WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, terkini istenen ipoteğin idari yargı yerinde kaldırılması ve ipotek bedelinin depo ettirilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin 13.12.1986 tarihinde tesis edildiğinden ve on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı gerekçe yönünden, davalı ise esası bakımından temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 858.maddesi hükmü “taşınmaz rehni, tescilin terkini veya taşınmazın yok olmasıyla sona erer. Kamulaştırmaya ilişkin kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir. Yasanın bu hükmüne göre taşınmaz rehnini sona erdiren nedenler; tescilin terkini (çizimi), taşınmazın tamamen yok olması ve kamulaştırılmasıdır. Ancak, uygulamada taşınmaz rehnini sonlandıran başka nedenlerin varlığı da kabul edilmektedir. TMK’nun 883.maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir....

    Mahallesinde kain ... ada, ... parsel ve ...ada, ... parselde kain taşınmazlar üzerine 3.000.000.000,00TL bedelle 13/10/1992 tarihinde ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin ödenmesine rağmen ipotek şerhinin kaldırılmadığını, yapılacak yargılama neticesinde anılan taşınmazların kayıtlarında yer alan ipoteğin kaldırılmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıların nüfus aile kayıt tablolarının incelenmesinde; dava açılma tarihinden evvel vefat ettikleri tespit edilmiştir. Nüfus kayıtlarına göre davalılardan ...'ın 02/09/2017 tarihinde, davalı...'ın 27/01/1998 tarihinde, davalı ...'ın ise 14/04/2018 tarihinde vefat ettikleri belirlenmiştir. Ölü şahıslar adına (ölü oldukları bildirilip mirasçılarının hasım oldukları gösterilmeden) dava açılamaz. Bu halde dava şartı eksikliği mevcut olacaktır. Somut uyuşmazlıkta da dava açılmadan önce ölü olduğu belirlenen ve bu nedenle taraf ehliyeti olmayan ..., ... ve... aleyhlerine dava açılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmazın "aile konutu" olduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Taşınmaz üzerinde hak sahibi (koca) tarafından, Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi gereğince davacı eşin "açık rızası" alınmadan, ... A.Ş. lehine 28.02.2002 ve 22.09.2005 tarihlerinde ipotek tesis ettirildiği, bankanın da 58042 nolu temlik beyanı ile alacaklarını davalı şirkete devrettiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalı şirket, davacının kötü niyetli olduğunu, ipotek tesisinden önce taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmadığını, tapuya güven ilkesi gereği kazanımın korunması gerektiğini ileri sürmüştür....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/199 esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili şirket hakkındaki konkordato tasdik kararı ve ipotek malikleri Gülbeyaz Rehin ve Şengül Tanık adına ipotekli gayrimenkule ilişkin yapmış oldukları ödemeler de gözetilerek her bir ipotek maliki açısından ipotekli gayrimenkullerdeki ipotek şerhlerinin kaldırılması için gerekli olan harç ve masrafların her bir ipotek maliki açısından ayrı ayrı tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2018/24150 esas sayılı icra dosyası....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde; fatura konusu hiçbir ürünün müvekkiline teslim edilmediğini, kapıların teslim ve montajının yapılmadığını, ayrıca taşınmaz üzerine konulan ipoteğin sözleşmede konu edilen ipotek olmadığını, tapu kaydından görüleceği üzere taşınmaz üzerine 80.000,00 TL bedelli kanuni ipotek tesis edildiğini, dolayısıyla sözleşmede belirtilen ipoteğin hiç tesis edilmemiş olduğunu, dolayısıyla sözleşme ve faturaların ipotek ile ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          icra takibinde dava konusu dairenin satışa çıkarıldığını belirterek satış işleminin tedbiren durdurulmasını ve tapu kaydı üzerindeki ipotek şerhinin terkinini talep etmiştir....

            Ziraat Bankası AŞ. lehine 22.04.2011 tarih, 9399 yevmiye numaralı 157.500,00 TL bedelli ipotek şerhinin bulunduğu ve bankanın 11.09.2015 tarihli yazı cevabında da ipotek alacağının devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür. O halde, mahkemece, borçlu ...'...

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda benimsenen bilirkişi kök ve ek raporunda ipotek konusu borcun tamamen ödendiği, ödenmediği belirtilen 233.146,07 TL borcun ise teminata dahil olmadığının belirtildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu ipoteğin doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği, ipotek akit tablosunun 1. maddesinin (İ) bendinden anlaşılmakta olup, kredi hesabının bir noktada sıfırlanmış olması teminatın sona erdiği anlamına gelmez. Alınan bilirkişi raporu kapsamında davalı banka tarafından daha sonra aynı sözleşmeye bağlı olarak kredi kullandırıldığı ve bu kredinin de teminat altına alındığı anlaşıldığından davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiştir....

                ye göndermiş oldukları ihtarnameye cevap alamadıklarını, bu durumda süresiz ipoteklerde taşınmaz malikinin dava açmaktan başka bir seçeneği bulunmadığını, borçlunun borcunu tamamen ödemesi halinde ipotek maddi anlamda sona ermekte ise de tapuda şekli olarak kalmakta olduğunu, dolayısıyla bir borcun tamamen ödenmesinin onun maddi anlamda sona ermesi demek olduğunu, şekli anlamda sona erme ise; ancak tapu kütüğünde hukuki sebebi sona ermiş ipotek şerhinin, lehtarının yazılı talebi ile terkin edilmesi hali olduğunu, tarafların borç ilişkisinin sona ermesine rağmen tapu kütüğünde şekli olarak ipotek şerhinin kalmaya devam etmesinin sebebinin genellikle; alacaklı ve borçlunun borç ödendikten sonra yapılacak bir şey kalmadığını düşünmeleri yada tabiri caiz ise “sonradan sileriz” denilerek unutmaları yada önemsememeleri yahut ipotek lehtarının haksız ve kötü niyetli bir şekilde ipotek terkini işlemini sürüncemede bırakması olduğunu, zira müvekkilinin ... (......

                  Ancak, çekişmeli taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün kesinleşen orman sınırları dışında bırakıldığı ve bu bölüme yönelik davanın reddine karar verildiğinden, bu bölüme yönelik ipotek ve haciz şirhlerinin kaldırılması ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince, yargılama giderlerinin davacı kurum üzerinde bırakılmaması, yine taşınmazın iptal edilmeyen bölümü üzerindeki ipotek ve haciz şerhinin kaldırılması doğru değil ise de, bu...

                    UYAP Entegrasyonu