ilişkin olarak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, .......

                Somut olayda itiraza konu .... 17.İcra Müdürlüğü'nün 2011/7952 esas sayılı takip dosyasında alacaklı bankanın 18.01.2007 tarihli ipotek akit tablosuna ve 02.03.2011 tarihli hesap kat ihtarnamesine dayanarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiği, aynı alacaklı tarafından aynı borçluya karşı .... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2008/6016 esas sayılı takip dosyasında da aynı ipotek senedine dayalı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapıldığı görülmektedir. Bu durumda aynı ipotek senedine dayalı olarak alacaklının daha önceden borçlu hakkında takip yaptığı anlaşılmaktadır. Mükerrer takip bulunmaması dava şartı (icra hukukunda takip şartı) olduğuna göre mahkemece, borçlunun mükerrerlik itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  ın borçlarını ödememesi nedeniyle davalılara hesap kat ihtarı çekildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen borç ödenmediğinden giriştiği ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı..., katılmış olduğu duruşmada davacıya herhangi bir borçları bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre bayilik sözleşmesi nedeniyle davalıların davacıya 21.549,76 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava bayilik sözleşmesi uyarınca alacağın tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine itirazın iptaline ilişkindir....

                    Osmaniye İcra Dairesinin 2021/22511 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında 03/10/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 353.956,89 TL'nin tahsili için ilamlı takip başlatıldığı, davanın 23/06/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte haciz sahfası bulunmadığından meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağına dair gerekçe ile red kararı vermesi gerekirken haciz safhası olan takipte uygulanması gereken yedi günlük sürede haczedilmezlik şikayetinde bulunmadığından reddine karar vermesi isabetsiz olmuştur. Bu takipte haczedilmezlik şikayeti yapılamayacağından sürenin başlangıcında esas alınan tebligatın usulsüz olup olmadığının incelenmesi gerekmez....

                    UYAP Entegrasyonu